İhanetin adı: Mürted

Fethullahçıların bu derece kılcallara kadar nüfuz etmesinde kimlerin sorumluluğu var? Liyakat dengesi neden önemli? Sizi asıl kurtaran kimlerdi? Bundan sonra ne yapılması lazım?

Fethullahçıların kılcallara kadar nüfuz etmesinde kimlerin sorumluluğu var? Akıncılar Üssü'nün tarihte Mürted olarak anılması nasıl oldu?

“Yüzükoyun yere yatırdılar, biri kafama ayağıyla bastırdı. Ayaklarımı ve kollarımı ayırıp çekiyorlar, beni etkisiz hale getirmeye çalışıyorlardı. Ellerimi arkadan bağladılar. Ağzımı bantladılar. O vaziyette dururken sivil giyimli biri sırıtarak omzuma dokundu. ‘Komutanım merak etmeyin, bu bir tatbikat’ şeklinde alaycı ifadeyle konuşunca, dönüp baktım, emir subayım olduğunu gördüm. Kafama yüzümü kapatacak şekilde bere geçirdiler. Bu şekilde beni kaldırdılar. Koridorda sağa doğru çekiştirerek sürüklediler. Üç kat aşağıya sürükleyerek indirdiler. Sonra helikopterle Akıncı Üssü’ne götürüldüm. Elleri bağlı biçimde odaya alındım. İçeriye gelen bir şahıs ayak bileklerimi kelepçelediğinde çok korku hissettim.”

Bu ifadeler Org. Yaşar Güler’e ait. Koca bir orgeneralin bu derece mezhebi geniş açıklamalarını bir kenara koyalım, onu bu pozisyona düşüren olayların sorumlusu kim; bundan sonra ne yapılması lazım; onu tartışalım…


Ordu içindeki kritik mevkilerde çeteleşme nasıl olur?

Ordunun en kritik mevkileri; tayin şube, istihbarat, eğitim komutanlıkları ve heyet hastaneleridir. 200 – 300 kişi ile bu mevkileri ele geçiren bir çete ordu içinde rahatlıkla at oynatır, hatta tamamına hakim görüntüsü verir. Bunun yarattığı psikolojik ortamla da kendine yandaş bulur. Bu ülkede olan da budur.

Peki bu çetenin bu derece kılcallara kadar nüfuz etmesinde kimlerin sorumluluğu var?

Her YAŞ kararına şerh koymayı marifet sanan, her musibetten kendine rant çıkararak sıyrılmayı başaran, yoldan geçenin bile kolaylıkla kandırabildiği saftirikler topluluğu bunun siyasi sorumluluğunu; TSK’nın düğün meraklısı üst kademesi de idari sorumluluğunu yüklenmelidir. Ama heyhat… Boş temenni.

Askeri istihbarat neredeydi?

Koca koca generallerin söylediğine göre MİT’ten askeriyeye istihbarat akışı kesilmiş. Kardeşim bu bahane midir? Senin askeri istihbaratın yok mu? Hadi onu da ele geçirdiler diyelim. Çağır istihbarat başkanını, herhalde adamın koskoca orduda güvendiği 3-5 tane istihbaratçı kalmıştır. Bütün orduyu takip etmene de gerek yok. Personel şubenin tayin dairesindeki subayları, daha sonra askeri okullardaki mobbing duyumları üzerine öğrenci tabur ve bölük komutanlarını ve heyet hastanelerindeki doktorları gerek fiziki takiplerle gerekse telefon dinlemeleriyle takip et.

Liyakat dengesi neden önemli?

Baksanıza genelkurmay başkanının yaveri ne diyor? “Abilerden aldığım boş cihazı sabah komutanın odasına bırakıyor, akşam da alıyordum. Sonra doluyu abiye götürüyor, yeni boşu abiden alıyordum. Abiyle haftada bir buluşuyorduk.” Demek ki abisine bu kadar hayran bir haini bir ay takip etsen çeteyi çözecekmişsin.

