Meme kanseri, kadınlarda ilk sırada görülen kanser türü. Sağlıklı beslenme; kadınlarda meme kanseri görülme riskini de düşürüyor!
Sağlıklı beslenme meme kanseri riskini düşürüyor
Besinler ve meme kanseri arasındaki ilişkide; tek bir besine odaklanmak yerine, sağlık faydalarını bildiğimiz besin gruplarını dengeli ve düzenli tüketmeye odaklanmamız kanser riskini azaltmak için en önemli unsur. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Sinem Usuk, meme kanseri riskini düşüren beslenme önerilerini paylaştı.
Fazla Kilo Risk Unsuru!
Meme kanserinde biz beslenme uzmanlarını ve bireyleri ilgilendiren en önemli konulardan biri, kişinin ideal ağırlığın korunmasıdır. İdeal, bir diğer deyişle “sağlıklı kiloda” olmak, meme kanserinin görülme ve/veya nüks etme riskini azaltmaya yardımcı olan bir faktör.
Ayrıca çalışmalar, meme kanseri tanısı sonrası kilo alan kadınlarda yeniden kanser görülme riskinin de yüksek olduğunu gösteriyor.
Aşırı kilolu kadınlarda menopoz sonrası meme kanserine yakalanma riskinin, sağlıklı kilosunda olan kadınlara kıyasla daha yüksek olduğu yapılan çalışmalardan çıkan sonuçlar arasında!
Meme Kanserinden Korunmak İçin Beslenme Önerileri
İdeal vücut ağırlığınızda olun, değilseniz kısa sürede harekete geçin.
Sebze ve meyve tüketiminizi her gün minimum 5 porsiyon olarak hedefleyin. Bunun 3 porsiyonunun sebze, 2 porsiyonunun meyve olması besin öğesi dağılımı açısından ideal olacaktır. Sebze ve meyve tercihlerinizin hep aynı rutinde değil, mümkün olduğunca renk renk, çeşit çeşit olmasına özen gösterin.
Kurubaklagilleri haftanın ortalama 2 günü beslenmenize dahil edin. Böylelikle hem bitkisel protein alımınızı hem de lif (posa) tüketiminizi desteklemiş olursunuz.
Meme kanseriyle ilişkisi üzerine en çok çalışılan konulardan biri diyetin içerdiği “yağ” meselesidir. Günlük yağ alımınızı sınırlamanız ve sağlıklı yağ kaynaklarını tercih etmeniz sizi güvende tutacaktır. Beslenmenize hayvansal kaynaklı yağlardan ziyade bitkisel kaynaklı yağlar hakim olmalı. Listenin en başına zeytinyağını yazdıktan sonra ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlardan gelecek sağlıklı yağları da beslenmenize dahil edin.
Bu besinlerden gelen E vitamini çok güçlü bir antioksidandır ve vücudunuzun savaş gücünü arttırır. Sağlıklı olarak nitelendirdiğimiz bu yağları ise kesinlikle yakmamak önemli. Besinleri pişirime yöntemimiz özellikle yağ içeren besinlerin sağlıksız forma dönüşümünde oldukça etkilidir. Ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumları kavrulmamış tüketelim, yemeklerimizi pişirme metotlarımızdan kızartmayı çıkartalım.
Trans yağ asitlerinden, özellikle paketli/işlenmiş gıdalardan uzak duralım. Besinleri yağda kızartarak yemek de yine trans yağ asidi alımı arttıran faktörlerden biridir.
Kırmızı et tüketiminizi haftada 1-2 gün şeklinde sınırlamanız genel sağlık açısından idealdir.
Kalori içeriği yoğun, besin değeri olmayan işlenmiş hazır ürünlerden uzak duralım. Bunlar hem kolay kilo almanıza neden olarak sizi ideal kilonuzdan uzaklaştıran hem de mikro besin öğesi içeriği çok düşük olan maddelerdir. Vücudu gerçek anlamda beslemez, sadece boş kalori sunarlar.
Günlük su tüketiminizi ortalama 8-10 bardak su içmek üzerine ayarlayın. Böylelikle suyun vücudunuzdaki toksinleri uzaklaştırma etkisinden en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.
Stres her hastalığın altında yatan, kolaylıkla çözülemeyen bir faktör. Ancak günlük fiziksel aktivitenizi arttırarak hem stres seviyenizi daha aşağılara çekebilir hem ideal kilonuzu koruyarak bir diğer riski ortadan kaldırmış olursunuz. Bir taşla iki kuş!