Meclis Başkanı İsmail Kahraman yeniden aday olmadı ve Genel Kurula “Hakkınızı helal edin” dedi. CHP’li vekil Mahmut Tanal’dan “Ben helal etmiyorum” yanıtını aldı.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, yeniden aday olmadı ve Meclis’e “Hakkınızı helal edin” diyerek veda etti. Kahraman, “Evet, kuluz, hata ederiz. Kötü niyetimiz yok. Ola ki hata etmişiz, birbirimizi hoş görmek durumundayız. Helalleşelim, birbirimizi bağışlayalım” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise Kahraman’a beklenmedik bir karşılık verdi ve “Ben helal etmiyorum” dedi.
İsmail Kahraman’a tepkiler
İsmail Kahraman 23 Nisan 2017’de Atatürk’ün adını anmadı
2017 yılındaki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda TBMM’nin kuruluşunun 97’nci yıldönümü özel oturumda, Meclis Başkanı İsmail Kahraman Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmayınca tartışma yaşanmıştı.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Meclis Başkanı Kahraman’a “Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anmamanızı, bundan neden çekindiğinizi anlamıyoruz” diye tepki göstermişti. Meclis Başkanı Kahraman ise, “Biz tarihi şahsiyetleri anmaktan rahatsız olmayız” demişti.
“Hepsini anmışızdır”
İsmail Kahraman, Gök’ün bu çıkışına karşılık, “Ben bu görevi yerine getirdim. Bütün tarihi şahsiyetleri saygıyla anmışızdır” ifadelerini kullandı. Kahraman, yine bir başka vekilin saygı duruşu talebine de ‘teamüllerde olmadığı gerekçesiyle’ izin vermediğini söyledi.
30 Ağustos 2017’de yine Atatürk’ün adını anmadı
TBMM Başkanı Kahraman, 30 Ağustos Zafer Bayramının 95. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda yine Atatürk’ün ismini anmadı.
İsmail Kahraman, 30 Ağustos mesajında şu ifadeleri kullanmıştı:
“İstiklal Savaş’ında kazandığımız zaferlerin sonuncusu, 30 Ağustos 1922 tarihinde yapılan Başkomutanlık Meydan Savaşı olmuştur. Böylece tarihimizin Zaferler ayı tanımına uygun olarak elde edilen büyük zafer ile dünyadaki tüm mazlum milletlerin son kalesi ve umudu Anadolu’nun, ehl-i salibin egemenliği altına girmesinin önü kapatılmıştır. İslamiyet ile şereflendiğimiz günden itibaren Hakk’ı üstün tutmak ve adaleti dünyaya yaymak için mücadele veren aziz milletimiz, kazandığı zafer ile kendisini tasfiye etmek isteyen Batılı güçler karşısındaki 200 yıllık geri çekilişini de sona erdirmiştir.
Milletimiz, 95 yıl önceki emperyalist istilaya, örtülü bir şekilde 15 Temmuz 2016 tarihinde de maruz kalmıştır. İşbirlikçi FETÖ ihanet çetesinin hain girişimi, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere milletimizin gayreti, feragati, direnci ve dirayeti ile hedefine ulaşamadan ortadan kaldırılmıştır.
Büyük zaferin 95’inci yıl dönümünü kutluyor, şanlı tarihimize altın bir levha gibi asılan zaferi kazanan ordumuzun başkomutanını, komutanlarını, Mehmetçiklerini, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.”
“Yeni anayasada laiklik olmamalı” çıkışı
Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın belki de en tartışmalı çıkışı, “Yeni Anayasa’da laiklik olmamalı” açıklamasıyla yaşanmıştı.
İsmail Kahraman, 2016 yılında İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği AY-BİR’in düzenlediği “Yeni Türkiye Konferansları”nın altıncısında; “Yeni Türkiye ve Yeni Anayasa” konulu konferans vermişti. Kahraman yaptığı konuşmada; “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Yeni anayasa, dindar bir anayasa olmalıdır” sözlerini kullanmıştı.
1982 Anayasası’nın herhangi bir yerinde Allah lafzının geçmediğini belirten Kahraman, şöyle konuşmuştu:
“Ama Anayasa inanca göre tasnif edildiğinde, bu 82 Anayasası da, 61 Anayasası da dindar anayasalardır. Neden? Resmi tatiller, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı’dır. Din dersleri mecburidir ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar anayasadır. Laiklik tarifi de ona göre olmalıdır. Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada üç anayasada laiklik var. Fransa, İrlanda, bir de Türkiye’de var. Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor. Böyle bir şey olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım.”
