Hepatit B virüsü, HIV’den daha bulaşıcı!

VM Medical Park Samsun Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Utku Kavruk, bağışıklık sistemi kuvvetli olmayan kişilerin karaciğerlerinde hızla çoğalarak siroz ve kanser gibi hastalıklara zemin hazırlayan Hepatit B’den korunmak için aşı olmanın en önemli seçenek olduğunu söyledi.

.

Yrd. Doç. Dr. Kavruk, ülkemizde her yıl binlerce kişinin Hepatit B virüsü’nün neden olduğu karaciğer hastalıkları nedeniyle organ nakline ihtiyaç duyduğunu açıkladı.

Hepatit, karaciğerde iltihaplanmaya neden olan ve Hepatit B virüsünün (HBV) neden olduğu viral bir hastalıktır. Hepatit B, bu grupta yer alan virüs türlerinden sadece biridir. Kan, temas ve cinsel yollarla bulaşabilen Hepatit B virüsü, uzun süre belirti vermeden ilerleyebilir ama ileri aşamalarda karaciğer kanserine ve sirozla sonuçlanan ağır bir tabloya da neden olabilir.


Hepatit B, akut (belirtilerin ani başladığı ve nispeten kısa sürede sona erdiği) veya kronik olabilir. Hastalığın kronik olması daha çok hastanın yaşıyla ilişkilidir. Kronikleşme oranı yaş arttıkça düşer, bebeklerde kronikleşme oranı yaklaşık yüzde 90 iken çocuklarda yüzde 25-50, erişkinlerde ise yaklaşık yüzde 5 dolaylarındadır.

VM Medical Park Samsun Hastanesi’nden Yrd. Doç. Dr. Utku Kavruk’a göre, akut Hepatit B enfeksiyonu 6 aydan daha uzun sürede iyileşmezse enfeksiyon kronikleşmiştir ve ömür boyu sürecektir. Hepatit B’den ve ağır neticelerinden korunmanın en iyi yolu, Hepatit B’nin ne olduğu, belirtileri ve korunma yolları hakkında bilgi sahibi olmaktır. Yrd. Doç. Dr. Utku Kavruk, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü nedeniyle, Hepatit B hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi:

Hepatit B virüsü en çok doğum sırasında anneden geçiyor

Bir kişi kan dolaşımında büyük miktarda viral yüke sahipse büyük olasılıkla Hepatit B virüsünü bulaştırır. Virüs HlV’den daha bulaşıcıdır, bu yüzden çok küçük bir miktarı başkasını enfekte etmek için yeterlidir. Bu sebeple bulaşıcılığı yüksek olan Hepatit B virüsünden korunmak için Hepatit B’nin nasıl bulaştığını bilmek ve bu doğrultuda önlemler almak hayati öneme sahiptir. Hepatit B virüsünün bulaşması için birçok yol vardır:

  • Hepatit B anneden bebeğe bulaşabilir ancak virüs genellikle bebek rahimdeyken değil, bebeğin anne kanına temas ihtimalinin yüksek olduğu doğum esnasında geçer. Dünya çapındaki Hepatit B vakalarının çoğu bu yolla iletilmiştir.
  • Hepatit B korunmasız cinsel temas esnasında bulaşabilir.
  • Hepatit B, ilaç ekipmanları paylaşımı sırasında da bulaşabilir. İlaçları enjeksiyon ya da solunum yoluyla alıyorsanız ve iğne, tüp gibi ekipmanları paylaşırsanız, enfeksiyonu geçirme riskiniz yüksektir.
  • Hepatit B dövme ya da vücut delme sırasında bulaşabilir. Aygıtlar yeterince sterilize edilmezse, enfeksiyonu geçirme riskiniz vardır. Akupunktur bile ufak bir risk taşır.
  • Hepatit B kan nakli sırasında bulaşabilir. Ülkemizde dahil birçok ülkede, kan bağışları Hepatit B için test edilmektedir ancak bazen bu testler ile virüsu tespit edilemez.
  • Hepatit B kişisel eşyaların paylaşımıyla bulaşabilir. Virüs bir kaç gün çok az miktar kan ya da vücutsal sıvıda yaşayabildiğinden; diş fırçaları, jiletler ve vücut sıvılarıyla kirlenmiş olabilecek diğer kişisel eşyaları paylaşmamanız gerektiği anlamına gelir.

