Kentsel dönüşümde asbest riski: Bina yıkım tozları kanser yapıyor!

Şehirlerde hızla devam eden yenileme çalışmaları, kentsel dönüşümde asbest riski konusunu gündeme taşıyor. Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Müge Ensari Özay, kontrolsüz yayılan bina yıkım tozları nedeniyle ortaya çıkan akciğer kanseri riski ve diğer ölümcül hastalıklara dikkat çekti.

Kentsel dönüşümde asbest riski uyarısı: Doç. Dr. Müge Ensari Özay, bina yıkım tozları ve akciğer kanseri riski hakkında konuştu.

Eski binaların yıkımı sırasında havaya karışan ağır metaller ve kentsel dönüşümde asbest riski, çevredeki halkın sağlığını tehdit ediyor. Özellikle 1980 öncesi yapılarda bulunan bu maddeler, bina yıkım tozları ile solunduğunda akciğer kanseri riski, mezotelyoma ve silikoz gibi tedavisi zor hastalıklara yol açabiliyor.


📌 Öne çıkanlar: Kentsel dönüşümde asbest riski

  • Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Müge Ensari Özay, bina yıkımlarının bilimsel metotlarla yapılmaması durumunda halk sağlığı için ciddi riskler taşıdığını belirtti.
  • Yıkım tozları; asbest, ağır metaller (kurşun, cıva), kristalin silika ve radyasyon gibi tehlikeli maddeler içerebilir.
  • Özellikle 1980 öncesi yapılan binaların yalıtım ve çatı malzemelerinde kanserojen bir madde olan asbest sıkça kullanılmıştır.
  • Kahramanmaraş depremi sonrası yapılan TÜBİTAK destekli araştırmada, enkaz bölgelerinde solunabilir toz miktarının sınır değerin 2 katı olduğu tespit edildi.
  • Yıkım tozlarına maruz kalmak, işçilerde ve çevre halkında silikoz, asbestoz ve akciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara neden olabilir.
  • Riskleri azaltmak için yıkım öncesi bina analizi yapılmalı ve yıkım sırasında sürekli sulama (toz bastırma) işlemi uygulanmalıdır.

🏗️ Yıkım tozları neden bu kadar tehlikeli?

Kentsel dönüşüm, şehirlerin deprem direncini artırmak için hayati bir süreç olsa da, eski binaların yıkım aşaması “görünmeyen” bir kimyasal tehdit barındırıyor. Üsküdar Üniversitesi AR-GE ve Yenilikçi Politikaları Direktörü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Müge Ensari Özay, bu tozların basit bir toprak tozu olmadığını vurguluyor.

Yıkım sırasında ortaya çıkan toz bulutları, binanın yapımında kullanılan organik ve inorganik maddelerin zehirli bir karışımıdır. Bu karışımda en çok korkulan dört ana tehlike şunlardır:

  1. Asbest: Solunduğunda akciğer zarına saplanan ve kanser yapan lifli mineral.
  2. Ağır Metaller: Eski boyalarda ve borularda bulunan kurşun, kadmiyum gibi sinir sistemini etkileyen toksinler.
  3. Kristalin Silika: Betonun parçalanmasıyla çıkan ve akciğerde kalıcı hasar bırakan toz.
  4. Radyasyon: Bazı eski yapı malzemelerinde doğal olarak bulunabilen radyoaktif elementler.

☠️ 1980 öncesi binalara dikkat: Asbest nedir?

Asbest, ısıya ve aşınmaya dayanıklı olduğu için 2010 yılında Türkiye’de tamamen yasaklanana kadar inşaat sektöründe yaygın olarak kullanıldı. Doç. Dr. Özay, özellikle 1980 öncesi binalara dikkat çekerek şu uyarıda bulundu:

“Asbest; yalıtım, çatı kaplama ve boru malzemelerinde yaygın olarak kullanılan lifli bir mineraldir. Havaya karışan asbest lifleri, solunduğunda akciğer kanseri, mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) ve asbestoz gibi ölümcül hastalıklara yol açabilen Grup 1 kanserojen olarak sınıflandırılmıştır.”

