Çocukların okul fobisi neden kaynaklanır?

Okula başlamak, çocuklar ve ebeveynleri için heyecan verici olduğu kadar kaygının da eşlik ettiği bir süreç. Okul çağına gelen çocuk, artık evden ve aileden uzaklaşarak tanıdığı çevre dışında ilişkiler kurmaya başlar. Bu nedenle eğitim hayatı ile sosyalleşme süreci de paralel olarak ilerler.

okul-fobibi

Okul, çocuk için evden sonra en önemli yer haline gelir. Ancak bazı çocuklar okula gitmeyi reddedebilir. Bu durum okulun ilk günlerinde normal kabul edilse de uzun sürdüğü takdirde bazı problemleri beraberinde getirebilir. Çocuğun okula gitmek istememesinin nedeni ebeveynleri olabileceği gibi diğer öğrenciler ya da öğretmeniyle yaşadığı iletişim zorlukları da olabilir. Böyle durumlarda öğretmen ve okul yönetimiyle iletişime geçmek gerekebilir.

Ebeveynler okulla ilgili kaygılarını çocuklara yansıtmamalı. Ailelerin en büyük sınavlarından biri kuşkusuz çocuklarını ilk kez kreşe ya da anaokuluna verdikleri zaman. Uzmanlar, bu dönemde ebeveynlerin tutumunun büyük önem taşıdığını belirtiyor ve “Aile, çocuğun okulda zarar göreceği, kaybolacağı gibi korkuları yaşıyorsa, çocuk bu duyguları alır ve bir daha eve dönmeyeceğine dair kaygı geliştirir” diyor. Uzmanlara göre; eğer bir ay geçtiği halde çocuk, okula isteksiz gidiyor, ağlıyor, her şeye sinirleniyor, yemek yemiyor, ağrı, bulantı, kusma gibi şikâyetler artıyorsa yardım alınmalı.


Sorun çocuktan kaynaklanmıyor

Uzman Psikolog Leyla Arslan’a göre sorun çocuktan kaynaklanmıyor. Ailelerin zihinden geçen soruları olumluya çevirememişse bunu çocuğa yansıttığını ve kaygı geliştirdiğini aktaran Arslan, bu durumla ilgili şu örnekleri verdi: “Aile, çocuğun okulda zarar göreceği, kaybolacağı gibi korkuları yaşıyorsa, çocuk bu duyguları alır ve bir daha eve dönmeyeceğine dair kaygı geliştirir. Çocuk böyle bir kaygı geliştirirse anne ve babasını okulun kapısında bekletir. Bu da çocuğun öğretmeni ve arkadaşları ile kurması gereken duygusal bağı geciktirir. Bu durum diğer öğrencileri de olumsuz etkiler.”


Uyum sorununu önemseyin

Okula başlangıç her çocuk için farklı algılanır. Okul öncesi eğitim alan çocuklar için okul ortamı tanıdık gelirken yeni başlangıç yapanlar ise kendini tamamen aile ortamından ayrılmış gibi hissedebilir. Yaşanacak düzen değişimi, sorumluluk ve paylaşımlar, diğer yaş grubundan çocuklar ile ilişkiler oldukça farklı deneyimlerdir. Bu duruma çocuğu hazırlamak için anne babaların da bu dönemi çocukla beraber okula başlıyormuş gibi geçirmesi gerekir. Çünkü bu dönemde çocuklarda görülen uyum sorunlarının başında okul korkusu ve evden uzaklaşma endişesi gelir.

okul-fobisi

Ebeveynler kaygılarını kontrol etmeli

Okul korkusu; çocuğun yoğun heyecan ve endişe yaşayarak, okula gitmek istememesi ve değişik nedenler öne sürerek bundan kaçınmasıdır. Bu korku hem çocuğun aile ve ev ortamından ayrılma kaygısı, hem de ailesinin yakınında olmamasından kaynaklanabilir. Aileler de tıpkı çocukları gibi bu dönemde endişe, heyecan, korku ve sahiplenme gibi duygulara kapılır. Ancak bu duygular kontrol edilemezse çocuğa da olumsuz yansıyabilir, zaten zor olan bu süreç daha da çıkmaza girebilir. Bu açıdan ebeveynler endişe ve kaygılarını kontrol edebilir ve bununla dengeli şekilde başa çıkabilirlerse; çocuğun okula uyum süreci çok daha hızlı gelişir.

