Bulimia nervoza; aşırı yemek yedikten kusma veya müshil gibi laksatif yani bağırsak hareketlerini arttıran ilaçları kullanarak kilo almaktan kaçınmak, ağır suçluluk duygusuyla boşaltımı sağlamaya çalışma davranışıdır.
Bulimia nervoza en sık görüldüğü dönem ergenlik ve genç kadınlarda görülmektedir. Bu hastalık grubundaki popülasyona bakıldığında etkilenme oranı % 1-2 dir. Bulimia nervoza hastalarının tahmine göre % 80’inin kadınlardan oluştuğu bilinmektedir. Hastalığın erkeklerde görülme sıklığına bakılırsa bu oran da gün geçtikçe artış göstermektedir.
Bulimia Nervoza’nın tek bir nedene bağlı olduğunu söyleyemeyiz. Vücut görünümü, aile etkileri, genetik, geçmiş travmatik deneyimler ile ilgili sosyal tutumlar, bulimia nervozanın gelişmesine olumsuz yönde etki gösterebilir. Bu yeme bozukluğu kişide özgüven düşüklüğü, vücudunun normal vücutlara kıyasla farklı olduğunu, görünümüne dair memnuniyetsizliği ve bunun neticesinde oluşabilecek endişenin büyük sorun haline dönüştüğü görülmüştür..
Bir bireylerin bu hastalık riskini artırabilecek bir kaç faktör mevcuttur. Bu faktörler arasında sıralayacak olursak biyolojik ve kalıtsal faktörler ilk sırada yer alabilir. Kardeşler, ebeveynler veya çocuklar gibi birinci derece akrabaları arasında yeme bozukluğu olan bireylerin yeme bozukluğu geliştirme olasılığının daha yüksek olması, olası bir genetik sorunu işaret etmektedir. Bununla birlikte gençlik ve çocukluk dönemlerinde fazla kilolu olmak bulimia nervoza hastalığını tetikleyebilir.
Depresyon, anksiyete bozuklukları, uyuşturucu madde kullanımından kaynaklanan sorunlar psikolojik ve duygusal sorunlar da yeme bozuklukları ile yakından bağlantılıdır. Bazı kompleks sorunlarda, travmatik olaylar, aile, okul ya da işyeri gibi çevresel faktörlerden kaynaklanan stres de dahil olmak üzere bu hastalıktan etkilenmektedir.
Sosyal medya, teknoloji kültürü, insan davranışlarını yıllardır şekillendirmektedir. Bu şekillendirme iyi sonuçlar almamıza engel olmaktadır. Televizyon izleyen çocuklar ile hiç izlemeyenlerin beslenme alışkanlıkları karşılaştırıldığında televizyon izleyenlerin izlemeyenlerden daha kötü sonuçlar alındığı görülmüştür. Bu etkiler bu tarz hastaların zeminini hazırlamış olur.
Bu hastalar genellikle yediklerini kusarak, oruç tutarak, Aşırı egzersiz yaparak, bazı ilaçları yasadışı, reçeteli ve / veya ‘reçetesiz’ kilo kontrolü için uygunsuz kullanarak, Konsantrasyon güçlükleri çekerek, uyku bozukluklarına rastlanarak, sık sık tuvalete çıkarak, yemeklerden sonra duş alarak, sıkı bir diyet uygulamanın ardından aşırı yemek yeme davranışı sergileyerek , iştahı bastırmanın bir yolu olarak detoks çayları kullanarak, alınan kalorileri “yakmak” için belirli bir miktar egzersiz yaparak, hastalıklarını belli etmektedirler.
Bulimia hastası bireylerin, oluşan komplikasyonların türüne, durumuna ve şiddetine göre birden fazla tedaviye ihtiyacı duyabilirler. Ancak Bulimia tedavisi için psikoterapiyi uygun antidepresanlar ile birleştirmek en etkili yöntemlerden birisi olabilir. Bulimia tedavi süreci genellikle bireyi, ailesini, doktorunu, bir akıl sağlığı uzmanını ve yeme bozukluklarının tedavisinde deneyimli bir diyetisyeni içeren bir ekip ile çalışmayı gerektirir. Bütün bu ayrı öğeleri birbirleri ile entegre ederek uyumlu bir şekilde kontrol etmek için uygulanan tedavi yöntemidir.
