Meme kanseri belirti vermeden ilerleyebiliyor: Bu uyarılara dikkat!

Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, erken evrede meme kanseri belirtileri göstermeden sinsi bir şekilde ilerleyebiliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Rafail İbayev, ağrı veya kitle beklemeden yapılan düzenli kontrollerin hayat kurtardığına dikkat çekiyor.

Meme kanseri belirtileri ve erken tanı önemi: Kendi kendine meme muayenesi yapan kadın ve risk faktörleri.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 2,3 milyon kadını etkileyen bu hastalıkta erken teşhis, tedavi başarısını %90’ın üzerine çıkarıyor. Peki, kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır ve hangi değişimler tehlike sinyali olarak görülmelidir?


📌 Öne çıkanlar: Meme kanseri ve erken tanı

  • Meme kanseri, kadınlarda görülen tüm yeni kanser vakalarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.
  • Hastalık erken evrede ağrı veya belirgin bir kitle oluşturmadan sessizce ilerleyebilir.
  • Op. Dr. Rafail İbayev, 20 yaşından itibaren her kadının ayda bir kez kendi kendine muayene yapmasını öneriyor.
  • Meme başında çökme, ciltte portakal kabuğu görünümü ve koltuk altı şişlikleri kritik belirtiler arasındadır.
  • 40 yaş ve üzeri kadınların, herhangi bir şikayeti olmasa dahi iki yılda bir mamografi çektirmesi hayati önem taşıyor.
  • Türkiye’de her yıl ortalama 24 binden fazla yeni meme kanseri vakası görülüyor.
  • Erken tanı, tedavi sürecini hafifletirken yaşam süresini ve kalitesini ciddi oranda artırıyor.

🩺 Belirti vermeden ilerleyebilir: Sessiz tehlike!

Meme kanserinde en büyük risk, hastalığın geç fark edilmesidir. Birçok kadın, memesinde ele gelen bir kitle veya şiddetli bir ağrı olmadığı sürece doktora gitmeyi erteliyor. Ancak uzmanlar, kanserin başlangıç evresinde hiçbir semptom göstermeyebileceğini vurguluyor.

“Kadınlar genellikle ağrı ya da belirgin bir kitle hissetmeden doktora başvurmayı gereksiz görüyor. Ancak meme kanseri erken dönemde hiçbir belirti vermeyebilir.”

Konuyla ilgili konuşan Op. Dr. Rafail İbayev, “Kadınlar genellikle ağrı ya da belirgin bir kitle hissetmeden doktora başvurmayı gereksiz görüyor. Ancak meme kanseri erken dönemde hiçbir belirti vermeyebilir” diyerek düzenli taramanın önemini belirtiyor. Erken evrede tespit edildiğinde tedavi başarısı yüzde 90’ın üzerine çıkabiliyor. Bu nedenle “şikayetim yok” diyerek kontrolleri aksatmak, geri dönüşü zor süreçlere yol açabilir.

🔍 Kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır?

Her kadının 20 yaşından itibaren kendi vücudunu tanıması ve ayda bir kez ayna karşısında muayene yapması, erken tanının en güçlü silahıdır. İdeal zamanlama, adet gören kadınlar için döngünün bitiminden sonraki ilk haftadır; çünkü bu dönemde meme dokusu daha yumuşaktır ve hormonal etkilerden arınmıştır. Menopoz dönemindeki kadınların ise her ayın belirledikleri aynı gününde (örneğin her ayın 1’i) bu kontrolü yapması önerilir.

Adım adım muayene rehberi:

  1. Görsel Kontrol: Belden yukarısı çıplak olacak şekilde ayna karşısına geçin. Kollarınızı yana sarkıtın, ardından yukarı kaldırın ve son olarak belinize koyup bastırın. Bu pozisyonlarda memelerde simetri bozukluğu, çökme veya renk değişimi olup olmadığına bakın.
  2. Dokunsal Kontrol: Duşta veya yatar pozisyonda, sağ memeyi sol elle, sol memeyi sağ elle muayene edin. Parmak uçlarınızı birleştirerek (işaret, orta ve yüzük parmağı) meme dokusu üzerinde dairesel hareketler yapın.
  3. Koltuk Altı Kontrolü: Meme dokusu koltuk altına kadar uzanır. Elinizi koltuk altınızda gezdirerek burada lenf bezlerinde bir şişlik olup olmadığını kontrol edin.

⚠️ Dikkat edilmesi gereken meme kanseri belirtileri

Kendi vücudunuzu tanıdığınızda, en ufak bir değişikliği fark etmeniz kolaylaşır. Op. Dr. İbayev, aşağıdaki belirtilerin asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyor:

  • Memede veya koltuk altında ele gelen sertlik/şişlik.
  • Meme başında içe doğru çekilme veya yön değişikliği.
  • Meme cildinde kızarıklık, yara veya “portakal kabuğu” görünümü (ödem kaynaklı gözenek genişlemesi).
  • Meme başından kendiliğinden gelen (özellikle kanlı veya şeffaf) akıntı.
  • Meme boyutunda veya şeklinde asimetrik büyüme.

