Hamilelikte meme kanseri teşhis ve tedavi yöntemleri neler?

Hamilelik sırasında meme kanserinin oluşması oldukça nadir bir durum olmakla birlikte, git gide daha fazla kadının annelik yaşını kişisel ve mesleki nedenlerle ertelemesi, meme kanseri ve gebeliğin beraber görülme olasılığını artırıyor.

Hamilelikte meme kanseri teşhis ve tedavi yöntemleri neler?

Hatta önümüzdeki yıllarda bu tip vakaların çok daha sık karşımıza çıkacağı tahmin ediliyor. Çünkü son yıllarda çocuk sahibi olma yaşı 30-40’lı yaşlara kadar geciktiriliyor.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen ile 3 bin Hamilelikte bir ortaya çıkan Hamilelik esnasında en sık rastlanan kanser türü meme kanserinin teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.


Hamilelikte meme kanseri nasıl farkedilir?

Hamilelikte meme kanseri saptandığında, sıklıkla bunun geç tanı konmuş ve Hamilelik olmadığı dönemde başlamış bir kanser olduğunu düşünürüz. Bu nedenle de lenf nodüllerine yayılım olasılığı daha fazla olabilir. Bu kısmen Hamilelikteki hormonal değişimlerin de sonucu olabilmektedir. Hamilelikte rutin adet döngüsü sonlanır ve östrojen ve progesteron seviyesi artar. Aynı zamanda emzirme sürecine hazırlık olarak prolaktin hormonu da artar. Bu hormon etkisiyle göğüsler büyür, hassas ve düzensiz bir hale gelir. Bu da hem doktor hem hasta için boyutu büyüyene kadar bir kitlenin fark edilmesini geciktirir.

Gebeliğin erken döneminde meme kanseri tanısı koyamamanın diğer bir nedeni de, genelde tarama yöntemlerinin Hamilelik sonrasına ertelenmesidir. Hamilelik ve emzirme dönemi meme dokusunun daha yoğun olmasına neden olur. Böylece erken dönemde meme kanserinin mamografik bulguları ile normal bulgular kolaylıkla birbirine karıştırılabilir. Gecikmiş tanı Hamilelikteki meme kanserinin en büyük problemlerinden biridir.

Hamilelikte meme kanseri teşhisi hangi yöntemle yapılmalı?

Eğer göğsünüzde kitle veya herhangi bir değişiklik fark ederseniz bunu önemseyerek doktorunuza danışmalısınız. Doktorunuz muhtemelen mamografiyi Hamilelikte önermeyecektir. Bu durumda US ve MRI gibi görüntüleme testleri yapmak uygundur. Şüpheli bir değişiklik mutlaka dikkate alınmalı ve gebeliğe bağlı bir değişiklik olduğuna karar vermeden önce gerekirse biopsi uygulanmalıdır.

Mammografi Hamilelik sırasında başlayan meme kanserlerinin çoğunu saptayabilir ve Hamilelikte bile oldukça güvenli olduğu düşünülür. Mammogram’ın yarattığı radyasyon miktarı da çok düşüktür. Radyasyon göğüslere fokus olduğu için vücudun diğer kısımlarına ulaşabilecek miktar çok düşüktür. Ekstra koruma için belin alt bölgesine koruyucu bir örtü konabilir. Ancak bazı bilim adamları radyasyonun doğmamış bebeğe etkisi konusunda hala hemfikir değildir. Ancak Hamilelik esnasında da olsa erken tanı çok önemlidir ve bunu unutmamak gerekir.

Biopsi yapılması bebeği etkiler mi?

Eğer memede kitle ele gelir yada şüpheli bir lezyon saptanırsa biopsi düşünülmelidir. Meme biopsileri genellikle iğne ile yapılır ve Hamilelik olsa da yatış gerektirmez. Biopsi yapılacak alanın uyuşturulması fetüs için bir risk teşkil etmez.

İğne biopsisinden yanıt alınmadığı durumlarda cerrahi biopsi sonraki adımdır. Burada şüpheli alandan küçük bir kesi yapılarak doku örneği alınır. Bu işlem genel anestezi altında yapılır ve Hamilelik açısından risk taşımaz.

Meme kanseri anneden bebeğe geçer mi?

Eğer meme kanseri saptanmışsa, kanser hücrelerinin memenin içine ve vücudun diğer kısımlarına yayılıp yayılmadığına bakmak gerekir bu işleme “evreleme” diyoruz. Bu işlem Hamilelikte çok daha önemlidir çünkü Hamilelikte meme kanseri daha ileri aşamada olabilir.

MRI ve US incelemesinde fetüsün radyasyona maruz kalmadığı akılda tutulmalıdır. Fakat bazen MRI esnasında kullanılan “boya” asla kullanılmamalıdır. Çünkü plasentayı geçerek anomalilere neden olabilir.

Ac grafisi çok küçük dozda radyasyon içerdiğinden, karnı koruyarak rahatlıkla çekilebilir. PET tarama, kemik taraması ve BT radyasyon nedeniyle tercih edilmez.