Silikozis hastalığı ve kristalin silika tehlikesi

Bültende geçen “Kristalin Silika”, beton, tuğla ve taşların parçalanmasıyla ortaya çıkan çok ince bir tozdur. Bu toz solunduğunda akciğer dokusunda yara dokusu oluşumuna (fibrozis) neden olur ve akciğerin esnekliğini kaybetmesine yol açar. Bu tabloya tıpta Silikozis adı verilir.

Silikozis, tedavisi olmayan ve ilerleyici bir meslek hastalığıdır. Kot kumlama işçilerinde sıkça görülen bu hastalık, gerekli önlemler alınmazsa kentsel dönüşüm yıkım ekiplerinde ve yıkım alanına çok yakın yaşayan vatandaşlarda da risk oluşturabilir.

🔍 Kahramanmaraş örneği: Sınır değerin 2 katı

Tehlikenin boyutunu göstermek için güncel bir veriyi paylaşan Doç. Dr. Müge Ensari Özay, deprem bölgesindeki durumu örnek gösterdi:

“Kahramanmaraş depremi sonrası Üsküdar Üniversitesi olarak gerçekleştirdiğimiz TÜBİTAK projesi araştırmasında, enkaz kaldırma çalışmalarında solunabilir tozun ortalama konsantrasyonunun sınır değerin 2 katının üstünde olduğu tespit edilmiştir.”

🛡️ Riskleri azaltmak için ne yapılmalı?

Halk sağlığını korumak için yıkımların “bilimsel metodoloji” ile yapılması şarttır. Uzmanlara göre alınması gereken temel önlemler şunlardır:

  • Asbest Envanteri: Yıkımdan önce binada asbest olup olmadığı uzmanlarca analiz edilmeli ve varsa, yıkımdan önce bu maddeler özel ekiplerce sökülmelidir (Asbest Söküm Uzmanları nezaretinde).
  • Sulama Sistemi: Yıkım sırasında tozun havaya kalkmasını engellemek için sürekli su püskürtme (toz bastırma) yapılmalıdır.
  • Kişisel Koruyucu Donanım: İşçiler, sıradan maskeler değil, FFP3 gibi partikül tutucu profesyonel maskeler ve koruyucu tulumlar kullanmalıdır.
  • Çevre Bariyeri: Yıkım alanı, tozun çevreye yayılmasını önleyecek bariyerlerle çevrilmelidir.

🔎 En çok merak edilenler

Yıkım tozları kanser yapar mı?
Evet, özellikle asbest ve silika içeren tozların uzun süre solunması akciğer kanseri, mezotelyoma ve silikozis gibi ölümcül hastalıklara neden olabilir.

Evim yıkılırken asbestli olup olmadığını nasıl anlarım?
Bunu gözle anlamak zordur. Yıkım ruhsatı alınmadan önce lisanslı laboratuvarlar tarafından binadan numune alınarak “Asbest Envanter Raporu” hazırlanması yasal bir zorunluluktur.

Çevredeki halk nasıl korunmalı?
Yıkım sırasında pencereler kapalı tutulmalı, balkona çıkılmamalıdır. Eğer yoğun toz varsa ve sulama yapılmıyorsa, belediyeye veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne şikayette bulunulmalıdır.

Asbest sadece eski binalarda mı olur?
Genellikle evet. Türkiye’de asbest kullanımı 2010 yılında tamamen yasaklanmıştır. Ancak bu tarihten önce yapılan binaların (özellikle 1980 öncesi) yıkımında risk yüksektir.


🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:

  • Doç. Dr. Müge Ensari Özay – Üsküdar Üniversitesi Basın Bülteni (Doi: 10.32739/uha.id.64160)
  • Asbestos: elimination of asbestos-related diseases – World Health Organization (WHO)
  • Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği – Mevzuat Bilgi Sistemi

🎯 Sponsorlu içerik ve tanıtım yazısı fırsatlarımızı keşfedin. İndigo Dergisi’nde tanıtım yazısı yayınlatın; asla silinmeyen/süresiz içeriklerle markanızı yüz binlerce okura ulaştırın.
👉 Reklam paketlerini incele
Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.