Seçim Vaatlerinde Asgari Ücret Tartışması

Asgari ücrette kampanyalar devam ediyor… Ver oyunu, al asgari ücret maaşı artırımını! Asgari ücret maaşında artış yapacağını ifade eden son parti de AKP oldu. AKP de bu seçim vaadiyle, 1 Kasım’a yeni bir ekonomik seçim vaadi ile girmiş oldu. Asgari ücret ne kadar mı olacak?

seçim vaatleri asgari ücret tartışması chp akp mhp hdp

İlahi AKP!

Öncelikle size şunu söylemeliyim: Bizim ülkede demokrasi, adalet, özgürlük var mı?

Dergi yazarlarımız bu ay kapak konumuz olan “adalet” üzerine birçok yazı yazdılar! Türkiye’deki adalet üzerine çeşitli yazılar… Çeşitli açılardan bakarak adalet konusuna değindiler… Bu yazılardan bir tanesi de derginin Başyazarı Sn. Bayram Sarı’nın yazısı… Sarı, Nazım Hikmet’in söylediği iddia edilen “Türkiye’de adalet aramak genelevde bakire aramaya benzer!” sözünden yola çıkarak Türkiye’de adaleti sorguladı…


Ben adalet konusuna girmeyeceğim; ancak yazarlarımızın yazdıklarını destekleyecek çeşitli örneklerle AKP’nin seçim propagandası haline getirdiği asgari ücrete ve bunun adalet kavramıyla nasıl iç içe olduğuna kısaca değinmeye çalışacağım.

Nazım, yukarıda ifade edilen sözünü ne zaman söyledi bilinmez ama şunu iyi biliyoruz ki Nazım Hikmet 3 Haziran 1963 yılında öldü, doğumu da 1902… Kısaca Nazım, 61 yıl yaşamış ve Türkiye’de adaleti bulamamış…

Nazım’dan sonra koskoca 52 yıl geçmiş ve Türkiye hala ‘adalet’i sorguluyor… Bakın şimdi size vereceğim örneklerle artık siz hesaplayın Türkiye’de adaletin daha kaç yıl konuşulacağını!..

Ben büyüklerimizle otururken çok duydum…

“Bal tutan parmağını yalıyor; bu ülke nasıl batmaz yahu?!..”

Evet bu ülke batmaz! Neden mi? Çünkü bu ülkede “Milletin a. k.cağız!” diyenler kadar, bu millet içerisinde “Bu vatan kolay kazanılmadı be evlat; vatan namustur ve bu vatanın milleti de asil ve yücedir. Bunu asla unutma!” diyenler de vardır. Bunu söyleyenlerden biri de bu vatan içerisinde alın teri, emeği ile asgari ücret için çalışanlardır…

Eminim daha önce bunu birçok kez duymuşsunuzdur; belki zaman zaman siz de söylediniz izlediğiniz bir ekonomi haberinden sonra!..

Güleriz ağlanacak halimize!

Evet, güleriz hem de nasıl güleriz!..

AKP 1 Kasım’a seçim vaadi olarak yeni bir şey daha ekledi: “Asgari ücret 1.300 TL olacak.”

Ne demişti AKP 7 Haziran Genel Seçimleri’nden önce: “CHP hayal aleminde uçuyor; nereden bulacaklar o kadar kaynağı? Olsa zaten biz yaparız.” Hatta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu vaatlerin akılcı olmadığına yönelik ifadelerde bulunmuştu…

CHP yetkilileri de çıktı ve “Kesin hortumları, kaynak var mı yok mu görün!” demişti…


Hortumlar kesildi mi bilinmez ama CHP’nin bin 500 TL asgari ücret seçim vaadi gerçekten bazı şeylerin de sorgulanmasını sağladı.

Aslına bakacak olursak, zam yapmak da doğru değil! Sonuçta “800 TL büyük para geçinilebilir” değil mi?!..

Size bir örnek vereyim değerli okurlar… (1)

Maliye Bakanlığı:

2010 yılında Cengiz İnşaat’ın 424 milyon 478 bin 437 TL borcunu sildi.

2010 yılında Kanal A’nın  139 mil­yon 80 bin 649 TL’lik borcunu 5 mil­yon 845 bin TL’­ye in­di­rdi.

Yine 2010 yılında Yeni Şafak Gazetesi’ne de sahip olan Albayraklar Grubu’nun 100 mil­yon 368 bin 40 TL’­lik bor­cu 1 mil­yon 220 bin 322 TL’­ye dü­şü­rül­dü…

Asgari ücretliden tam tamına vergi alınırken büyük şirketlere böyle yakın ilgi gösteriliyor…

Bu borçlar neden silinir ya da düşürülür? Burası Türkiye ve adaleti işte!..

Bunlar yapılmamış olsa herhalde asgari ücrette de bir artış olur değil mi?..

AKP, bazı iş adamlarının vergisini silmeyecek ya da indirim yapmayacak 1 Kasım’dan sonra herhalde!

İlahi AKP!..

[divider]


Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2014/gundem/yandasa-kiyagin-belgesi-488861/


 

Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…