Horlama denince hemen hepimizin aklına yetişkinler, özellikle de erkekler geliyor. Ancak sanılanın aksine horlama, hatta “uyku apnesi” denilen daha ileri boyuttaki tablo çocuklarda da yaygın olarak görülüyor.
Özellikle de 2-10 yaş arasındaki çocuklarda ortaya çıkıyor. Bunun nedeni ise horlamaya yol açan etkenlerden olan geniz eti ve bademcik hastalıklarının bu yaş grubunda yaygın olarak görülmesi. Çocuklarda horlama masum bir durum olarak görülse de büyüme ve gelişme geriliği başta olmak üzere pek çok önemli soruna neden olabiliyor.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Betül Şahin özellikle devamlı seyreden ve şiddeti giderek artan bir horlama söz konusu olduğunda çocuğun zaman kaybedilmeden detaylı bir muayneden geçmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
En sık görülen nedeni geniz eti büyümesi
Horlama solunum sırasında havanın üst hava yolundaki darlık nedeniyle kısıtlı bir alandan geçerken, çevresindeki yumuşak dokuların titreşmesi sonucu ortaya çıkan ses olarak nitelendiriliyor. Havanın geçtiği pasaj daraldıkça horlama da şiddetleniyor.
Son yıllarda özellikle alerjik problemlerin artması, hava kirliliği, çocukların erken yaşta sosyalleşmeleri ve enfeksiyona maruz kalmalarının artması gibi nedenlerle, üst solunum yollarında, özellikle “geniz eti” denilen, aslında var olan ama belli boyutların altında olması gereken ette büyüme ve buna bağlı olarak ciddi horlamalar göze çarpıyor.
Aynı şekilde bademcik dokusunda büyüme sonucu gelişen horlamalar da yaygın olarak görülüyor. Yine çağımızın önemli bir problemi olan obezite de erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da horlamayı arttıran bir etken olarak belirtiliyor. Obez çocuklarda yağ dokusunun havayolunu çevreleyen kaslar ile yumuşak dokuda birikmesi ve boyundan bası yapması nedeniyle üst havayolunda darlık ve bunun sonucunda da horlama gelişiyor.
İdrar kaçırmadan kalpte ritim düzensizliğine
Horlama uyku verimini de azaltacağı için halsizlik, yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon problemlerini de beraberinde getiriyor. “Okul başarısı için kaliteli uyku çok önemli” diyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Betül Şahin horlama ile uyku apnesi olan çocuklarda sık sık uyanmanın ve oksijen düşüklüğünün uyku kalitesini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayarak, bu durumun da çocuklarda okul başarısında düşüş ve davranış problemlerini kaçınılmaz hale getirdiğini söylüyor.
Dr. Betül Şahin burunda uzun süren tıkanıklıkların oluşturduğu sorunları da şöyle anlatıyor:
“Tedavi edilmeyen burun tıkanıklıkları kronik sinüzit, kulak hastalıkları, kulakta sıvı birikmesi ve işitme kaybıyla seyreden, bazen de operasyon gerektiren durumlara neden olabiliyor. Rahat soluk alamamak çocukta büyüme ve gelişmenin bozulması, geceleri idrar kaçırma, zihinsel faaliyetlerin olumsuz yönde etkilenmesi, öğrenme bozuklukları, hatta bazen kalpte ritim düzensizliği gibi durumlara da yol açabiliyor. Bu nedenle horlayan çocuklarda zaman kaybedilmemesi çok önemli.”
Horlama ne zaman tehlikeli?
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Betül Şahin çocuklarda horlama probleminde ne zaman alarma geçilmesi gerektiğini şöyle anlatıyor.
· Horlama devamlı ise,
· Şiddeti giderek artıyorsa,
· Uyku apnesi başladıysa,
· İşitme kaybından şüpheleniliyorsa,
· Enfeksiyonlar düzelmiyor veya çok sık tekrarlıyorsa,
· Bunların yanı sıra okul başarısında ciddi bir düşüş görüldüyse, ailede, kardeşlerde benzer problemler yaşandıysa mutlaka bir kulak burun boğaz muayenesinden geçilmesi gerekiyor.
Tedavi horlamayı durduruyor
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Betül Şahin tedaviden etkin sonuç alınabilmesi için öncelikle sorunun net olarak ortaya konulması gerektiğine dikkat çekerek şunları söylüyor:
Tanı için detaylı bir kulak burun boğaz muayenesiyle birlikte kafa yan filmi, ihtiyaç duyulursa tanısal burun/boğaz endoskopisi yapılarak geniz eti ve bademciğin olması gerekenden daha büyük olup olmadığı tespit ediliyor. Bu tetkiklerden çıkan sonuçlara göre gerekirse cerrahi olarak temizlenmesine kararı veriliyor.
Geniz eti ve bademcik alınması operasyonları sonrasında çocuklarda horlamanın kesilmesi ve bunun yol açtığı diğer problemlerin de ortadan kalkması mümkün olabiliyor. Bu işlemler günümüz şartlarında çoğunlukla hastanede kalış gerektirmeyen pratik müdahaleler olarak yapılabiliyor.
Bunun dışında horlama ve burun tıkanıklığı alerjik reaksiyonlardan kaynaklanıyorsa beraberinde alerji değerlendirmesi, gerekirse, 3 yaş üzeri çocuklarda deri testi de uygulanarak çocuğun neye karşı alerjisinin olduğu tespiti yoluna gidiliyor. Ardından bu alerjiden sakınma ve etkili bir alerji tedavisiyle hem enfeksiyonların hem de burun tıkanıklıklarının tedavisi yapılabiliyor.