Septik Şok: İçimizdeki gizli tehlikenin farkında mıyız?

Septik şok veya sepsis (kan zehirlenmesi) tüm dünyada yaygın olması yanında en az bilinen ve hatta kalp krizinden bile fazla ölüm oranına sahip bir hastalıktır. Herhangi bir mikrop veya basit bir enfeksiyon her zaman sepsise neden olabilir. Bir enfeksiyona bağlı olarak gelişen birden fazla organın çalışmasını engelleyen, şok tablosuna kadar gidebilen ve vücudun enfeksiyona karşı verdiği bir reaksiyonlar zinciridir.

Septik Şok: İçimizdeki gizli tehlikenin farkında mıyız?

İçimizdeki gizli tehlike Septik şok

Liv Hospital Ankara Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Coşkun Şimşir “Septik şok, bağışıklık sisteminin enfeksiyona karşı verdiği kontrolsüz aşırı yanıt sonucunda organlarının zarar görmesi ile meydana gelir. Vücudun temel hayati fonksiyonlarının hızlı bir şekilde bozulması ölüm riskini artırır.

Kalp Krizi mi Geçiriyorum?

Enfeksiyonun kontrol altına alınmadığı durumlarda, başta dolaşım ve solunum sistemindeki kalp, akciğer, böbrek, karaciğer gibi organlarda akut organ yetersizliklerine yol açar. Aynı zamanda böbrek fonksiyonlarının bozulması, bağırsak felci, merkezi sinir sitemi tutulumu, kanda trombosit sayısının düşüklüğü ve yaygın damar içi pıhtılaşma olmaktadır” diyor.


Septik şok nasıl anlaşılır?

Dünyada yaygın olmasına rağmen en az bilinen ve ölüme en fazla neden olan hastalıklardan biridir. Ölüm oranı yüzde 30 – 70 arasındadır. Her yıl yaklaşık olarak 20 – 30 milyon insan sepsise yakalanır.  Bunun 100 bin kadarı maternal sepsis vakasını oluşturur. Dünya genelinde her saat 40 – 50 insan sepsis nedeni ile yaşamını yitirir. Sepsise neden olan enfeksiyonlar başta akciğerler, idrar yolları, batın, rahim olmak üzere herhangi bir odaktan kaynaklanabilir. En çok stafilokok – steptokok türü olan bakteriler, daha nadiren virüs, mantar ve parazitler neden olur. Septik şoktan korunmak için enfeksiyon durumlarında ateşte yükselme veya azalma, kalp atım hızında artma, solunum hızında artma, beyaz küre (lökosit) sayısında artma veya azalma durumlarında en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Septik şok sonucunda bilinç bulanıklığı, tansiyon düşüklüğü, yaygın damar içi pıhtılaşma olur. Bu durumun sonunda ise geri dönüşüm oldukça zor hatta imkansızdır.


Septik şok risk grubunda mısınız?

Septik şok riski; prematüre – yeni doğan veya ileri yaş grubunda, yanlış ve bilinçsiz antibiyotik kullanım sıklığındaki artış, hamileler, immün sitemi zayıflatan kanser, diyabet, siroz, AIDS, KOAH vb. kronik hastalıklarda, damar içi kateter ve solunum yolunda tüp kullanımı, uyuşturucu kullananlarda, uzun süreli yoğun bakımda kalan hastalarda, büyük ameliyat ve biyopsi sonrasında, kortizon tedavisi alanlarda, aşırı sigara ve alkol kullanımında bağışıklık sisteminin baskılanması nedeni ile artmıştır.

Bağışıklık sistemini güçlendiren 10 bitki çayı

Modern tıbbın ve yoğun bakım ve antibiyotik teknolojilerin gelişimine rağmen sepsis sıklığı giderek artmaktadır. Günümüzde gelişmiş ülkelerde neden olarak aşırı stres,  ileri yaş nüfusunun artması, prematüre yeni doğan doğum artışı, yanlış ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucunda dirençli bakterilerin olması, bağışıklık sistemini çökerten uyuşturucu kullanımı ve AIDS sayısında artış, girişimsel işlem ve ameliyat sayısında artış sorumlu tutulmuştur. Gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde ise yoksulluk, yetersiz beslenme, aşılanma oranın düşüklüğü, erken ve yeterli tedavinin yapıldığı sağlık merkezlerinin olmaması gibi sebepler sepsise neden olmaktadır.

Tuz Bir Böbrek ve Damar Zehiridir!

Septik Şok: İçimizdeki gizli tehlikenin farkında mıyız?
septik şok

Septik şoktan korunmak mümkün mü?


Bağışıklık sistemimizi güçlü durumda tutmak için stresten uzak yaşam, sigara – alkol, uyuşturucu madde tüketilmemesi, dengeli beslenme ve hijyenik şartlara uyulması, aşılanma ve doğru antibiyotik politikasının olması gerekir. Sepsiste erken tanı konulması ve acil tedavi başlaması çok önemli olup hayat kurtarmak demektir. Multidisipliner yaklaşım, kompleks ve ekip tedavisi gerekir. Enfeksiyonla mücadele için antibiyotik tedavisi, solunum desteği, kan basıncını artırmak ve su kaybını önlemek için sıvı yüklemesi yaşamsal bir öneme sahiptir.


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.