Çocuklarda boy kısalığı neden olur?

Çocukluk çağında büyümenin izlenmesinin son derece önemli olduğunu belirten uzmanlar, büyüme duraklaması veya boy kısalığının altta yatan bir hastalığın ilk belirtisi olabileceğine dikkat çekiyor.

Çocuklarda boy kısalığı neden olur? Kıyafetleri küçülmüyorsa dikkat!

Çocuğun yaşıtlarına göre kısa olması, çocuğun pantolon/etek boyunun üst üste 2 yıl aynı kalmasının büyüme geriliğine ilişkin önemli ipuçları olduğunu kaydeden Prof. Dr. Feyza Darendeliler, “Büyümenin izlenmesi altta yatan herhangi bir hastalığın erken yakalanması için son derece önemlidir” uyarısında bulundu.

Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Feyza Darendeliler, çocukluk döneminin en büyük özelliğinin sürekli bir büyüme süreci göstermesi olduğunu belirterek büyümenin duraklaması ya da boy kısalığının bazı hastalıkların belirtisi olabileceğine dikkat çekti.


Büyümede duraklama hastalık habercisi olabilir

Doğum öncesi dönemden başlayarak doğumdan sonra 18 yaşlarına kadar temposu zaman zaman hızlanan ve yavaşlayan ancak sürekli devam eden büyüme süreci sonunda çocuğun erişkin boyuna ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Darendeliler, sağlıklı büyüme sürecinin çeşitli etkenlerin kontrolü altında olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“Sağlıklı bir büyüme için sağlıklı bir beslenme şarttır. Büyüme hormonu gibi bir çok hormon ve büyüme faktörleri boy uzaması üzerine etkili olur. Ayrıca çocuğun büyüyebilmesi için psikososyal ortamının olumlu olması ve esas büyümeyi sağlayan uzun kemiklerin uyaranlara yanıt verebilmesi gerekir. Büyüme üzerine etki eden çeşitli faktörler göz önüne alındığında, büyümenin karmaşık ve birbiriyle ilintili birçok olayın bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Araya giren herhangi bir hastalık/durum büyüme sürecini olumsuz etkileyebilir. Dolaysıyla büyümede duraklama ve/veya boy kısalığı altta yatan hastalığın ilk belirtisi olabilir.”

Çocuğun büyümesi mutlaka izlenmeli

Çocuklarda büyüme

Çocuğun boyunun normal olup olmadığının, sağlıklı çocukların boy değerlerinden hazırlanmış persantil eğrileri kullanılarak değerlendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Feyza Darendeliler, “Sağlıklı bir çocuğun boyu eğri üzerinde 3 ve 97. persantil çizgileri arasında yer alır ve çocukluk dönemi boyunca aynı eğri üzerinde devam eder. Çocuğun boyunun persantil eğrilerinde 3. persantil altında olması veya normal persantil eğrileri içinde olsa bile zaman içinde eğri içinde düşme göstermesi ya da anne-babasına göre çocuğun boyunun kısa olması patolojiktir ve tetkik gerektirir. Boy kısalığını veya büyümede duraklamayı yakalayabilmek için tüm çocukların, sağlıklı da olsa belirli aralarla izlemi şarttır” diye konuştu.

Patalojik boy kısalığı oranı %15-20

Prof. Dr. Feyza Darendeliler, normal kısa boylu çocukların oranının %80-85 olduğunu belirterek bunun nedenlerinin ailevi boy kısalığı, yapısal boy kısalığı ve ergenlik gecikmesi olduğunu söyledi. Patolojik boy kısalıkları oranının %15-20 olduğunu belirten Prof. Dr. Feyza Darendeliler,

“Bu da iki kategoride değerlendirilebilir. İlki vücut oranı bozuk olanlardır, bu durum iskelet sistemi hastalıklarından kaynaklanır. İkinci grup ise vücut oranı normal olanlardır. Bunun nedenleri arasında doğum tartısı düşük olan ve kısa boylu çocuklar, Turner sendromu, diğer bazı sendromlar, beslenme bozukluğu ve bodurluk, uzun süreli hastalıklar (kalp, böbrek, kan vb.) veya uzun süreli ilaç kullanımı (kortikosteroid gibi) olarak sıralanabilir. Patalojik boy kısalıklarına hormonal bozuklar da sebep olabilir. Büyüme hormonu eksikliği, büyüme hormonuna direnç ve hipotiroidi sayılabilir” diye konuştu.


