Göklerden gelen bir vergi vardır

Enflasyon olmuş %15 ama olsun ben hep 50TL’lik kullanıyorum.

– Leş gibi soğan kokuyorsun. – Gösterişi severim bebeğim.

Göklerden gelen bir vergi vardır

Seçimler bitti. Silahlı, davullu, zurnalı kutlamalar sona erdi. Ülkede ultra refah ortamı yeniden inşa edilmeye başlandı. Bunun ilk ayağı da ekonomi tabii ki. Dünyanın en güçlü 3 ekonomisi arasında olduğumuz için patatesi ve soğanı Suriye’den yaptığımız ithalatlarla hemen kontrol altına aldık. Artık patatesin kilosu 3TL. Ne mutlu Türküm diyene!

Göklerden gelen bir vergi vardır soğan lobisi
Soğan lobisi

İkinci adım enflasyon rakamlarıydı. Şükür o da %15’lere geldi. Adeta Cern’deki Hadron çarpışması gücündeki Cumhur ittifakı ekonomiye de istikrar getireceğe benziyor. Hemen alkole, benzine, sigaraya filan zamlar gelmeye başladı. Vergiler sürekli artarak istikrarlı bir görünüm çiziyor. Ama bu ülkede vergi konusunda en istikrarlı durum o vergilerin nereye gittiğinin hiçbir zaman bilinmemesi. Tamam bazı vergilerin nereye gittiği açık.


Mesela elektrik faturası içindeki TRT vergisi direkt TRT’ye gidiyordur diye düşünüyorum. Ben elektrik kullandığımda TRT’ye de para ödememden dünyada daha doğal ne olabilir ki? Ben vergi ödemesem, sen vergi ödemesen nasıl izlenecek o Selçuklu’dan başlayıp büyük reisin boğazdan güvercin atmasına kadar gelen propaganda reklamlar? Biz o boğaz köprülerinin üstünden atlayan atlıları görmeden nasıl huzurla gireriz yatağa?

Bir başka gittiği yer de tarımmış. Ekonomi bakanı öyle diyor. Dünyaya oranla sebze ve meyveyi de %30 pahalıya yediğimize göre bu bizim bildiğimiz tarım değil. Yoksa “Borcamı 10 yıl önce biz yaptık” diyen, geceleri “Uyudun mu?” diye SMS gönderen enerji damadımızın söylediği gibi uzay madenciliği de tarım kapsamında mı değerlendiriliyor? Uzay tarımı. Yersen, uzay eriği…

Mesela gece boyunca keleşlerle havaya ateş ederek 6TL’lik benzinle tüm gece sokaklarda gezen vatandaşlar sabah boş depolarla istikrarlı bir güne uyandılar. Çünkü Türkiye’de dolaysız vergiler, yani parası olandan daha çok, olmayandan daha az alınan vergiler %30’a geriledi. Dolaysız, yani bakkaldan aldığın çokoponçikten alınan ve herkese aynı uygulanan vergiler %70’e çıktı.


Yani devlet büyüklerimiz birer anti Robin Hood gibi fakirden alıp zengine veriyorlar. Üstelik sadece para değil oy da alıyorlar. Bizde Sherwood ormanı da yok. Çünkü o zenginler ormanları kesip bizden aldıkları parayı betona gömüyorlar. Bir gün bunlar gidince silahla değil de kazma kürekle çıkarız artık kutlamaya. Betonlara gömülmüş paralarımızı kazıp çıkarırız inşallah. Maşallah, sübhanallah…

17 aralık darbesi mimarı telefonu icat eden graham bell
Kandırıldık

Vergilerin gittiği bir başka yer de eğitim sistemi bizde. Zira “Ekonomi bizim işimiz” diyen hükümetimizden önce en büyük pay savunma sanayiine harcanıyordu. Allah başımızdan eksik etmesin bu sene en büyük bütçe eğitim sistemine ayrıldı. O kadar çok para ayrıldı ki sanatçıya şarkı gönderip şampanya açtırır gibi sınav sistemi değiştirdik. Bir nesil var bırak okuduğu şeyi bilmeyi girdiği sınavın adını bilmiyor. O kadar çok para ayrıldı ki eğitim sistemine öğretmenler filan atanmıyor. Onlara direkt düğünde saçar gibi para saçıyorlar. Eğitmenize bile gerek yok o kadar bütçemiz var ki onlar kendileri eğitilirler siz yorulmayın hocam. İşte, bilgiyi geçip camiinin oradan sağa dönmüş o kadar ileri bir sistem. Finlandiya şaşkın.

Neticede geleceğe umutla baktığımız yeni bir aya daha girdik. Bu ay nurtopu gibi yeni Suriyeli kardeşlerimiz gelecek sınırdan. Kanal İstanbul projesine vergiler ödeyeceğiz. Dünya kupası finali bekler gibi dolar ne olacak diye bekliyoruz. Euro ya kulum!


Ama bizim insanımıza her kriz teğet geçer babacım. Bizim açlığımız bilgiye çünkü. İşin aslını araştırmayı ne kadar sevdiğimizi bu seçimlerdeki vaatlerden anladık. Meğerse bizim AKP’den önce hiçbir şeyimiz yokmuş ki. Biz paralel evrende yaşıyormuşuz. Bak şimdi ne işsizlik var, ne enflasyon… Ama buzdolabı var. Zaten ihtiyacımız olan da buzdolabı, içindeki sebze değil ki. En ucuz sebzeyi 6-7 liraya alsak ne olacak? Ayrıca biz ne dersek diyelim neticede göklerden gelen bir vergi vardır. Kaderin üstünde bir kader vardır.

Aldatmak ve kaçamak nedir? Neler aldatmak sayılır?


Özgür Uysal
12 Yapım şirketinin yöneticisi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi lisans, Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Yüksek Lisans diplomalarına sahip. Cosmopolitan dergisinde Seks ve İlişkiler üzerine yazıyor, Kadıköy Life ve Tourmag dergisilerinde konuk yazar olarak röportajlar yapıyor.