Ebeveynlere tavsiyeler

  • Kendi kaygılarınızı çocuğunuza yansıtmamaya çalışın. Sizin kaygılı olduğunuzu gören çocuk korkması gereken bir şey olduğunu düşünür.
  • Onu, yeni arkadaşlar edinmesi konusunda teşvik edin. Bu şekilde, okula alışma sürecini hızlandırdığınız gibi sosyal gelişimini de desteklemiş olursunuz.
  • Okula fazla anlam yüklemeyin. Çocuğunuzun okul başarısını fazla önemsemeyin. Bu durum çocukların daha fazla kaygı yaşamasına ve okula gitmeyi reddetmesine neden olur.
  • Çocuğunuzun özelliklerine uygun, gerçekçi beklentiler oluşturun. Yapabileceğinden fazlasını istemeyin.
  • Okulda mutlu olması ve orada yaşıtlarıyla vakit geçirmeyi sevmesi, herhangi bir sorun yaşamadığına işarettir.

Yapmanız gerekenler basit

  • Çocuğunuzla okul hakkındaki duygu ve düşünceleriyle ilgili konuşun.
  • Merak ettiklerini sorması için teşvik edin.
  • Giyinmek, ellerini yıkamak, tuvalete gitmek, su şişesini açmak gibi tek başına yapabileceği işler için cesaretlendirin.
  • Okul çağında çocuğu olan ailelerle iletişime geçerek onların çocuklarıyla konuşmasını sağlayın.
  • Aynı okula gidecek olan aileler ve çocuklarıyla tanışın ve onlarla paylaşımda bulunun.
  • Öğretmeni ile önceden tanışma fırsatı varsa buna öncelik verin.
  • Okula giderek ona okul bahçesini, sınıfını gösterin ve çevreyi tanımasına yardımcı olun. Bahçede yürümesine, oynamasına izin verin.
  • Okul alışverişini birlikte yapın.
  • Okul hakkında olumlu yaklaşın ve çocuğunuzun heyecanını paylaşın.
  • Okulun yalnızca ders yapılan bir yer olmadığını, aynı zamanda eğlenerek oyun oynayabileceği bir yer olduğunu ve yeni arkadaşlar edineceğini anlatın.
  • Yemek ve uyku saatinin belli olduğu bir düzen oluşturun.
  • Uyumadan önce sevdiği hikayeleri, masalları okuyarak iyi hissetmesine yardımcı olun.

Okulun ilk gününde dikkatli davranın!

  • Çantasını ve kıyafetlerini birlikte hazırlayın.
  • Kaygı ve korkuları varsa bunları dinleyerek onu anladığınızı belli edin.
  • Sizin de okulun ilk günü benzer duygular yaşadığınızı ama okulu sevdiğinizi söyleyin.
  • Ayrılık anını fazla uzun tutmayın ve doğal bir durum olduğunu hissettirin.
  • Okulda ne kadar süre kalacağıyla ilgili basit ve somut bir şekilde bilgi verin. Saati göstererek açıklayıcı bilgiler vermek yardımcı olacaktır.
  • Okuldan onu kimin alacağını söyleyin ve nerede beklemesi gerektiğini gösterin.
  • Kendini güvende hissetmesi için okulun yakınlarında olacağınızı, çıktığında sizi hemen göreceğini söyleyin.
  • Gün sonunda okulda neler yaptığıyla ilgili konuşun ve anlatması için teşvik edin.

Çocuğunuzun sağlığı okula hazır mı?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.