Aileler aynı sonuca farklı yollardan da gidebilirler. Yani insan gelişiminde söz konusu olan eş sonluluk ilkesi aileler için de geçerlidir. Her sosyal grupta olduğu gibi, aile bireylerinin bir arada oluşlarının ortak bir amacı vardır.
Ailenin bir sistem olarak incelenmesine olanak sağlayan hatta belirleyici özellikleri sayabileceğimiz bazı ölçütler:
Her sosyal grupta olduğu gibi, aile bireylerinin bir arada oluşlarının ortak bir amacı vardır. Ailenin amacı üyelerini ayrı ayrı bireysel güdü, niyet ve gereksinimlerinden bağımsız ve ötedir. Üyelerin adeta gizli antlaşma ile ve ortaklaşa belirlenen bu amaç bütün üyelerinin gereksinimlerini aynı anda karşılayabilecekleri sosyal, psikolojik, fiziksel vb. bir ortam sağlamaktır.
Her sosyal organizasyon gibi ailenin de bir örgütlenmesi / yapılanması vardır.
Aile bir insan sistemidir. Aileyi; insan üyeler, sosyokültürel yapılar, kişiler arası ilişkiler ve fiziksel çevre bir sistem yapar.
Aile kendi içinde alt sistemlerden oluşur. Bir birey birden fazla alt sistemde yer alabilir. Bu alt sistemlerde yine kendi amaçları ve diğer küçük sosyal grup özellikleri olan, ancak “aynı aile sistemi” içindeki birliklerdir.
Aile, belirli koşulların gerektirdiği bazı değişiklikleri kendi yapısında gerçekleştirme ve gereksinimler için etkileşimsel yeterliği olan bir birimdir.
Aile içinde değişen durumlara en belirgin örnek, tıpkı bir birey gibi, yani gelişen bir sistem olarak karşılaştığı yaşam döngüsüdür. Aile yaşam döngüsü kuramcıları, belirli bazı plato ve geçiş dönemleri olan evrelerden söz ederler. Plato dönemleri göreli yapısal bir durgunluğa, geçiş dönemleri ise yapısal istikrarsızlığa ve ana değişimlere işaret eder.
Aileler aynı sonuca farklı yollardan da gidebilirler. Yani insan gelişiminde söz konusu olan eş sonluluk ilkesi aileler için de geçerlidir. Farklı eğitim, ekonomik, kültürel, psikolojik donanımlara sahip iki ailenin “bireylerine destek olma, sahip çıkma” hedefleri ortak, ancak buna ulaşma biçimleri son derece değişik olabilir.
Aile yapısındaki dönüşümlere belirti üretmekte dahildir. Özellikle ailenin yapısını değişen koşullara uydurma ve etkileşimsel yeterlik özelliği dikkate alındığında, bazı durumlarda yapının ancak psikolojik belirti üretmeye yetecek şekilde değişebildiği ve sistemin gereksinimlerini böyle doyurabildiği daha kolay görülecektir.
Ailenin temel gereksinimleri neler?
Değerli olma duygusu: Aile içindeki etkileşim çocukları ya “ben değerliyim” ya da “değersizim” duygusuna götürür. Bu gereksinim aile içinde yerine getirilmezse çocuk her türlü davranışla bu duyguyu elde etmeye çalışır. Ergenlik çağındaki erkek çocukların çete (gang) kurarak istenmeyen sonuçlara yol açan çatışmaları da, kendilerini önemli görmeyen aile ortamlarına bir tepki olarak yorumlanır. “Ben değerliyim” duygusunu aile içinde elde eden birey kendisini kanıtlamak için aşırı davranışlarda bulunmaya gerek duymaz.
Güven ortamı: Aile içindeki bireylerin emniyette olduğu, dışarıdaki tehlikeli olayların aile içine girmeyeceği duygusu, bu gereksinmenin temel nedenidir. Eğer çocuk ev içinde kendisini güven içinde bulmuyorsa çocuk ailenin dışında bir yere yönelir. Aile ile olan bağlarını koparır.
Yakınlık ve dayanışma duygusu: Aile içinde temel güven ve dayanışma varsa aile dışında bireyin karşılaştığı stres getirici olumsuz olaylar yıkıcı etkisini pek göstermez. Güven duygusunun baskın olduğu aile dış dünyanın oluşturduğu sıkıntı ve kaygılarından kendisini kurtarır. Bu tür aile içinde olan kimseler kendilerine olduğu gibi çevresine de güvenirler. Şayet aile içinde güven ve dayanışma sağlanmamışsa bu insanlar yoğun stres ve gerginlik yaşarlar. Bu kişiler kendilerine dahi güvenemezler. Dolayısıyla çevresinde yakın ilişkiler kuramazlar.
Sorumluluk duygusu: Aile sistemi içindeki anne ve babalar davranış ve sözleri ile sorumluluk duygusunu ifade ederler. Aile içinde sadece anne baba değil herkes sorumluluk duygusunu paylaşır. Elbette ki çocuklara yaşları oranında sorumluluk yüklenmelidir.
Tüm sorumluluğu kendi üzerine alan, çocuğunu sorumluluktan kurtaran anne ve babalar kendi yaşamını biçimlendirmekten aciz sürekli başkalarının yönetiminde olmaya yönelik bireyler yetiştirirler. Bu tür tutumlar sonucunda yetişmiş bireyler yaşamlarında yer alan olaylardan sürekli başkalarını sorumlu tutarlar.