🧬 Risk faktörleri nelerdir?

Meme kanseri oluşumunda tek bir neden yoktur; genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi rol oynar. Risk grubunda olup olmadığınızı bilmek, tarama sıklığınızı belirlemek açısından önemlidir.

  • Cinsiyet ve Yaş: Kadın olmak en büyük risk faktörüdür ve yaş ilerledikçe (özellikle 50 yaş sonrası) risk artar.
  • Genetik Öykü: Ailede (anne, kız kardeş, teyze) meme kanseri öyküsü olması riski artırır. Özellikle BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları kalıtsal meme kanserinde belirleyicidir.
  • Hormonal Faktörler: Erken yaşta (12 yaş öncesi) adet görmek, geç yaşta (55 yaş sonrası) menopoza girmek, hiç doğum yapmamış olmak veya 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmak.
  • Yaşam Tarzı: Obezite, hareketsiz yaşam, alkol ve sigara kullanımı, uzun süreli hormon replasman tedavileri riski artıran çevresel etkenlerdir.

📸 Tanı yöntemleri: Mamografi hayat kurtarır

Klinik muayenenin yanı sıra görüntüleme yöntemleri, kanseri elle hissedilemeyecek kadar küçükken tespit etmeyi sağlar.

  • Mamografi: Meme kanseri taramasında “altın standart”tır. 40 yaşından sonra her kadının yılda bir veya iki yılda bir çektirmesi gerekir. Düşük doz radyasyonla meme dokusunun detaylı haritasını çıkarır.
  • Meme Ultrasonografisi (USG): Genellikle genç kadınlarda veya yoğun meme dokusuna sahip kişilerde mamografiye ek olarak kullanılır. Radyasyon içermez.
  • Meme MRI (Manyetik Rezonans): Yüksek risk grubundaki hastalarda veya mamografi/USG ile şüpheli görülen durumlarda ileri tetkik olarak kullanılır.

“Ülkemizde kanser taramaları ücretsiz olarak yapılabiliyor. 40 yaş ve üzerindeki kadınlar iki yılda bir mamografi çektirmeli.”

Dr. İbayev, “Ülkemizde kanser taramaları ücretsiz olarak yapılabiliyor. 40 yaş ve üzerindeki kadınlar iki yılda bir mamografi çektirmeli. Tarama oranlarının artması hem erken tanı hem de ölüm oranlarının azalması açısından büyük fark yaratır” diyerek KETEM gibi merkezlerin önemine dikkat çekiyor.

🌍 Küresel veriler ve Türkiye tablosu

Bilimsel araştırmalara göre 2022 yılında dünya genelinde 2,3 milyon yeni meme kanseri vakası ve yaklaşık 670 bin ölüm bildirildi. Kadınlardaki tüm yeni kanser vakalarının yaklaşık yüzde 24’ü meme kanserinden oluşuyor. Türkiye’de ise her yıl ortalama 24 binden fazla yeni vaka görülüyor. Uzmanlar, erken tanı ve tarama programlarının yaygınlaşmasıyla bu oranların kontrol altına alınabileceğini belirtiyor.

Unutulmamalıdır ki meme kanseri, erken evrede yakalandığında tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Korkmak yerine bilgilenmek ve düzenli kontrolleri yaşamın bir parçası haline getirmek, en güçlü koruma kalkanıdır.


🔎 En çok merak edilenler

Meme kanseri ağrı yapar mı?
Genellikle erken evre meme kanseri ağrısızdır. Ağrı daha çok kist, enfeksiyon veya hormonal değişimlerde görülür. Ancak ağrısız sert kitleler daha risklidir.

Erkeklerde meme kanseri olur mu?
Evet, nadir de olsa (%1 oranında) erkeklerde de meme kanseri görülebilir. Erkeklerin de meme dokusunda sertlik hissettiklerinde doktora başvurması gerekir.

Mamografi radyasyonu zararlı mı?
Mamografide alınan radyasyon dozu oldukça düşüktür ve “ihmal edilebilir” düzeydedir. Erken tanının sağladığı fayda, radyasyon riskinden çok daha yüksektir.

Biyopsi kanseri yayar mı?
Hayır. Biyopsi, kesin tanı için gereklidir ve kanserin yayılmasına (metastaz) neden olmaz. Aksine, doğru tedavi planının oluşturulmasını sağlar.


🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:

  • Erdem Sağlık Grubu Basın Bülteni – Op. Dr. Rafail İbayev Görüşleri
  • World Health Organization (WHO) – Breast Cancer Statistics
  • Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü – Kanser Tarama Standartları

Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.