Çok çok nadir olguda kanser plasentaya ulaşmış olabilir bu da fetusun beslenmesini etkileyebilir. Fakat meme kanserinin anneden fetuse geçişine rastlanmamıştır.

Hamilelikte meme kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Hamilelikte meme kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Tümörün boyutuna, tümörün yerleşimine, yayılımına gebeliğin sonlanmasına ne kadar kaldığına, anne adayının tercihine göre değişir.

Aslında amacımız gebe olmayan meme kanseri olgularında olduğu gibi “kanseri kontrol altına almak ve yayılımını önlemektir”. Fakat fetüsün korunma endişesi durumu biraz karmaşık hale getirmektedir.

Cerrahi genellikle güvenilir bir tedavidir. Kemoterapi, radyoterapi veya hormonal terapi fetüse zarar verebileceği için uygulanmaz. Ancak gebeliğin ileri aşamalarında kemoterapi düşünülebilir. Ancak inflamatuar kanser gibi tedavide gecikmenin hasta için önemli olduğu durumlarda, kemoterapi zorunlu olduğundan, gebeliğin sonlandırılması söz konusu olabilir.


Tedavi için Hamilelik sonlandırılmalı mı?

Eski dönemlerde yapılan bazı çalışmalar, kanser tedavisi için gebeliğin sonlandırılmasının hastalığın seyrinde çok etkili olmadığını göstermektedir. Yine de tedaviye hemen başlamak gerekiyorsa aileye Hamilelik sonlandırmanın taşıdığı durumun taşıdığı riskler ve faydalar açıkça anlatılmalı ve sonra karar netleştirilmelidir.

Cerrahi: Kanserli göğsün ve lenf nodlarının alınması Hamilelikte güvenle uygulanabilen bir cerrahidir. Meme koruyucu cerrahi ise sonrasında radyoterapi gerektirdiği için tercih edilmez. Çünkü radyasyon anne karnındaki fetüsü etkileyebilir.

Anestezi: Genel anestezi meme cerrahisi sırasında korkmadan uygulanabilir. Ancak cerrahinin uygulama zamanına kadın doğum uzmanı, cerrah ve anestezist beraberce karar vermelidir.

Cerrahi sonrası tedavi: Kanserin evresine bağlı olarak, tekrarlamasını önlemek maksadıyla kemoterapi, radyoterapi ve hormonal terapi gerekebilir. Bazı durumlarda bu tedaviler doğum sonrasına ertelenebilir.

Kemoterapi: Kemoterapi Cerrahiyle beraber uygulandığı gibi erken dönem kanserlerde ve ileri evre kanserlerde tek başına da kullanılabilir.

Gebeliğin ilk 3 ayında kullanılmaz. Kullanılırsa Hamilelik kaybı olasılığı çok yüksektir. Yapılan çalışmalar Hamilelikte 4-9. Aylar boyunca bazı ilaçların fetüsü riske atmadan kullanılabildiğini, sadece erken doğum riskini artırdığını, ileri sürmektedir. Yine de bu ilaçların uzun dönem etkileri bilinmemektedir.

Kemoterapi 35 haftadan sonra da, annenin kan değerlerini düşürerek enfeksiyon ve kanamaya eğilimi artırdığından, uygulanmaz.

Hormon tedavisi ve ileri evredeki kanserler için tercih edilen hedef tedavinin uygulanması için de doğum sonrasının beklenmesi gerekir.

Tedavi sürecinde bebek emzirilmeli midir?

Pek çok doktor tedavi sırasında emzirme yapılmasını istemez. Cerrahi planlandıysa emzirmenin kesilmesi memenin kan akımını azaltıp memenin küçülmesini sağlayacağından operasyon için kolaylaştırıcıdır. Aynı zamanda enfeksiyon riski de azalır. Ayrıca kemoterapi ilaçları anne sütüne ve dolayısıyla beslenirken bebeğe de geçer.

Yaşam beklentisi nedir?

Hamilelik meme kanserinin hem fark edilip tanı konmasını hem de tedavisini güçleştiren bir süreçtir. Buna karşın yapılan çalışmalarda gebe ve gebe olmayan aynı evrelerdeki kadınlarda meme kanseri sonuçları benzer bulunmuştur.

2013 yılında yapılan ve 300 den fazla Hamilelik sırasında tanı konmuş meme kanseri olgusunu incelemişler ve 5 yıllık takipte Hamilelik dışında meme kanseri tanısı almış aynı evre olgularla karşılaştırılabilir sonuçlara ulaşmışlardır. Sadece hastalıksız geçen süre Hamilelikte tanı konmuş olgularda daha kısadır.

Esrar kullanımı ‘Hamilelikte’ erken doğumu tetikliyor

‘Hamilelikte’ tiroid sorunları bebeğin gelişimini etkiliyor

Hamilelik döneminde kozmetik ürün kullanmak zararlı mı?


Hamilelerin sağlıkla spor yapabilmelerinin 8 yolu!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.