Türkiye’nin başkentinde ardı ardına yaşanan patlamaların ardından dünyadaki sessizlik bozulmadı. Kanlı Paris saldırısı sonrasında, başta Avrupa olmak üzere tüm dünya liderleri Paris’e akın etmişti. Türkiye’nin başkentinde yaşanan üçüncü patlamada ise ülkemize gelen lider sayısı bir elin parmağını geçmiyor.
Komşular yok oldu
Türkiye, 2000’li yılların başında komşuları ile iyi geçinen, diğer Avrupa ve dünya devletleri ile neredeyse sorunu olmayan ülke konumundayken, şimdi bırakın Avrupa ve dünya ülkelerini, komşularımızla dahi aramızda problemler var. Ülkemiz bu hale nasıl geldi? Dış politikadaki başarısızlığın sırrı ne? Komşularla ve diğer devletlerle olan sorunlar nasıl düzelir?
Türkiye 2000’li yılların başında ağırlığı olan, komşularına ve diğer devletlere karşı mesafeli duran, sözü dinlenen bir ülke konumundaydı. Bugün bakıldığında dış politikadaki dengesizlikler, dünya devletlerine verilen tavizler geldiğimiz noktada zaman içerisinde nasıl geriye gittiğimizin kanıtı oluyor. Ne yazık ki şu anda eskisi kadar saygı görmüyor, söylediklerimize önem verilmiyor. Özellikle son 3-4 yılda ortaya çıkan mülteci krizi, ülkemizde dengelerin bozulmasına yol açtı. Suriyeli vatandaşlar başta olmak üzere mültecilerin ülkemize para karşılığında getirilmesi ve barındırılması, pasifliğimizin bir diğer kanıtı. Avrupalı büyük devletler ülkelerine gelecek mültecileri seçiyor, varlıklı olanları kabul ediyorken, maddi durumu iyi olmayan mültecileri para karşılığında ülkemize gönderiyorlar. Biz de bunu kabul ederek bu mültecileri ülkemizde barındırıyoruz.
Dengeler bozuldu
Artık kafamızı nereye çevirsek mültecilerle karşılaşıyoruz. Bu insanlar sosyo-kültürel dengenin yanı sıra ekonomik olarak da geriye gitmemize neden oldular. Örneğin işinden memnun olmayan bir vatandaş, patronuna karşı işi ile ilgili iyileştirme talebinde bulunduğunda “beğenmiyorsan çıkabilirsin” cümlesini anında duyabiliyor. Çünkü işveren o işçi ayrıldığında, yerine yarı fiyata çalışacak mülteci bulacağını biliyor. Bu insanlar sayesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hak ettikleri ilgiyi, değeri, şartları göremez duruma geldiler.
Ülkemizdeki kaos ortamının bir an önce terk edilmesi için öncelikle güvenlik seviyesi had safhaya çıkarılmalı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan ve ülkeye zarar veren şahıslar gönderilmeli, şehirlerde gezen mültecileri kampa götürüp yaşamlarına burada devam etmeleri sağlanmalıdır. Türkiye’de kaos ortamı bir an önce dindirilmezse, çok daha kötü günler görebiliriz. Huzur ve barış içimizden eksik olmasın…
