Akdeniz diyeti kanser türlerine karşı korur mu? Bilimsel çalışmalar ne diyor?
Akdeniz diyeti genel olarak taze sebze ve meyveler, sert kabuklu yemişler ve tam tahıllar gibi bitkisel kaynaklı besinler ile zeytinyağının baskın tüketildiği; hayvansal kaynaklı besinlerden ise balık ve beyaz etler ile süt ürünlerin (çoğunlukla yoğurt ve peynir) orta düzeyde; kırmızı ve işlenmiş etlerin ise düşük seviyede tüketildiği bir beslenme tipi. Yemeğin ardından, dinlenme ve sonrasında da düzenli fiziksel aktivite Akdeniz diyetinde büyük önem taşıyor.
Sabri Ülker Vakfı, Bilim Bunu Konuşuyor’da 4 Şubat Dünya Kanser Günü vesilesiyle “Akdeniz diyeti kansere karşı koruyucu mu” sorusuna bilimsel yanıt aradı.
Bilimsel veriler neler söylüyor?
İçeriği ve uygulaması abartı ve aldatıcılıktan uzak olan Akdeniz diyetinin olumlu sağlık etkileri bilimsel kanıtlarla da destekleniyor. Akdeniz diyetinin tüm nedenlere bağlı ölüm ve hastalık oranlarını azalttığı biliniyor. Kanser, kalp damar hastalıkları, metabolik sendrom, şişmanlık ve şeker hastalığı riskini azaltması, Akdeniz diyetinin başlıca sağlık etkileri arasında sayılıyor.
Akdeniz diyeti bazı kanser türlerine karşı koruyucu etki gösteriyor
Akdeniz diyeti, birçok kronik hastalığın görülme sıklığının azalmasıyla da ilişkilendiriliyor. Bu beslenme biçiminin kanser üzerine etkileri incelendiğinde özellikle meme ve kolon kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu etkileri olduğunu gösteren veriler bulunuyor.
Amerika’da Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) tarafından gerçekleştirilen Diyet ve Sağlık çalışmasında 5 yıl boyunca takip edilen, 400 bin yetişkinde Akdeniz diyetinin kansere bağlı ölüm oranını erkeklerde %17, kadınlarda ise %12 oranında azalttığı bildirilmiştir. Avrupa Prospektif Kanser ve Nütrisyon Araştırması (EPIC) bazı besin öğelerinin diyetle yetersiz alımı ve kanser riski arasındaki ilişkiyi değerlendirmiştir.
EPIC çalışmasının sonuçlarına göre, D vitamini, B vitaminleri, C vitamini ve bazı karotenoidlerin kolorektal, mide ve akciğer kanseri gibi kanser türlerine karşı koruyucu etkileri olduğu bildirilmiştir.
Bu araştırmalar gibi daha birçok gözlemsel ve klinik çalışmalar, Akdeniz diyetinin kanserin birincil ve ikincil korunmasında etkili olduğunu gösteriyor. Bu etkilerden sorumlu mekanizmalar arasında diyetin polifenol içeriği ve artan antioksidan alımına bağlı olarak inflamasyon ve oksidatif hasarın azalması olduğu ileri sürülüyor.
Akdeniz tipi beslenme aynı zamanda sürdürülebilir bir beslenme biçimi
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Akdeniz diyetini, günümüzde 65 yaş altı küresel ölçekte erken ölüm vakalarının temel nedeni olan bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrolünde etkin bir beslenme stratejisi olarak tanımlıyor.
Literatür Akdeniz diyetinin beslenmeyle ilintili bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrol altında tutulmasında faydalı olduğunu bildiriyor. Ayrıca diyette yer alan besinlerin kolay erişilebilir ve kabul edilebilir olması diyetin sürdürülebilir olmasını da sağlıyor.
Akdeniz diyetinin kalp damar hastalıklarını önleyici etkisinin özellikle gelir düzeyi yüksek bireylerde daha anlamlı olduğu da bildiriliyor. Bu sonuçlar da gelir düzeyi yüksek kişilerin besinlere daha kolay ulaşabilmesi ve eğitim düzeylerinin de yüksek olması ile ilişkilendiriliyor. Birçok kişi ise Akdeniz diyetini kilo yönetimini desteklemesi ve sağlıklı yaşamı geliştirmesi açısından etkin bir strateji olarak değerlendiriyor.