California Üniversitesi San Francisco (UCSF) araştırmasına göre soda endüstrisinin yaptığı sağlık üzerine yapılan çalışmalarda şekerli gazlı içecekleri masum bir şekilde tanıtılıyor.
Soda endüstrisi şekerli gazlı içeceklerin sağlık riskini gizliyor mu?
Üniversiteden bir grup bilim insanı son zamanlarda obezite ile şekersiz içecek arasındaki ilişkiyi incelemek adına 2001’den 2016’ya kadar olan tüm araştırmaları gözden geçirdi. Onlar içecek üreticileri tarafından yapılan çalışmalara veyahut endüstriye finansal bağları olan araştırmacıların çalışmalarına göz gezdirdiklerinde şekerli içecek tüketimi ile yetersiz beslenme arasında hiçbir bağlantı bulamadı.
Her araştırma doğru olmayabilir!
O yüzden gelecek sefere şekerli içeceklerin sizler için kötü olmadığını ifade eden araştırmalar görmek olası görünüyor. Öyle bir bilgi ile karşı karşıya kaldığınızda bilgiyi didik didik etmeniz ve araştırmanın kim tarafından finanse edildiğini bilmeniz gerekmekte. Çünkü eğer araştırma bağımsız araştırmacılar tarafından yapılmıyorsa muhtemelen o araştırma sizi aldatmaya yönelik bir araştırmadır.
Raporun baş yazarı ve San Francisco Hastanesinde görev yapmakta olan Doktor Dean Schillinger şunları söylüyor:
“Bağımsız çalışmalara baktığınızda şekerli içeceklerin obezite ilişkisi aşikar bir durumdur. Ancak endüstrinin yarattığı tartışmalardan ötürü bunun bu şekilde olmadığına inanan insan grupları bulunuyor”
Yazarlar ise şöyle diyor:
“Bu endüstri, çağdaş bilimsel süreçleri tartışma yaratmak ve iş çıkarlarını halkın sağlığının önünde tutarak insanları manipüle etmeye çalışmaktadır”
Sailing Schilinger:
“Ortalama bir Amerikalı ile günde beş adet soda içen biri karşılaştırıldığı zaman şeker hastalığı oluşma riskinde muazzam bir farklılık elde ederiz. Bu miktar Amerika’nın bazı eyaletlerinde gençlerin günlük tükettiği miktardır” diye de ekliyor.
Gazlı içecek sektöründe aldatıcı dolarlar
Araştırmalar derinlemesine analiz etmek için altmış deneysel çalışmayı inceledi. Bunların yüzde 43’ünde şekerli soda tüketimi, obeziteye ve metabolik disfonksiyon arasında hiçbir bağlantının olmadığı, yüzde 57’sinde ise şekerle tatlandırılmış içeceklerin tüketimi ile sağlık sorunları arasında bir ilişkinin varlığı ortaya konulmaktaydı.
Görülen oydu ki yüzde 43’ünde yani 26 çalışma, içecek endüstrisi ile finansal bağları olan araştırmacılar tarafından yapılmıştı.
Tarih tekerrürden ibaret
Bekleyin, daha önce yine bilimin samimiyetsizliği ile karşılaşmadık mı? Eh, hemen hemen her yerde. İçecek endüstrisinin ürünlerine olumlu bir ışık tutan soda (gazlı şekerli içecek) çalışmalarına fon sağlamasıyla ilgili şaşkınlık şok etkisi yaratabilir. Ancak bu durum şaşırtıcı olmamalıdır.
Eylül ayında, şeker endüstrisinin şeker tüketimi ve kalp hastalığı arasındaki bağlantıyı önemsemediği ve bunun yerine doymuş yağı teşvik etmek için Harvard Üniversitesi bilim insanlarını seçerek halkı kandırdığı iddiası ortaya atılmıştı.
1960’larda Şeker Birliği, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, yenilebilir bile olsa çok miktarda şeker eklenmesi gerektiğini söyleyen düşük yağlı gıdaların doymuşluğunun arkasında durdu.
Tüm bunların yanı sıra içecek endüstrisi tabii ki de iyi bir şey. Amerikan İçecek Derneği yaptığı açıklamada:
“İçecek şirketleri, halkın sağlığı ile ilgileniyor ve bu konuda çalışmalar yapıyor. Çünkü, güçlü sağlıklı bireyler istiyoruz. Obezitenin azaltılmasında rolümüz var biliyoruz. İçecek tüketiminden kaloriyi ve şekeri azaltmak için hep beraber çalışarak belirgin ve gönüllü halk sağlığı faaliyetlerde bulunuyoruz.” (NaturalSociety)