Duygusal dayanıklılık nedir? Nasıl inşa edebilirsiniz?

Herkesin yükü kendine göre ağır ve o yükü sırtlanma eşiği birbirinden farklı. Duygusal dayanıklılık nedir? Nasıl inşa edebilirsiniz? Duygusal dayanıklılığı yüksek kişilerin ortak özellikleri neler?

Duygusal dayanıklılık

“Yaradan size her şeye dayanabilecek bir vücut verdi. İkna etmeniz gereken zihninizdir.”Vince Lombardi

Zor günlerden geçiyoruz. Bir yandan günbegün artan ekonomik sorunlar bir yandan ülkemizde ve dünyada yaşanan tüm insanlığın kaygısını arttırıcı boyuttaki gelişmeler, üstüne şiddet ve gerilimi zirveye çıkaran TV programları da eklenince hepimiz derin bir boşlukta gibi hissediyoruz kendimizi. Kime sorsak endişeli, ümitsiz, geleceğinden kaygılı ne günlere kaldık diye diye yaşamaya çalışıyor. Hal böyle olunca da Duygusal Dayanıklılık kavramını öğrenmek ve bu yetkinliğimizi geliştirmek kaçınılmaz bir ihtiyaç haline geldi.

Herkesin yükü kendine göre ağır ve o yükü sırtlanma eşiği birbirinden farklı. Bazı insanlar çok ağır kayıplar, travmatik olaylar yaşayıp yoğun stres altında olsalar da kendilerini kısa sürede toparlayıp hayatlarını kaldıkları yerden devam ettirebilirken bazı insanlar bu zorluklar karşısında çabucak pes edip ümitsizliğe kapılabilir. Anadolu’da “Allah dağına göre kar verirmiş.” derler. Sahiden öyle mi? Biz yüklendikçe zorluklarımız artar mı? Yoksa zorlukların yönünü değiştiren başka bir güç mü var? İşte tüm bu soruların cevabı duygusal dayanıklılık kavramında saklı.


Duygusal dayanıklılık, büyük stres ve değişim dönemlerinde güçlü olma, duruma uyum sağlama ve ayakta kalabilme becerisidir. Yapılan ilk araştırmalar duygusal dayanıklılık için doğuştan gelen bir yeti olduğunu söylese de son araştırmalar duygusal dayanıklılığın zaman içerisinde geliştirilebilir, öğrenilebilir bir yeti olduğunu göstermektedir.

Araştırmalara göre duygusal dayanıklılığı yüksek kişiler 3 temel özelliğe sahiptir:

“Gerçeği kabullenmek, anlam arayışı ve brikolaj yani ritüellere dayanan yaratıcılık.”

duygusal dayanıklılık

Gerçeği kabullenmek:

Duygusal dayanıklılığa dair en yaygın görüş, iyimserlikle eş değer olduğunu söylemektedir; ancak duygusal dayanıklılık düşünüldüğü gibi iyimserlikle alakalı değildir. Zorluklarla baş edebilmek iyimser olmakla değil gerçeği kabullenmekle başlar. İyimserlik bazı durumlarda işe yarasa da çoğunlukla problemleri görmezden gelmeye, ertelemeye ve sorunun ağırlaşmasına sebep olur. Bu nedenle zorluklarla baş ettiğiniz durumlarda soğukkanlılıkla gerçeği ne çok abartarak ne de çok hafife alarak olduğu gibi kabul edip planladığınız en iyi olasılık gerçekleşmezse olası B,C, D planlarını hazırlamak daha çözüm odaklı bir yoldur.

Anlam arayışı:

Gerçeği kabullenmek ve anlam arayışı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Çoğu insan zorluklarla karşılaştığında kurban rolüne girer ve “Bu durum neden benim başıma geldi?”, “Neden ben?” sorularına cevap ararken sorununa çözüm bulamayarak sıkışıp kalır. Duygusal dayanıklılığı yüksek kişiler bu noktada “Neden ben?” sorusu yerine “Bu sorun bana ne öğretti?” sorusunu sorarak yaşadıkları olumsuzluk sürecinde ne öğrendiklerine, sorunu nasıl aştıklarına, hangi yönlerini güçlendirdiklerine bakarak kendilerini yenileme, keşfetme ve anlamaya odaklanırlar. Onlar için önemli olan bu zorlu yolculuktaki engeller değil yolun sonundaki deneyimlerdir.