Patolojik kısalıkta büyüme hızı düşük

Normal kısa boyluluğun toplumda en sık görülen boy kısalığı olduğunu belirten Prof. Dr. Darendeliler, “Bu çocukların boyları kısa ancak büyüme hızları normaldir. Bir kısmının anne ve babası da kısa boylu olup, kalıtsal faktörler ön plandadır. Patolojik boy kısalıklarında boy kısa ve büyüme hızı düşüktür. Patolojik boy kısalıkları içinde iskelet bozukları nadir olup genellikle orantısız bir boy kısalığı vardır (kol ve bacaklar kısa). Orantılı boy kısalıkları içinde Türkiye’de uzun süreli beslenme bozukluğu sonucu gelişen ve bodurluk diye adlandırılan boy kısalığı %10 oranında görülür. Özellikle hayatın ilk yıllarında geçirilen beslenme bozukluğu daha sonraki yaşlarda boy kısalığına neden olmaktadır” dedi.

Turner Sendromu sadece kız çocuklarında görülüyor

Turner Sendromu’nun 1/2500 sıklığında sadece kızlarda görülen ve en önemli bulguları boy kısalığı ve ergenlik yokluğu olan bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Feyza Darendeliler, “Büyüme hormonu eksikliği 1/3500 oranında görülür ve sıklıkla tek bulgusu boy kısalığı ve/veya büyümede duraklamadır. Hipotiroidi 1/3500 oranında görülür ve doğumsal formlarında boy kısalığı dışında zeka geriliği de görülür. Doğum tartısı düşük olarak doğan ve ilk 2 yaşta büyümede yakalama yapamayan çocukların da nihai boyları kısa olur. Bunların dışında uzun süreli sistemik hastalıklarda boy kısalığı sıklıkla beklenen bir bulgudur. Patolojik boy kısalıklarında nihai boy hastalıklar arasında değişiklik gösterse de genelde kızlarda 130-140cm,erkeklerde 140-150 cm arasında değişir. İskelet sistemi hastalıklarında nihai boy ağır kısadır (120cm civarı). Boy kısalıklarının bazıları anne karnında başlar, örneğin iskelet sistemi hastalıkları gibi. Bu hastalıklarda anne karnında büyümenin yavaşlaması saptanabilir” diye konuştu.

Kıyafetleri küçülmüyorsa dikkat!

Prof. Dr. Feyza Darendeliler, büyüme geriliğine ait ipuçlarını da şöyle sıraladı: “Çocuğun yaşıtlarına göre daha kısa olması, çocuğun anne ve baba boyuna uymayacak düzeyde kısa olması, çocuğun pantolon /etek boyunun üstüste 2 yıl aynı kalması, kollarda, bacaklarda kısalık, gebelik haftasına göre zamanında ama düşük doğum ağırlıklı doğmuş olma, çocuğun büyüme eğrisinde aşağı düşmesi, yüzde veya vücutta farklı (dismorfik) bulgular ve kilo alımına rağmen boyun uzamaması”

Bu önerilere kulak verin

Boy kısalığına neden olan hastalığın erken tanısı erken tedavi açısından, tedavi olanağı yoksa bile aileyi bilgilendirme açısından çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Feyza Darendeliler, tedavisi mümkün boy kısalıklarında tedavi ile normal boya ulaşmak mümkün olduğunu söyledi.

“Büyümenin izlenmesi altta yatan herhangi bir hastalığın erken yakalanması için son derece önemlidir” diyen Prof.Dr. Darendeliler, şu önerilerde bulundu

  • Başarılı bir tedavi ancak erken tedavi ile, erken tedavi ise ancak erken tanı ile mümkündür.
  • Eğer boy kısalığı veya büyümede duraklama varsa ve endokrin dışı nedenler dışlanmışsa (beslenme bozukluğu, kronik hastalıklar gibi) pediatrik endokrin uzmanına sevk etmek gerekir.
  • Kuşkusuz sağlıklı büyüme için optimum beslenme, yeterli kalori ve protein alınması, demir, çinko, iyot gibi mikrobesi öğelerinin dengeli bir beslenme ile alınması son derece önemli ve gereklidir. Sadece büyüme için değil, kemik sağlığı, kalp ve damar sağlığı gibi diğer sistemler için de gereklidir.
  • Mucize yaratan bir besin yoktur. Sadece dengeli, sağlıklı ve yeterli beslenme söz konusu olmalıdır.

Prof. Dr. Feyza Darendeliler, devletin belirli kurallara göre büyüme hormonu eksikliği saptanmış tüm vakalarda tedaviyi karşıladığını da sözlerine ekledi.

‘Boy kısalığı’ nedenleri nedir? Aileler neler yapmalı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.