Yüzde 90’ımız aslında doğru nefes almıyor!

Nefes hayat demek, o durursa her şey durur. Günde ortalama 23 bin kez nefes alıp veriyoruz ama nefesin yaşamımız için önemini ne ölçüde biliyoruz? Peki, tüm yaşamımız boyunca milyarlarca kez tekrar ettiğimiz bu eylemi ne kadar doğru yapıyoruz?

Yüzde 90 aslında doğru nefes almıyor!
Yüzde 90’ımız aslında doğru nefes almıyor!

Bazı duygularda kalmak, bazılarından ise kaçmak için aslen doğal olan nefesimizi; fonksiyonel olmayan limitleyici bir nefes haline getiriyor ve ardından bu konuda bir alışkanlık geliştiriyoruz. Evet, ne yazık ki çoğumuz doğal nefes almayı unutmuş durumdayız. Kişisel Gelişim Uzmanı Serra Elçi, doğru nefesin sırlarını anlattı.

Korkular, endişeler ve öfkeler nefesimizi bozuyor

Tıpkı bir cihazın güç desteğine gereksinimi olduğu gibi organlarımız da varlıklarını sürdürebilmek için oksijen ve karbondioksit gibi hayati önem taşıyan gazlara ihtiyaç duyar. Nefes demek her şey demektir. Onun ulaşmadığı yerde hayat yeşeremez. Aslen hepimiz dünyaya gözlerimizi doğal bir nefesle açarız.


Bebeklik yıllarımızda aldığımız doğal nefese, iki yaşına geldiğimizde egonun devreye girmesiyle birlikte; korku, endişe, öfke gibi duygulardan kaçmak ya da neşe, huzur, mutluluk gibi duygulara tutunmak için müdahale edebileceğimizin farkına varırız.

Örneğin; otoriter ebeveynlerle büyüyenlerimiz korku anında; kontrolcü ebeveynlerle büyüyenlerimiz ise stres anında farklı farklı limitleyici nefes alışkanlıkları geliştirir. Böyle durumlarda nefese yapılan bu sık müdahaleler, zaman içinde fizyolojimiz tarafından öğrenilerek önce bir alışkanlık, ardından da bir davranış biçimi halini alır. Bu nedenle nefes dediğimizde bir soluma işlevinden değil, düşünce yapımızdan, psikolojimizden hatta hayatı algılayış ve yaşayış biçimimizden bahsediyoruz.

Nefes ve solunum birbiriyle karıştırılmamalıdır

“Biz zaten nefes almıyor muyuz ki?” diyebilirsiniz. Hepimiz nefes alıyoruz, ancak bilimsel çalışmalar gösteriyor ki %90’a yakınımız, solunum kimyamızı bozacak nitelikte dis-fonksiyonel, yani işlevsel olmayan nefes alışkanlıklarına sahip. Bunun nedenini merak ediyorsanız öncelikle nefes ve solunum arasındaki farkı anlamalısınız.


doğru nefes teknikleri solunum farkı

Nefes ve solunum aynı şey değildir; çünkü nefes bir davranış biçimi, solunum ise bir beyin sapı refleksidir.

Nefes ve solunum aynı şey değildir; çünkü nefes çocukluğumuzdan itibaren öğrenebildiğimiz, değiştirebildiğimiz ve zamanla limitleyici bir alışkanlık haline getirebildiğimiz bir davranış modelidir. Solunum ise müdahale edemediğimiz yapısal bir işleyiştir.

Her ne kadar nefes ve solunumun birbirinden farklı olduğunu vurgulasak da birbirleri ile paralel çalışıyor olmaları gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Kısacası nefes alışkanlıklarımız solunum fizyolojimiz ile çakışmamalı, çatışmamalı, savaşmamalı; aldığımız her nefes, solunumumuz ile hizalı ilerlemelidir.

Solunum, her ne kadar mükemmel işleyen bir sistem olsa da sürekli solunum ile çatışan ve savaşan bir nefes alışkanlığınız varsa, bu durum öncelikle fiziksel, duygusal, mental ve en sonunda da ruhsal olarak birçok hastalığı tetikleyebilir.

200’den fazla semptom limitleyici nefes alışkanlıklarına sebep olabiliyor!


Genellikle yetişkinlerin deneyimlediği aşırı yorgunluk, migren, panik atak, depresyon, anksiyete, kilo sorunları ve son dönemde çocuklarda sıkça rastladığımız Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi problemler, limitleyici nefes alışkanlığınızdan kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca tansiyon, zona, tiroit ve sara gibi çeşitli hastalıklar da limitleyici nefes alışkanlığı semptomları arasında sayılabilmektedir.

Diyafram testi ile doğru nefes nasıl alınır?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.