Düzenli kontrol şart

Kronik Hepatit B teşhisi konulan çoğu kişi, teşhisin konulduğu anda tedaviye ihtiyaç duymaz. Uzun dönemde daha iyi hissedecektir, ancak hastalıkta ilerleme olup olmadığının tespit edilmesi için düzenli olarak kontrol edilmeleri gereklidir. Fakat bazıları virüsün aktivitesini sınırlamak ve karaciğerde hasarın ilerlemesini engellemek için tedaviye ihtiyaç duyarlar. Bu tedavi ilaç tedavisidir. Tedavinin amacı yaşam kalitesini artırarak hayatta kalmayı, hastalığın siroz, karaciğer hastalığının son aşaması olan ‘hepatosellüler karsinom’ (HCC ya da öncü karaciğer kanseri) ve ölüm gibi komplikasyonlara ilerlemesini engellemektir.


Bu komplikasyonlar doğrudan ‘viral yük’ olarak bilinen kandaki virüs miktarı ile ilişkilidir. Çoğu insanda virüsün bazı genetik materyalleri (viral DNA) karaciğer hücrelerinde kalır. Bu yüzden bu kişiler vücutlarından virüsü tamamen temizleyemezler. Ancak, çoğu vakada anti viral tedaviler virüs seviyelerini çok düşük tutabilir.

Virüs çok düşük seviyelere baskılanırsa, karaciğer fonksiyon testleri (ALT’ı kapsayan karaciğer enzim testleri gibi) normale doğru döner, karaciğerin durumu iyileşir ve komplikasyon riski azalır. Nadiren virüs kanda belirlenemez olur ve kişi Hepatit B virüsü yüzey antijeni testinde negatif olur (HBsAg negatif).

Bu kişiler genellikle çok iyi hissetmelerine rağmen, muhtemelen virüs karaciğer hücrelerinde kalacağından komplikasyonların artması riskiyle karşı karşıya kalırlar. Bu nedenle, kronik Hepatit B olmuş kişiler hayatlarının geri kalanında takip edilmeye ihtiyaç duyacaklardır.

Hepatit B’den korunmak için bunlara dikkat!

Hepatit B’nin Türkiye’de görülme oranı yüzde 5’in altındadır. Ülkemizde her yıl binlerce kişi Hepatit B’nin neden olduğu karaciğer hastalıkları nedeniyle organ nakline ihtiyaç duyar. Virüs kişinin vücuduna girdikten sonra şayet bağışıklık sistemi kuvvetliyse ya da direnç oluşumu söz konusuysa hastalık yapmayabilir.


Ancak direnç oluşmuyorsa virüs, karaciğer hücrelerinin içine yerleşir. Karaciğerde hızla çoğalarak siroz ve kanser gibi hastalıklara zemin hazırlar. Vücudun direnç oluşturmasının en önemli kuralı, aşı olmaktan geçer. Küçük önlemlerle hastalıktan sakınmak mümkün olabilir. İşte Hepatit B virüsünden korunmak için birkaç önemli öneri:

  • Çocuğunuzun aşı takvimini aksatmayın, yetişkinlik döneminde aşı olmayı ihmal etmeyin.
  • Aşıdan 5-10 yıl sonra kan tahlili yaptırın.
  • Taşıyıcıysanız 6 ayda bir kontrole gidin.
  • Sarılık ve halsizlikte doktora gidin.
  • Taşıyıcıysanız paylaşın, sağlık sektöründe çalışıyorsanız dikkatli olun.
  • Riskli bir temastan şüpheleniyorsanız mutlaka bir hekime başvurun.

Hepatit: Dünya’da ve ülkemizde bir toplum sağlığı sorunu


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.