Cahil insanlara yalanları kabul ettirmenin kolay olduğunu bilerek mi yoksa gerçekten cahillikten mi bilinmez ama ‘eğitimi yok et!’
Benden olmayanı yok et sektörü
Böyle bir sektör var mıdır? Benim gibi düşünmeyen, benim gibi yaşamayan, benim cinsiyetimde olmayan yok olsun sektörü?
Tiyatro sevmem, tiyatrodan anlamam, tiyatronun ne olduğunu da bilmem. Hayatımda hiç tiyatroya gitmedim. Bu konuyla ilgili hiçbir bilgim yok ve hatta öğrenmek de istemiyorum. Öyleyse tiyatroyu yok etmeliyim. Tiyatroları yok et! Ne kadar konuşan tiyatrocu varsa onları da yok et!
Heykel sevmem düşüncesi ile sanatı ve sanatçıyı putperest ilan et. Periler ülkesinin içine tükür, hatta bununla yetinme; ucubeleri yık, yerine dinozorlar, robotlar falan dik. Olmadı durun yanlış yapıyorsunuz diyenlere de dava aç, yargıla yok et!
Resim sevmem. Hatta anlamam da; o zaman yok etmeliyim. Ülkenin önde gelen ressamlarının sergilerini bas. Açılış kokteyllerinde bir kadeh şarabı çok gör, hatta onları bıçaklamaya çalışarak yok et!
Çağdaş müzikten anlamam, hatta dinlemem de; o zaman yok et! Dünyaca ünlü sanatçıları susturmaya çalış, beceremediğin zaman yargıla, o da olmadı saldır.
Bana karşı ayaklandılar. İnsanlar özgürlük diyor, eşitlik diyor, demokratik yaşam diyor. Sokaklara döküldüler de; onları yok etmeye çalışırken ekmek almaya giden çocuğu da yok et.
Ben erkeğim. Kadın benim kölemdir. Onu da yok et. Kapalı kapılar ardına sakla, saçı eli, yüzü, ayağı, parmağı, gözü görünmesin diyerek çarşafların içine sakla; yok et. Bir kadının saçlarını özgürce rüzgarda savrulma hissini, bir çam kokusunu, baharda güneşin tenini ısıtma duygusunu yok et.
Benim gibi düşünmek zorundasın. Değil ise yazma! Televizyon kurma, gazete ve dergi çıkarma! Düşünceyi satın almaya çalış. Olmadı, yapamadın televizyon kanallarını, gazeteleri kapat. Hala mı susturamadın; hapse at.
Cahil insanlara yalanları kabul ettirmenin kolay olduğunu bilerek mi yoksa gerçekten cahillikten mi bilinmez ama; ‘eğitimi yok et’.
Doğayı, yüzlerce yıllık ağacı, yol yapmak için yeşili, rant için dereleri yok et. Daha da ileri git; “Durun, buralar bizim. Ne yapıyorsunuz?” diyenleri de yok et.
İktidar elimden gidiyor. Yok olmalısın!
Bana oy vermediler, iktidar elimden gidiyor, koltuğumu kaybediyorum de; çocukları yok et. Görevini yapmaya çalışan insanları yok et. Hatta uydurulmuş şehitlik mertebesine eriştiler diyerek anaların umutlarını yok et.
Her milli bayramda bir bahane bul, kutlama yapma; bir bahane bulamazsan hastalan hastahanelerde yat. Bayram ruhunu yok et.
Aşkı, sevgiyi, güveni yok et.
İnsanı insan yapan ne varsa hepsini yok et…
Peki soruyorum sizlere yok edilebildi mi? Hala tiyatrolar oynuyor, hala resim sergileri açılıyor, hala heykeltraşlar çalışıyor. Halen doğa ve yeşil için insanlar direniyor. Hala sanatçılarımız ülke çapında ve yurt dışında konserler vermeye devam ediyor ve hala milli bayramlar kutlanıyor. Gazeteler basılıyor, televizyon kanalları çalışıyor. Kadınlarımız sokaklarda kahkaha atarak özgürce dolaşabiliyor.
İnsanı insan yapan ne varsa, biz, “Cumhuriyet Çocukları” yaşatıyoruz. Yaşatmaya da devam edeceğiz…
Tek yapamadığımız barış ve kardeşlik ortamını sağlamak ve akan kanın durdurulması. Diliyorum, ümit ediyorum ve bu uğurda direniyorum ki; bir gün bu da gerçekleşecektir. Bizler mutlu, refah, özgürce ve insanca yaşayabileceğimiz bir ülkeye sahip olacağız.
Bu bir hayal diyenlerinizi duyabiliyorum. Hayaller olmadan gerçeklere ulaşılamaz. Her şeye rağmen, bir avuç kalsak da önce hayal edeceğiz ki gerçekleştirebilmek için çaba sarf edeceğiz ve hatta savaşacağız.
Nereden mi biliyorum?
“Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut!”
Komplo ve paranoya iktidarları nasıl etkiliyor?
