Babalık konusunda yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı

Babaların %92’si sevdikleri için çocuk sahibi olduklarını söylerken %91’i çocuk bakımında birincil sorumlunun anne olduğunu belirtiyor.

Babalık konusunda yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı!

Çocuk gelişiminde babaların rolüne dikkat çekmek amacıyla bu yıl “ilgili babalık” temasına odaklanan Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Türkiye’de “babalık” üzerine yapılan en kapsamlı bilimsel araştırma olan Babalık Araştırması’nın sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.

3.000’den fazla baba ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları 13 Haziran’da düzenlenen Türkiye’de Babalığı Anlamak Paneli’nde uzman isimlerle ele alındı.


24 yıldır erken çocukluk alanında bilimsel eğitim ve savunu çalışmaları yürüten AÇEV, babaların çocuk gelişimindeki rolü ve sorumlulukları konusunda farkındalık yaratmak için 1996 yılından bu yana babalara yönelik eğitimler düzenliyor.

Bu yılki çalışmalarında ilgili babalık temasını gündemine alan Vakıf, Türkiye’de babalık profillerini daha yakından tanımak amacıyla Bernard van Leer Vakfı’nın da desteğiyle Türkiye’de Babalık isimli bir araştırma gerçekleştirdi.

Babalık konusunda ülkemizdeki en kapsamlı bilimsel çalışma olan araştırmanın sonuçları 13 Haziran 2017’de düzenlenen “Türkiye’de Babalığı Anlamak” panelinde ele alındı.

Panel’de Babalık Araştırması’na dair analizleri Prof. Dr. Güler Fişek paylaşırken, AÇEV Aile Eğitimleri Birimi Yöneticisi Hasan Deniz ilgili babalığın güçlendirilmesi üzerine önerileri aktardı.

AÇEV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel’in yönettiği panelde; Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Bekir Ağırdır, Cansen Başaran-Symes, Doğan Cüceloğlu, ve Prof. Dr. Yakın Ertürk konuşmacı olarak yer aldı.

Babaların %91’i çocuk bakımında birincil sorumlunun anne olduğunu söylüyor

51 ilden 3.235 babanın katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’de erkeklerin çocuk bakımı ve gelişimine bakış açılarına dair ilginç iç görüler sunuyor. “% 92 oranında çocukları çok sevdiği için çocuk sahibi olduğunu” belirten babaların, % 91’i ise çocuk bakımında birincil sorumlunun anne olduğunu söylüyor.

Araştırmaya göre babaların %50’si çocuğunu hiçbir zaman tuvalete götürmediğini, %36’sı çocuğunun hiç altını değiştirmediğini, %35’i ise hiçbir zaman tırnaklarını kesmediğini söylüyor. Çocukların fiziksel bakımına katılmayan babalar aynı zamanda ev içindeki diğer işleri de paylaşmıyor.

Babaların %35’i çocuklarının okul etkinliklerine katılmıyor

Babaların yarısından fazlası hiç yemek yapmıyor ve ev temizliğine destek olmuyor. Sadece dört babadan 1’i, çamaşır yıkama, çamaşır asma ve cam silme işlerine yardımcı oluyor.

Konu eğitim olduğunduysa babaların %35’i çocuklarının okul etkinliklerine ya hiç katılmadıklarını ya da nadir olarak katıldıklarını söylüyor.

Babalar ev dışına çıktılarında da durum pek farklı değil. Babalar, genelde çocuklarıyla birlikte sokakta dolaşarak, akraba ziyaretleri gerçekleştirerek ve alışveriş

merkezlerine giderek zaman geçiriyorlar. Çocuklara uygun sinema veya tiyatroya giden babaların oranı ise yalnızca %30.

Babaların çalışma saatleri uzun, çocukla birlikte geçirdikleri zaman gelişimlerini desteklemiyor

babalık araştırması

Araştırmaya göre, babalar gün içinde ortalama 9 saat 20 dakikalarını işte geçiriyor, çocuklarına 2 saat 20 dakika ayırabiliyorlar. Ama çocukla geçirilen zamanın içeriği onların gelişimlerini destekleyecek nitelikte olmuyor. Babaların yalnızca %50’si çocuklarına masal ve hikayeler anlatıyor. %57’si ise çocuklarıyla birlikte kurmaca oyunlar oynamıyor.


Babalık davranışlarını etkileyen bir diğer faktör de kadına karşı cinsiyetçi tutum. Babaların %78’i kadınların, tabiatları gereği erkeklerden daha güçsüz olduğunu düşünüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğine inanmayan babalar çocuklarının fiziksel bakımına da katılmıyor.

Araştırmaya göre, gerçekte çocuklarının zararına olan bazı disiplin yöntemlerini onlar için faydalı olduğunu zannederek uygulayan babalar mevcut. Bazı babalar “şöyle hafifçe vurmanın”, dövmek “olmadığını” düşünüyor. Ancak babaların büyük bir çoğunluğu kendi babalarından gördükleri şiddeti unutamadıklarını ve bugün bile hatırladıklarını söylüyor.

