Psikopat profili: Cinayet işliyor, hakkıymış gibi savunuyor

İstanbul Tuzla’da tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı’yı öldürdükten sonra kayıplara karışan ve üç yıl önce Ankara’da çocukluk arkadaşı ve sevgilisini de öldürdüğü öne sürülen katil zanlısı, seri katil ve psikopat psikolojisini gündeme getirdi.

Psikopat profili: Cinayet işliyor, hakkıymış gibi savunuyor

Hastalıklar ve kişilik bozukluklarında insanların suça daha meyilli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, suç işlemeye en eğilimli psikiyatrik durumun psikopat olarak da bilinen antisosyal kişilik bozukluğu olduğunu söylüyor. Öyle ki bu kişiler suç işleseler dahi buna hakkı olduğunu düşünerek kendilerini savunuyor.

İstanbul Tuzla’da öldürülen Fatma Kayıkçı‘nın katil zanlısı olarak aranan doktora öğrencisi Atalay Filiz‘in üç yıl önce de arkadaşı Göktuğ Demirarslan ile 23 yaşındaki Rus asıllı Elena Radchikova‘yı öldürdüğü öne sürüldü. Kamuoyunda infial yaratan olayın yankıları sürüyor. Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Polikliniğinden Psikiyatri Uzmanı Doç.Dr. Alper Evrensel, suç ve suçlu psikolojisi üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu:


Psikopat profili: İşledikleri suçu haklı görüyorlar!

“İnsanı suç işlemeye iten çok sayıda sebep vardır. Biyolojik ve çevresel sebeplerin birlikteliği ile ortaya çıkar. Bazı hastalıklar ve kişilik bozukluklarında insanlar suça daha meyillidir. Suç işlemeye en eğilimli psikiyatrik durum ise psikopat olarak da bilinen antisosyal kişilik bozukluğudur. Bu kişiler suç işleseler bile buna hakkı olduğunu düşünerek kendilerini savunurlar.

Cezalandırılsalar da ıslah olmuyorlar

Tekrar tekrar cezalandırılsalar bile ıslah olmazlar ve davranışlarında bir değişim pek gözlenmez. Cezanın aslında 4 işlevi vardır. Birincisi kişinin ıslah olması. İkincisi mağdurun hakkının iade edilmesi. Üçüncüsü suçlunun hapis cezası ile masum toplumun korunması. Dördüncüsü de kamu vicdanının rahatlatılmasıdır. Yeterli ve adil bir ceza sistemi ile bu dört gereklilik de karşılanmış olur.”

Her suçluyu ve her suç dosyasını kendi şartları içinde ele almak gerektiğini belirten Evrensel, “Suçlunun suçu işlerken temel amacının ne olduğu çok iyi anlaşılmalıdır. Çoğu zaman bu suçtan bir çıkar elde etmek amaçlanır. Bununla birlikte yoğun öfke dürtüsünün denetlenememesinden kaynaklanan suçlar işlenebilir. Cinsel ve arzu dürtülerinin denetlenememesinden kaynaklanan suçlar da olabilir. Sonuçta kişiyi suça iten bir temel dürtü vardır ve bu dürtüyü denetlemekte yeterli beceri sergilenememektedir” dedi.

Yenilik arayışı ve dürtüsel özellikler suça meyilli kişilerde yüksek!

Genetik özellikler bizim mizaci özelliklerimizi belirler. Bu özellikler içinde yenilik arayışı ve dürtüsellik suça meyilli kişilerde yüksektir. Ancak bu mizaci özellikler güçlü bir karakter yapısı ile denetlenebilmelidir. Antisosyal kişiler başta olmak üzere diğer suçlularda eksik olan kısım kendini yönetme ve işbirliği yapma gibi temel karakter özelliklerinin çok zayıf olmasıdır.

Sosyal çevre, cinayet işlemeye etki ediyor mu?

Sosyal çevrede şiddet eylemlerinin nasıl ele alındığı çok önemlidir. Görgü ve kültür suç algısını değiştirebilir. Kimi toplumlarda suç olan bir eylem bazı sosyal çevreler için normal kabul edilebilir. Ancak temel suçlar hemen hemen tüm toplumlar, yasalar ve dinlerde suç olarak tanımlanmıştır.


Eğitim düzeyi suç işlemeyi engellemiyor!

Eğitim düzeyinin suç işlemeyi tümüyle engellemeyeceğine dikkat çeken Alper Evrensel, “Eğitim düzeyinin artması otokontrol becerilerinin de artmasını sağlar. Ancak eş zamanlı şekilde rasyonalizasyon ve entellektüalizasyon gibi savunma mekanizmalarının daha iyi kullanılmasıyla suça zemin hazırlayabilir. Bilgisayar korsanları da çok zeki ve yüksek tahsilli kişilerdir. Ayrıca zaman zaman üst düzey yöneticilerin yaptığı dolandırıcılık suçları ile de karşılaşılır. Yani aslında eğitim suç işlemeyi tümüyle engellemez. Meşhur Hannibal Lecter isimli film karakteri de insanları canice öldüren bir doktor olarak tasvir edilmiştir” dedi.

Planlı suç işleyen kişinin psikoloji daha farklı!

Planlı şekilde suç işlemenin dürtülere kapılarak bir anda fevrileşip suç işlemekten farklı olduğunu belirten Evrensel, “Bu durumda suç sonrasında ortaya çıkacak durum bilinmektedir ve sonuçlarından fayda umulmaktadır. Mesela planlı şekilde banka soyan bir hırsız bunun bir suç olduğunu bildiği halde bankayı soyar ve çaldığı paralarla lüks bir hayat yaşama hayali kurar. Planlı suçlarda çeşitli şekillerde suç unsuru eylemden menfaat elde etme amacı vardır” diye konuştu.

Şizofreni nedir? Şizofreni beynin karar mekanizmasını bozuyor

Bağdat Caddesi: Namuslu saatlerinizi ayarlamayı unutmayın!

Cansel de gitti: Kına Yakın!


Özgecan Aslan davası sonuçlandı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.