Temizlik takıntısı depresyona sebep oluyor

Defalarca el yıkama, evi temizleme, dışarıdan gelen her şeyi dezenfekte etme gibi tekrar tekrar yapılan, hayatı temizlikten ibaret hale getiren temizlik takıntıları kadınlarda daha yaygın görülüyor. Tıpta “obsesif kompulsif bozukluk” olarak adlandırılan bu durum, önlem alınmaması halinde cilt hastalıklarından depresyona kadar pek çok hastalığa neden oluyor.

Temizlik takıntısı depresyona sebep oluyor

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, temizlik takıntısı yaşayan kişi ile yakın çevresinin bu durumdan olumsuz etkilendiğini ve hayatlarının kısıtlandığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

Temizlik takıntıya dönüştüğünde kısıtlamalar da başlıyor!

Temizlik takıntısı, obsesif kompulsif bozukluk, başka bir deyişle “takıntı” hastalığından bahsederken halkın aklına en fazla gelenlerdir. Bazı danışanlarımız kendi sıkıntılarını anlatmak için, “Bende titizlik hastalığı var” derler. Hem bireysel hem de içinde yaşadığımız çevrenin temizliğine özen göstermek bir noktaya kadar hastalıkları uzak tutup daha konforlu ve daha sağlıklı bir hayat yaşamamızı sağlarken, temizlik bir takıntıya dönüştüğü aşamada hem bireyin hem de çevresinin hayatı kısıtlanmaya başlar.


Temizlik takıntısı depresyona sebep oluyor obsesyon obsesif kompulsif bozukluk nedir?

“Temizlemezsem çok kötü şeyler olacak!”

Yıkama takıntısı olan kişiler, bulaşma sonrası eğer yıkama yapmazlarsa tehlikeli bir çok olayın gerçekleşebileceğine dair yüksek bir beklenti duyarlar. Böylesine yüksek bir tehlike olasılığını göz önünde bulundurduklarında yıkama eylemini yapmaktan geri duramazlar. Kişi, çevreyi pis olarak algılar ve bu pisliğin kendisine ya da bir başkasına bulaşması sonucu gelişeceğini düşündüğü zararları önleyebilmek adına kendini temizlemeye verir. Eğer belli yerlere dokunduktan sonra ellerini hemen yıkamazsa hastalanacağını düşünüp banyoya koşup elini sudan geçirip rahatlama yaşar. Bazen bu rahatlamayı yaşayabilmek için elini birden fazla sayıda ve belki sadece belli bir sabunla yıkaması gerekebilir. Pislik algısı her zaman mikroplar ve hastalıklarla ilgili olmayabilir. Hatta kimi danışanlar pisliğin ne olduğunu tam tarif edemediklerini ancak hissettiklerini söylerler. Bu pisliği yıkamazsa çocuğunun başına kötü bir şey geleceği düşüncesinde olduğu gibi, yıkama ihtiyacı gelecekteki olumsuz bir olasılıktan koruyucu nitelik taşır.

Asıl temizlenmesi gerekenler ertelenebilir

Temizlik takıntısı denince akla ilk el yıkama gelir ancak bir şeylerin pislikle bulaştığı düşüncesi ve buna eşlik eden yıkama davranışının bulunduğu farklı durumlar da vardır. Mesela dışarıdan gelen bir torba pis olarak düşünülürse değdiği her yeri temizleme ihtiyacı yaşanabilir. Ya da sokakta giyilen kaban dahil tüm kıyafetler pis görülüp eve gelir gelmez hepsini yıkama ihtiyacı duyulabilir.

Temizlik malzemeleri bile yıkanabiliyor

Bazıları evden misafirler gider gitmez koltuk kılıfı ve perde yıkayabilir. Temizlikle ilgili tutarsızlıklar da olabilir. Her tuvalet sonrası tüm kıyafetlerini çamaşır makinesine koyan bir kişi haftalardır vücut banyosu yapmıyor olabilir. Temizleme töreni öylesine çok ayrıntı gerektirebilir ki kişi temizliğiyle başa çıkmakta zorlanacağını düşündüğü bazı yerleri temizlemekten kaçınabilir. Temizlik yapılan malzemeleri de temizleme ihtiyacı duyulabilir. Kalıp sabunları yıkayanlar, temizlik bezlerini defalarca kaynatanlar, her yerin temizliği için ayrı bir temizlik bezi kullanıp bunları da çöpe atanlar olabilir. Bazıları da sadece kendilerini değil, yakınlarını da yıkamak isteyebilir. Özellikle çocuklar evdeki temizlik takıntısı olan ebeveyni örnek alarak ileride temizlik takıntısı geliştirebilir.”

Kadınlarda daha yaygın

Temizlik takıntısının kadınlarda daha yaygın olduğunu belirten Ünsalver, bazı kadınların bununla gurur duyduğunu hatta yapılan muayenelerde bundan bir sorun olarak bahsetmediklerini vurguladı.

Hastalıklara yol açabilir

Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, temizlik takıntısının cilt hastalıklarından depresyona kadar çeşitli hastalıklara da yol açabileceğini belirterek şunları söyledi:


“Yıkama ve temizlemeyle geçen süre zaman içerisinde artıp bazen günün tamamını kapsayabilir. Yıkamayla geçen sürenin artması suya ya da temizlik maddelerine temas eden cilt ve diğer yüzeylerin aşınmasına neden olabilir. Ciltte kuruluktan kanamaya kadar geniş bir yelpazede etkilenme olabilir. Derimizin yüzeyinde bizi bazı dış etkenlere karşı koruyan yağ ve asitli tabaka sabunların etkisiyle kaybolduğundan deri enfeksiyonlara açık hale gelir. Saçlarda dökülme olabilir. Eğer eşyalar, kıyafetler yıkanıyorsa bunlar kısa sürede yıpranacaktır.

Takıntılar şiddetlenip zaman içerisinde depresyon geliştiğinde depresyona bağlı enerji azalması temizlik yapmayı zorlaştırır. Bu durumda bir çok danışanımız temizlik yapamamak nedeniyle daha da fazla sıkıntı yaşar.

Temizlik takıntısı olan kişiler genellikle şikayetleri şiddetlenip gündelik hayatlarını olumsuz etkilediği dönemde tedaviye başvururlar. Tedavide hem bilişsel-davranışçı psikoterapiler hem de ilaç tedavilerinin yeri vardır. Bazı ileri vakalarda pislik algısı hezeyani bir boyut alabilir. Bu durumda hastanede yatarak tedavi dahi gerekebilir.”

İlgili yazılar

Diyet beceri işi 7 haftada öğrenilebilir!

Porfiria Hastası Kont Drakula


Porno düşkünlüğü bir bağımlılık mı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.