Çanakkale Savaşı’ndan kalma 108 yıllık batık gemiler

Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığınca dalış turizmine açılan 108 yıl önceki muharebelerden kalma batık gemiler görüntülendi.

çanakkale savaşı batık

Su altı görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan ve ekibi, Çanakkale Boğazı’nda yaptığı dalışta, 1915’te İttifak Devletleri ile İtilaf Devletleri arasındaki savaşta batırılan gemilerin batıklarının bulunduğu Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’nı kamerasıyla kaydetti.

Birinci Dünya Savaşı’nın en şiddetli deniz muhaberelerinden birinin yaşandığı bölgede Tarihi Alan Başkanlığınca 2021’de dalışa açılan 14 batıktan 10’unu görüntüleyen Ceylan ve ekibi gemilerin çevrelerindeki deniz canlılarını da kayda aldı.


Suvla dalış noktasında 27 metre derinlikte görüntülenen 188 ton ağırlığındaki İngiliz mayın tarama gemisi Lundy, Çanakkale Deniz Savaşı’ndan önce balıkçı gemisi olarak kullanıldı.

batık

Büyük Kemikli Burnu’ndaki İngiliz muhribi HMS Louis, Çanakkale Savaşları sırasında bir römorkörle çarpışarak hasar almasının ardından sürüklenerek kuma oturdu. Büyük bölümü kuma batmış durumdaki gemi 10-12 metre derinlikte her düzeyden dalışseverlere hizmet veriyor.

Anzak Koyu’ndaki SS Milo, 1865’te buharlı bir gemi olarak inşa edildi. Birinci Dünya Savaşı’nda yük taşımada kullanılan ve büyük bölümü kuma batmış olan, etrafı deniz çayırlarıyla kaplı gemi 5-7 metre derinlikte yer alıyor.

Yük ve asker taşımacılığında kullanılan İngilizlere ve Avustralyalılara ait birer gemi, 25 metre derinlikte adeta doğal bir resifi andırıyor.

Seddülbahir açıklarında Alman denizaltısı tarafından torpillenerek batırılan 18 metre derinlikteki İngiliz zırhlısı HMS Majestic, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ndaki en ünlü batıklardan biri olarak biliniyor.

İngiliz zırhlısı HMS Triumph, Midilli (SS Breslau), Fransız denizaltısı Saphir, İngiliz denizaltısı HMS E14 ve Osmanlı Ordusuna ait Mesudiye Zırhlısı da Ceylan ve ekibince görüntülenen batıklar arasında bulunuyor.

Türkiye’nin batık envanterinin zenginliği

Tahsin Ceylan, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yılında Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ndaki batıkları görüntülediklerini söyledi.


Bu batıkların 100 yılı aşkın süre dalışa yasak olduğunu belirten Ceylan, Tarihi Alan Başkanlığının çalışmalarıyla deniz turizmine kazandırıldığını ifade etti.

Akdeniz’de 17 bin olan denizel tür sayısının Türkiye kıyılarında 6 bin civarında olduğunu belirten Ceylan, “Dolayısıyla Türkiye kıyıları su altı faunası açısından zayıf ancak batık envanteri belki de dünyada ilk sıradadır.” dedi.

“Çanakkale ruhunu da batıklarda görüyorum”

Türkiye’deki batıkların büyük bölümünün Çanakkale’de Birinci Dünya Savaşı’ndan kalanlar olduğunu dile getiren Ceylan bu gemilerin her birini birer abide olarak gördüklerini anlattı.

Batıkların deniz turizmine açılmasının sevindirici olduğunu vurgulayan Ceylan şöyle konuştu:

“Ben bu batıklara daldığımda özellikle son yıllarda, 100 yılı aşkın geçmişte artık batıkların birçoğunun metal özelliği de kalmamış, dokunduğunuz zaman jilet gibi kesiliyor ya da kırılıyor. İşgal kuvvetleri olarak geldiler ama gemilerini burada bırakıp gittiler. Her birinin ayrı bir hikayesi, trajedisi var. Ben onlara ‘derinlerdeki sessiz tanıklar’ diyorum. Bu batıkların bugün elimizdeki görüntüleri bile önemli. Belki 20 yıl sonra bu batıklar daha da kırılacak dökülecek, hiçbir şey kalmayacak. Çanakkale ruhunu da batıklarda görüyorum.”


Tahsin Ceylan kimdir?

Tahsin CeylanSualtı sporları ile 1986 yılında tanışan Tahsin Ceylan, 1994 yılında sualtı fotoğrafçılığına, 1997 yılında ise video çekimlerine başladı. Başta ülkemiz karasuları olmak üzere Kızıldeniz, Atlantik Okyanusu, Hint Okyanusu, Pasifik Okyanusu’nda görüntüleme amaçlı sayısız dalış gerçekleştirdi.

Mavi Derinliklerin Gizemi, Sualtından Türkiye, Denizin Ruhu, EngelSizsiniz, Akdeniz’de Nesli Tehlike Altında Olan Türler, 100.Yılında 100 Fotoğrafla Sualtından Çanakkale, Gemlik Körfezi’nin Sualtı Yaşamı, 17 Ağustos Derinlerdeki Acı vb adlarını verdiği on beş farklı kişisel fotoğraf sergisiyle insanoğlunun yüzyıllardır merak ettiği sualtının gizemli dünyasına ışık tuttu.


Denizatı, Akdeniz Foku ve köpekbalıklarının ülkemiz denizlerindeki ilk çekimlerini gerçekleştiren Tahsin Ceylan’ın fotoğraf ve video dalında 100’ü aşkın ulusal ve uluslararası ödülü bulunmaktadır. Kaş’ta görüntülediği denizatı ‘Princess’ ile 2005’te katıldığı Seahorses of the World (ABD) yarışmasında Jüri Özel Ödülü almıştır. ‘Princess’ dünyanın kaydedilmiş en iyi on denizatı fotoğrafından biri olarak 2007 yılında Londra’da sergilenmiştir.

Yapay zeka ile oluşturulan “İnci Küpeli Kız” tartışmalara yol açtı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.