Brikolaj (Ritüellere Dayanan Yaratıcılık):

Brikolaj, zor ve stresli zamanlarda elinde olan imkânlarla hızlı bir şekilde yeni çözümler üretebilme becerisidir. Bu sözcüğün İngilizce anlamı “bouncing back” yani “iyileşmek, toparlanmak” anlamını ifade ediyor. Brikolaj, elde doğru araç, yeterli malzeme olmadan kısıtlı imkanlarla problem çözme becerisidir. Brikolajcının zihni hep meşguldür ve bu meşguliyet daima çözüme yöneliktir. Michigan Üniversitesi’nden Prof. Karl E. Weick “İnsanların stres altındayken en alışık oldukları tepkiyi vermeye yöneldiklerini gösteren birçok kanıt var. Hayatınızı tehlikeye atacak bir stres ile karşılaştığınızda en beklenmedik şey, yaratıcı olmaktır.” der. Bu özetle şu anlama gelmektedir: Zor zamanlarda yaratıcı bir tepki veremezsiniz, her zaman verdiğiniz tepkileri verirsiniz. Hayatınızı disipline eden bazı kuralların, alışkanlıkların ve ritüellerin olması sizi zor durumlara hazırlayarak duygusal dayanıklılığınızı arttırmanızı sağlar.

Peki, duygusal dayanıklılığı nasıl inşa edebilirsiniz?

1- Kendinizi, duygularınızı, davranışlarınızı fark edin:

Duygusal dayanıklılık, dünyayla yüzleşmenin, onu anlamanın bir yoludur. Dünyayı anlamanın, gerçeklerle yüzleşmenin yolu insanın kendine, otomatik davranışlarına, sözlerine ve inançlarına farkındalıkla bakmasıyla mümkün olabilir. Kendinizi keşfetmek için fırsatlar arayın. Olaylar karşısında nasıl düşündüğünüz, hissettikleriniz ve engellerle karşılaştığınızda ne kadar güçlü olduğunuzu belirlemenizde önemli rol oynar. Yaşadığınız olayı değiştiremeyebilirsiniz, ancak onu yorumlayış biçiminizle sonucu değiştirecek olan sizsiniz. Hepimiz karşılaştığımız zorlukları felaketleştirme eğilimine sahibiz. Bu yanılgıya düşmeden, felaket senaryoları yazmadan kendinize “Neden bu benim başıma geldi?” sorusunu sormak yerine “Nasıl bu sorunun üstesinden gelirim?” sorusunu sormalısınız. Kendinize, duygularınıza kulak verin.

2- Sosyal bağlarınızı güçlendirin:

Sağlam arkadaşlıklar ve güçlü aile bağları kişinin yalnızlık duygusundan uzaklaşmasına ve kendini duygusal anlamda daha güçlü hissetmesine yol açıyor. Kişinin güvenebildiği bir destek sisteminin olması onun mutluluk düzeyini arttırdığı gibi depresyon ve kaygıdan da korumaktadır.

3- Şükran günlüğü tutun:

Güzel anılarınızı, olumlu hatıralarınızı, mücadele edip sonunda mutluluğa huzura kavuştuğunuz anları, olayları kayıt altına alın bunu düzenli bir günlük alışkanlığına dönüştürebilirsiniz. Kendinizi kötü hissettiğinizde yazdıklarınızı açıp okuyun böylece enerjiniz yükselecektir.

4- Bardağın dolu tarafına odaklanın:

Zor dönemlerde iyimser kalmak pek kolay olmayabilir ancak pozitif bir bakış açısı sürdürmek, duygusal dayanıklılığın önemli bir parçasıdır. Bu sorunu görmezden geleceğiniz, Pollyanacılık oynayacağınız anlamına gelmez. Sorunların geçici olduğunu ve karşılaştığınız zorluklarla mücadele etme beceri ve yeteneklerine zaten sahip olduğunuzu bildiğiniz anlamına gelir. Böylece daha sakin ve daha çözüm odaklı düşünmek için kendinize uygun zemini oluşturmuş olursunuz.

5- Değişiklikler sizi korkutmasın:


Esneklik ve değişime uyum sağlayabilme duygusal dayanıklılığın önemli bir parçasıdır. Değişime direnç göstermek yerine, değişimi yepyeni alanlara girebilmek, kendinizi keşfedebilmek ve güçlendirmek için bir fırsat olarak görmeniz sizi daha dirençli hale getirecektir.

Gerginim, gerginsin, gerginiz! – İndigo Dergisi’ni Facebook, Twitter, Instagram ve Telegram hesaplarımızdan takip edebilirsiniz!


Gamze Özyedek
Sosyolog, İK Yöneticisi & Kariyer Gelişim Uzmanı | İnsan Kaynakları Yönetimi, Stratejik Yönetim Süreçleri, İş Planlama ve İş Değerlendirme, Kişisel Gelişim, Liderlik Becerileri, Müşteri Yönetimi, Kurumsal İletişim, Profesyonel Yönetim Becerileri, Diksiyon ve Beden Dili, Müşteri Memnuniyeti ve Devamlılığı, Satış ve Sektöre Özel Yönetim Eğitimleri vermektedir. İnsan Kaynakları & Yönetim Danışmanlığı ve Eğitim başlıklarında çalışmalarını sürdürmektedir. Yeni bir şeyler öğrenerek ve keşfederek yaşamayı ilke edinerek, bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır düşüncesinden hareketle 2017 yılında İdeal Psikolojik Danışmanlık ve Kariyer Gelişim Merkezi’ni kurarak çalışmalarına burada devam etmektedir.