“Bülent Abi, bize ev toplantılarında peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in ölümünden sonra dünyaya her yüzyılda bir büyük din aliminin geldiğini ve toplamda 14 alimin geleceğini, Bediüzzaman Said Nursi’nin 13. alim olduğunu, 14. alimin ise Fethullah Gülen olduğunu, Gülen’in her gece uykusunda peygamber efendimizle görüştüğünü ve İslam aleminin problemleri hakkında istişare ettiğini anlatırdı.”

Bu ifadeyi veren TSK mensubu darbeci bir astsubay. İnandığı şeye bakın. Pozitif bilimi rehber edinmeyen bir kafa bugün Fethullahçıların yarın Adnan Hocacıların peşine takılır. Yarın Adnan Hocacıları temizlersin, ertesi gün İsmail Ağacılar hakim olur. Halbuki amaç tek olmalı. Şeyhinden, hocasından emir almayan asker yetiştirmek istiyorsan kardeşim liyakata önem vereceksin. Liyakatı temel alırsan kurumlarda personel dengesi sağlar, hiçbir zümrenin kurumlarda tek başına hakimiyet kurmasına izin vermezsin.

15 temmuz darbe girişimi Ordu içindeki kritik mevkilerde çeteleşme nasıl olur? fetö

Birçok çocuğun, gencin hakkı yendi

Ama nafile! Masa başında çay içip dedikodu yaparak istihbarat yaptığını zanneden bir avuç tembeli harekete geçirmek ne mümkün. Her sene nisan ayında “yasak dersanelere” giden çocukların listesini alarak istihbarat yaptığını zanneden bu bir avuç ahmak tarafından yönlendirildik yıllarca.

Bunu, heyet hastanesinde 14 yıl boyunca görev yapmış bir askeri doktor olarak söylüyorum. Bu konuyu ordudayken her fırsatta dile getirdim. “Düşünün, benim oğlum falanca dersaneye gittiği için askeri lise sınavında elenecek ama bana askeri liseye alınacak öğrencilerin muayenesini yaptırıyorsunuz. Bana güveniyorsanız çocuğumu niye eliyorsunuz, güvenmiyorsanız bana niye bu işi yaptırıyorsunuz?” dedim. Böyle toptancı anlayış olur mu? Birçok çocuğun, gencin hakkı yendi. Yazık değil mi? Ama kimseyi inandıramadık. Bu uygulamanın bir işe yaramadığını da milletçe tankların namlusu g.tümüze girince anladık.

Bundan sonra ne yapılması lazım?

Bugün de aynı hatalar tekrarlanıyor. Yine tembel istihbarat çalıştırılamıyor, yine toptancı anlayış ile tüm askeri öğrenciler okullardan atılıyor. Hele askeri liseleri kapatmak da neyin nesi? Bir Allah’ın kulu çıkıp da “Askeri okulları kapatacağımıza adaletli sınav yapalım, hak eden girsin. 17 yaşındaki çocuklara mobbing uygulatmayalım. Şikayetleri araştıralım. İyi bir istihbarat akışı sağlayalım. Böyle heriflerin bir daha buralarda yuvalanmasına imkan vermeyecek yapıyı oluşturalım” demiyor. Hırsız bakanlar yakalandığında bakanlar kurulunu kapattınız mı? Askeri okulları niye kapatıyorsunuz? Tipik Türk kolaycılığı.

Ordudaki general enflasyonu

Bu dönemi iyi değerlendirmek lazım. Bu dönem bazı olumlu kararların alınması için fırsat da olabilir. Bu vesileyle şu konuya dikkatinizi çekeyim: Orduda büyük bir general enflasyonu var. Genelkurmay başkanının bile orgeneral olduğu bir yerde hadi kuvvet komutanlarını anladım da EDOK komutanının da orgeneral olmasına ne gerek var?

