36. İstanbul Film Festivali: Sınırları zorlayan filmler Mayınlı Bölge’de

36. İstanbul Film Festivali’nin tarzı, yaklaşımı, tekniği ya da anlatımı farklı, alışılmadık, öncü, bazen zorlayıcı, sivri, bazen deneysel filmlerden oluşan Mayınlı Bölge bölümü özellikle keşifçi sinefillere sesleniyor. Sinemanın aykırı ruhları Mayınlı Bölge’de bir araya geliyor.

36. İstanbul Film Festivali: Sınırları zorlayan filmler Mayınlı Bölge'de

36. İstanbul Film Festivali Mayınlı Bölge bölümünde yer alan filmler

Tarzı, yaklaşımı, tekniği ya da anlatımı farklı, alışılmadık, öncü, bazen zorlayıcı, sivri, bazen deneysel filmlerden oluşan Mayınlı Bölge bölümü özellikle keşifçi sinefillere sesleniyor. Sinemanın aykırı ruhları Mayınlı Bölge’de bir araya geliyor.

Bir köpeğin gözünden mezbahada olan bitenler: Gorge Coeur Ventre / Still Life  / Sakatat

Maud Alpi’nin yer yer izleyicinin tüylerini ürpertecek ilk filmi Sakatat. İzledikten sonra uzun bir süre aklınızdan çıkmayacak, belgeselle kurmaca arasında bir yerde duran ve sert bir film olan Sakatat, Locarno Film Festivali’nde Sanat Barış Ödülü, Fransz Akademisi’nden Louis Delluc En İyi İlk Film Ödüllerine layık görüldü.


Mülteciler ve göçmenlik konusuna alışılmadık bir yaklaşımla eğilen ‘The Last of Us’

Venedik Film Festivali’nde En İyi İlk Film Ödülü’nü kazanan Sonuncu, Tunuslu sinemacı ve video sanatçısı Ala Eddine Slim’in ilk uzun metrajlı filmi. Art arda Sahra Çölü, deniz, sık bir ormandan geçen bir adamı izleyen Sonuncu, kendini bulma hakkında felsefi bir hikâyeyi hiç diyalog kullanmadan anlatıyor.

‘Mayınlı Bölge’ bölümünde gösterilecek tüm filmlere buradan ulaşabilirsiniz

Merakla beklenen parlak filmlerin Türkiye prömiyerleri ‘Galalar’ bölümünde yapılacak

36. İstanbul Film Festivali: Sınırları zorlayan filmler Mayınlı Bölge'de

Geniş kitlelere seslenen, ünlü yıldızların usta yönetmenlerle buluştuğu filmlerin perdede olacağı ‘Galalar’ bölümünde 11 film sinemaseverler ile buluşacak.

Oyuncuların kendilerini canlandırdığı Fransız yapımı: ‘Rock’n Roll’

Fransız sinemasının beğenilen aktörü Guillaume Canet, “filmleri taşıyacak cazibesinin kalmadığı” yönündeki iddiaların aksini, senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı Rock’n Roll filmiyle kanıtlamaya çalışıyor. Filmde, Canet ve hayat arkadaşı Marion Cotillard’ın yanı sıra, Johnny Hallyday, Fanny Ardant, Yvan Attal gibi birçok sinemacı da kendini canlandırıyor. Rock’n Roll, hem Fransız sinema dünyasına hem de Canet’nin iç çatışmalarına dur durak bilmeyen bir mizahla eğiliyor, umursamaz bir tavır takınırken izleyicisini eğlenceye ortak olmaya davet ediyor.

Ian McKellen’in başrolünü üstlendiği ‘Richard III’ün gösterimi sanatçının katılımıyla gerçekleşecek

36. İstanbul Film Festivali: Sınırları zorlayan filmler Mayınlı Bölge'de

“Bir ata krallığım feda!” Üçüncü Richard’ın bu ünlü repliğiyle kötü adamın savaş alanındaki yenilgisini ancak Ian McKellen gibi bir aktör ustalıkla ilan edebilir. Shakespeare’in oyununu modern biçimde beyazperdeye uyarlayan film, her dönemin güç savaşını temsil eden entrika yumağı ve şahane oyuncu kadrosuyla öne çıkıyor.

İngiltere’ye hükmeden Hitler benzeri bir diktatörü canlandıran McKellen’ın performansı, nefret odağı bir karakteri müthiş bir cazibe merkezi yaparak izleyiciyi ikilemde bırakıyor.


‘Yıllara Meydan Okuyanlar’ bölümünde 7 film seyirciyle buluşacak

36. İstanbul Film Festivali: Sınırları zorlayan filmler Mayınlı Bölge'de

Bu bölümde sinefiller dünya sinemasına yön vermeyi sürdüren, yıllara meydan okuyan, örnek alınan ve ödüle doymayan usta yönetmenlerin en son filmlerini izleme fırsatı bulacak.