Ortoreksiya
Ortoreksiya nervoza sağlıklı beslenmek için en masum görünen yeme alışkanlığıdır. Bu hastalık sağlıklı beslenme ile başlar. Ortoreksiya nervoza hastalarının kendi kendileriyle savaşıp aşamadıkları sınırlar vardır. Örnek verecek olursak; haşlanmış sebzelerin sağlıklı olduğuna inanırlar ve bu sebzeleri asla yemek içinde veya kızartma şeklinde tüketmeyi tercih etmezler.
Bu durumun ciddi komplike hale gelmesiyle bu hastalık ortaya çıkmıştır.
Ortoreksiya nevroza hastalığındaki kişilerin amacı kilo vermek değildir. Asıl amaç sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirip, kaliteli içerikleri tüketmektir. Bireyler kendilerine uygun diyet biçimi oluştururlar, bu diyete uymadıkları takdirde utanç, suçluluk gibi duygulara bürünmüş gibi hissederler. Bu durum hastalığı daha fazla tetikler.
Bu bireyler gündelik hayatlarında her defasında aynı besinleri tükettiklerinden dolayı vücutlarında bazı vitamin değerlerinde eksiklikler oluşmaktadır. Bu takıntılı davranış bireylerin hem psikolojik hem de sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Bireyler her gittiği yerde kendine uygun yiyecek bulmaya, kalori hesabı yapmaya odaklanır, paketli gıdaların içeriklerini dikkatlice inceler ve beslenme biçimlerine uygun olmadığını düşündükçe tüketmekten vazgeçerler. Saf ve işlenmemiş gıda tüketmek için çaba sarf eder, besinleri çiğ tüketmeyi tercih eder, yemekleri planlamakta ve hazırlamakta zorlanırlar ve istemeden de olsa kilo kaybı yaşarlar. Bu alışkanlıklardan ötürü hastalarda daha fazla stres ve kaygı oluşturmaktadır, bu da bireylerin hayatını daha da zorlaştırmaktadır.
Ortoreksiya nervozaya hastalığına neden olabilecek farklı sorunlar üzerine de araştırmalar yapılmaktadır. Örnek vermek gerekirse aileden gelen alışılmış alışkanlıklar, sosyal çevrenin baskısı, kişinin geçirmiş olduğu hastalıklar ve bazı gıdalar hakkındaki olumsuz düşünceler ortoreksiyanın oluşmasına yol açan olumsuz faktörlerdendir.
Yine bu bağlamda; bazı diyetler bir ya da birden fazla besin veya besin grubunun yenmesini sınırlandırmaktadır. Bu aşamada diyetlerin online olarak ulaşılması zor olmadığından kişi kendine uygun olup olmadığına bakmadan bu alışkanlığı sürdürerek takıntıların gelişmesine sebep olabilmektedir. Bu süreçte, sosyal medyanın etkisi de çok büyüktür.
Günün büyük bir bölümünü yiyecekleri düşünme, yemek hazırlama aşamalarını uzun saatler düşünme, sağlığı olumsuz etkileyen katı diyetler uygulama, dışarıda yemek yeme sorununu büyük sorun haline getirmek, paketli gıdaları ve diğer tüm besinlerin içeriklerini takıntılı şekilde sorun haline getirip araştırma, sağlıklı beslenme kaygısı olduğundan sosyalleşmeden de uzak kalmak, bazı yiyeceklerin sağlıksız olduğu düşüncesiyle o yiyecekleri reddetme gibi sorunların oluşması bu hastalarda kaçınılmaz bir olaydır.
Ortoreksiya diğer yeme bozuklukları kadar şiddetli olabilir ve eğer erken teşhis edilip tedavi edilmezse sağlık üzerinde geri dönüşü olmayan kalıcı hasarlara neden olabilir. Doktor, psikolog veya diyetisyenden yardım alınmalıdır. Sağlıklı beslenme ve sağlıklı gıdalar seçmek genel sağlık üzerinde önemli etkileri tabii ki de vardır ama şunu bilmek gerekirse sağlıklı beslenme ve yeme bozukluğu arasında ince bir çizgi vardır.