2 milyonluk Çin Ordusu’nda bile 191 general varken 700 bin kişilik Türk Ordusu’nda 364 general olması size de tuhaf gelmiyor mu? Çin Ordusu’nun generalleri mi çok yetenekli, yoksa bizim generaller mi çok gabi anlamadım. Rütbe ve mevkiler insanları orduda tutmak için rüşvet olarak kullanılamaz. Bir zamanlar Osmanlı ordusunda tümen komutanları yarbaydı. General sayıları derhal makul seviyeye indirilmelidir. Normal zamanda bunu yapmanız mümkün değilken bugün bu fırsat yakalanmıştır.


mürted timur yıldırım beyazıt akıncı hava üssü 15 temmuz darbe

Tarihte Mürted

Darbe girişimiyle ortaya çıkan bazı komutanların ihaneti, bu topraklarda daha önce de görüldü. Yıldırım Bayezid ile Timur arasında yaşanan Ankara Savaşı, bugün ‘Mürted’ olarak bilinen ovada olmuştu. Savaş sırasında Yıldırım’ın yanında yer alan bazı komutanların saf değiştirerek Timur’un yanına geçmeleri sonucu Osmanlı Devleti savaştan yenik ayrılmıştı. Padişahı esir düşmüştü. Bu ovaya daha sonraları Arapça’da “Müslümanlığı bırakıp başka dine geçmiş kimse” anlamına gelen “Mürted” ismi verildi. Buradaki üsse de Mürted Üssü dendi. Sonradan isminin içerdiği olumsuz anlam fark edilerek adı “Akıncılar” olarak değiştirildi. Bugün adının tekrar “Mürted”e dönüştürülmesi gündemde. Yani tarih tekerrür etti.

15 temmuz darbe girişimi kim kurtardı halk

Sizi asıl kurtaran kimler?

Kardeşim abuk sabuk işler yapmayın. Akşam aklınıza geleni sabah uygulamayın. Soğukkanlı olun. Olayları sakin değerlendirin. Paniklemeyin. Devlet adamı sorumluluğu taşıyın. Mahallenin bakkalı, manavı gibi davranmayın.

Öncelikle asker düşmanlığınızın tipik göstergesi olan çöp kamyonlarınızı çekin şu askeri birliklerin önünden. İzmir’de var mı bir tane birlik nizamiyesi önünde çöp kamyonu? Kendinizi bu kadar açık etmeyin. Şunu iyi dinleyin:

Sizi öyle sokağa çıkan trolcü akgençlik falan kurtarmadı. Sizi sokaklara çıkan halk kurtardı. Özel Kuvvetlerin kapısında generalin kafasına sıkan astsubay kurtardı. Tankları bozan, F16’lara yakıt vermeyen bakım personeli kurtardı. Piste yangın araçlarını çeken askeri itfaiye kurtardı. Mürted pistini bombalayan hükümet yanlısı pilotlar kurtardı. Cumhurbaşkanının uçağının uçuş kodunu darbecilere vermeyen Dalaman Askeri Üssü’nün personeli kurtardı. Darbenin ilk saatlerinde açıklama yapan ve cumhurbaşkanını İstanbul’a çağıran 1. Ordu komutanı kurtardı. Radar ekranlarını kapatarak darbeci uçakları kör eden Eskişehir’deki yedek hava harekat merkezi kurtardı. Onun için şimdi kaldırın o pis çöp kamyonlarını da gidin yerleri süpürün.

İlgili yazılar

ABD – PKK – FETÖ ihanet zinciri

15 Temmuz Birlik Günü mü?

Demokrasi, insan hakları ve Çarşı’nın ‘Karşı’lığının bittiği gün

15 Temmuz: Demire karşı duran koca yüreklerin darbesi

Darbe girişiminin öncesi ve sonrası

Cuntayı yıkmaya nasıl karar verdim?

Bir darbe girişiminin anatomisi: 15 Temmuz 2016

Darbe dabbe olmasın!


FETÖ’nün kriptosu deşifre oldu: 110 bin kişi iddiası


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.