Alman sinemasının yaratıcı ustası Werner Herzog’un “sinemanın kurallarına uymayan bir gündüz düşü” olarak tarif ettiği ‘Tuz ve Ateş’ (Salt and Fire)

Filmin oyuncu kadrosunda Michael Shannon ve Gael Garcia Bernal bulunuyor. Herzog’un, kariyeri boyunca kurcaladığı doğa ve insan arasındaki yıkıcı çatışmayı bir kez daha merkeze aldığı filmde, bir çevre felaketini araştırmak için yola çıkan Birleşmiş Milletler ekibi doğa katliamının sorumlusu olan şirketin adamları tarafından kaçırılıyor. Herzog, takipçilerini dünyayla ilgili benzersiz ve karanlık öngörüsüne ortak olmaya çağırıyor.

‘Kara komedi öğeleri taşıyan anarşist – feminist bir polisiye’: ‘Spoor’

Şubat ayında Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan ve Alfred Bauer Ödülü’ne layık görülen İz, Polonya usulü bir Fargo gibi, karlar altındaki bir dağ kasabasında geçen, renkli karakterlerin cirit attığı bir cinayet filmi. Filmin başkarakteri, kasabada öğretmenlik yapan astroloji delisi, hayvan hakları savunucusu şirin ihtiyar Duszejko. Duszejko’nun iki köpeğinin ortadan kaybolması ardından çoğu kaçak avcılıkla uğraşan kasaba sakinleri de art arda cinayetlere kurban gitmeye başlar. Usta sinemacı Agnieszka Holland, filmini “janrlar arası bir gerilim, kara komedi öğeleri taşıyan anarşist – feminist bir polisiye” olarak tanımlıyor.

36. İstanbul Film Festivali’nin yeni bölümü ‘Cinemania’

Bölüm, sinema dünyasının en iyilerini, yol gösterenlerini, köşe taşlarını ve anıtsal yapıtlarını sinema tutkunlarıyla buluşturacak. Bu seçkide usta sinemacıların başyapıtları, kayıp, kült veya yeniden gündeme gelmiş klasiklerin 21. yüzyıl sinema izleyicisi için dijital restore edilmiş sinema kopyaları; sinema hakkında çekilmiş, sinemacıları veya sinema sanatını gündeme taşıyan ilgi çekici yapıtlar yer alacak.

George Orwell’in kült romanından uyarlanan 1984

Winston rolünde Ocak ayında hayatını kaybeden John Hurt, devlet görevlisi O’Brien rolünde de Richard Burton yer alıyor. Distopik bir dünyada, kurgusal faşist bir İngiltere’de geçen film İstanbul Film Festivali’nin 1985 yılında yapılan ilk Uluslararası Yarışma’sında festivalin ilk Altın Lale’sini kazandı. 1984, John Hurt anısına gösterilecek. Kendine has görsel atmosferiyle sinema tarihine geçen 1984’ün görüntü yönetmeni, Coen kardeşlerden Blade Runner 2049’a birçok filmde çalışan, 13 kez Oscar’a aday gösterilen Roger Deakins. Filmde ünlü pop grubu Eurythmics’in şarkıları da yer alıyor.

David Lynch’in en çok tartışılan ve en az anlaşılan yapıtı Mulholland Drive

Birçok eleştirmen ve izleyiciye göre 2000’li yılların en iyi filmi Mulholland Çıkmazı, “yeni kara film” türünün en özgün örneklerinden. Film, restore kopyasının Nisan ayındaki dünya prömiyerinin hemen ardından festivalde gösterilecek. Filmin restorasyon sürecini Lynch şahsen yürüttü. Başrollerinde Naomi Watts, Justin Theroux ile Laura Harring’in yer aldığı, “kült” sıfatını hakkıyla taşıyan bu benzersiz film, Lynch’e Cannes’da En İyi Yönetmen ödülüyle birlikte bir de Oscar adaylığı getirdi.

Festival biletleri 25 Mart Cumartesi günü 10.30’dan itibaren satışta olacak

36. İstanbul Film Festivali: Sınırları zorlayan filmler Mayınlı Bölge'de

Bilet fiyatları hafta içi gündüz seansları (11.00, 13.30, 16.00 ) yalnızca 8 TL; öğrenciler için yalnızca 1 TL hafta içi 19.00 ve hafta sonu (11.00, 13.30, 16.00, 19.00) tam 20 TL, öğrenci ile 65 yaş ve üstü 14 TL’den satılırken, tüm 21.30 seansları 20 TL; Pera Müzesi’nde gösterimlerin bilet fiyatları 8 TL olacak.


Festival boyunca gösterilecek filmlerin tam listesine buradan ulaşabilirsiniz!

‘36. İstanbul Film Festivali’ programı tam liste


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.