Babaların %58’i ilk baba olduklarında ne yapacaklarını bilmiyor

Araştırmanın ilgi çekici sonuçlarından bir diğeri ise babaların %58’inin “ilk baba olduklarında ne yapacaklarını bilmiyor gibi hissetmiş olmaları”.

Babalar en çok çocuklarının zihinsel gelişimi konusunda desteğe ihtiyaç duyuyor; %30’u çocuklarıyla daha fazla zaman geçirebilecekleri alanlar isterken, %21’i ise çalışma saatlerinin çocuklarına vakit ayırabilecekleri şekilde düzenlenmesini arzu ediyor.

Öte yandan babaların yarısı yasal hakları olan babalık iznini ya işyerlerinden izin alamadıkları ya da yasayı bilmedikleri için kullanmıyor.

Panel’de Babalık Araştırması’na dair analizlerini paylaşan Prof. Dr. Güler Fişek, babaların çocuklar daha küçükken çocuk bakımından uzak durduklarını, çocuklar büyüdükçe ilgilerinin arttığını dile getirdi:

“Babalar kontrol ve disiplin konusunda zorlanıyorlar, çocuklarının hayatındaki kötü kişi olmamak için kural koymaktan kaçınıyorlar. Yakınlık konusunu ise gündeme getirmekten keyif alıyorlar ama çocukla zaman geçirmeyi de birlikte TV izlemek olarak tanımlıyorlar. Babaların %79’u çocuklarıyla evdeyken televizyon izliyor.”

Fişek konuşmasında maddi koşulların ve günlük yaşam şartlarının babaların evdeki rol dağılımı konusunda tutarsızlıklara sebep olduğunun söylerken araştırmanın açık bir şekilde babaların ilgili baba olmak konusunda desteğe gereksinim duyduklarını gösterdiğini de ifade etti.

AÇEV Genel Müdürü Nalan Yalçın ise Panel’de yaptığı konuşmada “Bu çalışma ile babaları çocuk bakım ve gelişimine dahil edecek tüm paydaşların da yararlanabileceği bilimsel veriler üretmeyi hedefledik. Araştırma raporunun içerdiği verilerle, ülkemizde bu konuda üretilecek program ve politikalara katkı sunmak istiyoruz. Sivil toplum kuruluşlarından merkezi ve yerel yönetim birimlerine, akademiden geleneksel ve sosyal medyaya, babalık algısı üzerinde etkisi olabilecek her paydaşın, ilgili babalığın güçlenmesi ve yaygınlaşmasında olumlu bir etki yaratmasını umut ediyoruz.”dedi.

AÇEV’in Baba Destek Programı(BADEP)

İlk İş Babalık Kampanyası’nın odağında yer alan ilgili babalık yaklaşımı AÇEV’in Baba Destek Programı (BADEP) uygulamalarına dayanmaktadır. BADEP, 1996 yılında AÇEV tarafından geliştirilen, bilimsel araştırmalar ve toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda güncellenen, babanın çocuk gelişiminde aktif rol ve sorumluluk almasını hedefleyen bir yetişkin eğitim programıdır.

3-11 yaş dönemi çocukları olan 15-20 kişilik baba gruplarına yönelik en az 10 hafta boyunca, toplam 25 saatlik programda ayrıca annelere yönelik 2 oturum gerçekleştirilmektedir. Oturumlar, grup tartışması, küçük grup çalışmaları, oyunlar, hikâyeler ve örnek olay çalışması gibi yetişkin eğitimi yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmektedir.

Baba Destek Programı’na katılan babaların, çocukları ile ilgili daha fazla sorumluluklar üstlendikleri, tüm aile bireyleri ile daha demokratik ilişkiler kurdukları ve çocuklarının gelişimlerini destekledikleri gözlemlenmiş, programın yalnızca babaları değil, eşlerini de çocukları ile ilişkilerinde olumlu etkilediği saptanmıştır.

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV)

AÇEV “daha güçlü ve sağlıklı bir toplum, daha iyi bir gelecek” ilkesiyle 1993 yılında kuruluşundan bu yana erken yaş çocuklarını ve yakın çevrelerini eğitim yoluyla güçlendirmeyi amaçlamaktadır.


İhtiyaç sahibi çocuklara ve ailelerine yönelik erken çocukluk ve yetişkin eğitimleri düzenleyen AÇEV hedef kitlesinin ihtiyaçlarını araştırmalarla saptayıp, bu ihtiyaca cevap verecek bilimsel programlar geliştirmektedir. AÇEV, bugüne kadar eğitim verdiği 12.433 gönüllü eğitmenin desteğiyle, yüz yüze eğitim programlarıyla 984.806 anne, baba, çocuk ve yetişkine ulaşmıştır.

Çocuk gelişiminde baba rolünün önemi nedir?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.