Cep telefonları kansere neden olur mu? Araştırmalar ne diyor?

Cep telefonları artık vücudumuzun bir parçası oldu. Günümüzde 5 milyar insanda, cep telefonu var. Yani dünyadaki insanların yüzde 61’inde cep telefonu var ve bunların büyük çoğunluğu “akıllı” telefon. Peki bu telefonlar gerçekten zararsız mı? Bu kadar büyük bir ekonomik pazar varken, yapılan araştırmalar gerçekten güvenilir mi, tarafsız mı?

cep telefonları

Cep telefonları kansere neden olur mu?

Türkiye’de 44.8 milyon kişide telefon var. Lüks bir araba almak için çok ciddi bir para sahibi olmak gerekirken, lüks bir cep telefonuna ulaşmak çok kolay. Bu nedenle Türkiye’deki kullanıcıların birçoğunda en son model telefonlar var.


Cep telefonları kansere neden olur mu?

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar, açıkladı.

Yüksek doz iyonlaştırıcı radyasyon, vücuda değdiğinde DNA hasarı yaparak kansere yol açabiliyor. Gamma, X ışınları ve mor ötesi yani ultraviyole ışınlar bu özelliktedir, yani tehlikeli radyasyon içermektedirler. Bu özellik, radyoterapi ve radyolojide kullanılan bazı cihazlarda var. Cep telefonu, mikrodalga radyo televizyon ise iyonize olmayan enerji taşıyorlar. Bu tür cihazların kanser oluşturduğuna dair elimizde kanıt yok. Mikro dalga ve cep telefonlarının değdikleri dokuda, ısıyı arttırdığı biliniyor ancak zararlı olduğuna dair bulgu yoktur.

Henüz zararlı olduklarına dair bir bulgu yok

10 yıl öncesine kadar bazı araştırmalarda cep telefonunun özellikle beyin tümörleri ve akustik nörinom adı verilen beyindeki bir tümör cinsini tetiklediği ileri sürülmüştür. Ancak son yıllarda yapılan tüm araştırmalarda, cep telefonları ile kanser arasında bağlantı bulunamamıştır.

ABD Ulusal Toksikoloji Programı tarafından yapılan hayvan deneylerinde, yüksek derecede cep telefonu dalgalarına maruz bırakılan farelerin kanser riskinin artmadığı açıklandı. Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), 2008 ila 2019 yılları arasında hayvanlar ve insanlar üzerinde gerçekleştirdiği toplam 150 deney sonucunda, cep telefonunun kansere neden olduğuna dair kanıt bulamadığını açıkladı.

Danimarka’da yürütülen bir çalışmada, 358.000’den fazla cep telefonu abonesinden gelen fatura bilgilerini Danimarka Kanser Kayıt Kuruluşu, beyin tümör görülme sayısı ile karşılaştırıldı.


Sonuçta 13 veya daha fazla yıldır cep telefonu abonesi olan kişilerde bile, cep telefonu kullanımı ile beyin tümörleri glioma, menenjiyom veya akustik nöroma insidansı arasında bir ilişki gözlenmedi. İngiltere’de 800 bin kadın üzerinde yapılan araştırmada, cep telefonu kullanımının beyin tümörleri ve diğer kanser türleri arasında bağlantı saptanamadı.

Araştırmalar manipüle edilmiş olabilir mi?

Elbette bu kadar büyük paraların söz konusu olduğu bir alanda, akla ilk gelen araştırmaların manipüle edilebileceği düşüncesidir. Ancak bu çalışmaların kalabalık sayıda bilim adamı tarafından yapıldığı düşünülürse, bunun çok mümkün olamayacağı tahmin edilebilir. Evet gerçekten de tüm bu bilgiler ışığında cep telefonu ve mikrodalga fırınlar masum olarak değerlendirilebilir. Ancak benim önerim, yine de dikkatli olmak gerektiği yönünde.

Neden mi dikkat etmeliyiz?

Unutmamalıdır ki; 1900 yıllarının başından itibaren giderek artan sigara tüketimine rağmen, sigaranın kanser yaptığı 1940’lı yıllarda ilk kez kabul edildi. O tarihe kadar, sigara konusunda bilim adamları ciddi uyarılar yapmadılar. Birçok tarım ilacı, özellikle uzun yıllar kullanıldıktan sonra kanserojen ilan edildi. DDT (Böcek öldürücü zehirli bir madde) uzun yıllar güvenli ilan edilince, birçok kişi DDT’li ürünler yedikten sonra o da yasaklandı.

Çocuklarda kullanımını sınırlandırın, telefonda konuşmak yerineyse mesajlaşın!

Kişisel olarak, cep telefonlarının 30-40 yıl sonraki etkilerini şu anda bilmiyoruz. Özellikle kafa kemikleri ince olan gelişme çağındaki çocuklarda, uzun yıllar sonra cep telefonu kullanımının nelere yol açacağını bilmek mümkün değil. Bu nedenlerle kişisel önerim; özellikle çocuklarda konuşma süresini kısıtlamak, cihazı bedeninizden mümkün olduğunca uzak tutmak yani hoparlörle görüşmek ve telefonu kulağınızdan en az 30-40 cm uzakta tutmanızdır. Mesajlaşmak ya da internet aracılığıyla görüşmek, daha az elektromanyetik dalgaya maruz bırakır.

Kulaklık kullanmayı tercih edin

Cep telefonunun “iyi çektiği” yerlerde kullanılması ve görüşmelerin mümkün olduğunca kısa tutulması gereklidir. Yolculuk esnasında cihazın farklı baz istasyonlarına bağlanma esnasında daha çok radyasyon yaydığı göz önüne alınarak telefon baş kısmında uzak olmalıdır. (hoparlör ya da kulaklık kullanılmalıdır) Günlük konuşmalarda da mümkün olduğunca, kulaklık ile konuşmayı tercih etmekte fayda vardır.

Geceleri cep telefonunuzu odanızın dışarısında tutun ya da kapatın

SAR değeri düşük telefonları tercih etmeye çalışın. Gece cep telefonunuzu mümkünse yatak odanızın dışında tutun ya da kapatın. Cep telefonunun zararlı olduğu kesin olan tek yer araba içi kullanımdır. Sürüş esnasında dikkat dağılmasına yol açan cep telefonları kaza oranını ciddi şekilde arttırmaktadır. Son araştırmalarda cep telefonu kullanımı, trafik kazalarının yüzde 60’ından sorumludur.


Özetle; ileriki yıllarda “ah keşke” dememek için kendinizde ve özellikle çocuklarınızda cep telefonunu az ve dikkatli kullanın.

Cep telefonu kanser yapar mı? Sağlığa etkileri neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.