Gelişimsel dönemi göz önüne alınarak çocuğun odasını toparlaması, ev işlerine yardım etmesi gibi konularda sorumluluğu sağlanabilir. Bunu yaparken kız ve erkek işleri kesin çizgilerle ayrılmamalıdır.
Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gelmeyi öğrenme: Çocuğa her şey hazır verilmemelidir. Sorumluluk duygusunun gelişimi ile ilgili anlatılanlar zorluklarla mücadele etme ile ilgilidir. Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz önünde bulundurularak çocuk kendi sorunları ile baş başa bırakılmalıdır.
Bu durum onların zor sorunları ile mücadele ederek, uğraşmasına olanak vermek, kendisine güvenli sorun çözme becerileri gelişmiş bireyler olarak yetişmeleri için gereklidir. Karşılaştığı her zorluğa aşırı yardım eden ana babaların çocukları sürekli başkalarına muhtaç, kendilerine güvensiz olur. Böyle kişiler yetenek becerilerini keşfedemezler.
Mutluluk ve kendisini gerçekleştirme ortamı: Aile ortamı bir mutluluk ortamıdır. Şimdiye kadar anlatılan gereksinimlerin karşılanması mutlu olmayı getirir. Evde değerli olduğu duygusunu tadan birey mutlu olur ve yaptığı şeylerden doyum alır, kendini gerçekleştirme olanağı bulur.
Sağlıklı manevi yaşamın temellerini oluşturma ortamı: Katı din kuralları altında yetiştirilmiş çocuk sürekli yargılanacağı, cezalandırılacağı korkusunu yaşar. Kendi yaşantı ve deneyimlerini zenginleştirecek iç ve dış dünyasını araştırıp keşfedeceği yerine körü körüne itaati, kendi düşünce ve duygularından utanmayı öğrenir. Sağlıklı manevi yaşam ailenin çocuğuna verebileceği en önemli süreçtir. Sağlıklı bir manevi temeli olan insanlar kendisi ile barışık, insan ilişkileri olumlu ve kuvvetli saygılı bireyler olarak yetişirler.
En Çok Görülen Dört Aile Yapısı
1- Kapalı aileler
Kapalı ailelerde genellikle “geleneksel” olarak bilinirler. Bu ailelerde kararları veren belli bir lider ve hiyerarşi sistemi vardır. Bu lider anne veya baba olabilir. Bu tip aileler üyelerinin ihtiyaçlarını sabitlik /durağanlık, yapı ve ait olma duyguları ile karşılamaya çalışırlar. Ebeveynlik otoriteye dayanır.
Kapalı aileler iyi işlerlerse kurallar ve sınırlar belli olur. Ancak, bu ailelerde çocukların özellikleri yadsınır. Çünkü kapalı ailelerde zıtlıklara karşı çok az hoşgörü vardır.
Ebeveynler katı kurallarla davranışları kontrol altında tutmaya çalışırlar. Bu aileler oldukça katıdır ve üyeleriyle içi içedir.
2- Gelişigüzel aileler
Kapalı ailenin tam tersine, gelişigüzel aileler gurup yerine bireye önem verirler. Yani aile her üyenin ihtiyaç ve amaçlarını karşılamasına yardım eder.
Ailenin yapısı hiyerarşik değil, izin vericidir. Ailenin üyelerinin bağımsız olarak kendi problemlerini çözebilmeleri için cesaretlendirilir. Bu tip iyi işleyen aileler, çocuklarının yaratıcılığını ve bireyselliğini geliştirirler. Ancak, gelişigüzel ailelerin iki zorluğu vardır. Birincisi sınırlarını veya güvenli yapısını kurmada yetersizdirler. İkincisi, gücü kullanmada ve ebeveynlikte zayıftırlar. Bu nedenle etkileşim karışık hale gelir.
Gelişi güzel ailelerde ergen çocuklar kendilerini bir yapıya dahil etmek için çeşitli alt kültür guruplarına katılabilirler
3- Açık aileler
Açık ailelerde değerler karışıktır, hem bireyselliğe hem de guruba önem verirler. Kararlar ailenin bütün üyeleri tarafından alınır, bilgiler paylaşılır, işbirliği yapılır. Gelişigüzel ailelerin tersine, açık ailelerde iletişim fazladır. Açık aileler bireylerine güven verir.
4- Eşzamanlı aileler
Eş zamanlı ailelerde iletişim kapalıdır. Bu nedenle sözel olmayan iletişim çok önemlidir. Başarılı ailenin üyeleri sözel olmayan bu mesajları okuyabilecek beceriyi geliştirirler. Eş zamanlı ailelerde çocuklar rutin ve düzenli bir ortam içinde güvenli ve ait olma duygularıyla yaşarlar. Ebeveynlerin iletişimi doğrudan ve açık olmadığı için bunları anlamak çok zordur. Bu tip ailelerde etkileşim az olduğu için samimiyetlik duygularını kaybetmişlerdir.
Yine de bu tip aileler çocuklarına güvenlik ve ait olma duygularını yaşatmaya çalışırlar. Eğer ailede büyük bir değişim ortaya çıkarsa üyeler bunu inkar etmeye çalışırlar. Eş zamanlı aileler sakinlik ve huzur istedikleri için inkar edemeyecekleri kadar büyük bir problem oluncaya kadar üyelerine yardımcı olmazlar.
Bir sonraki yazıda: Ailede anne, baba tutumları ve aile içi sorunlar.