Tuvalet eğitiminde izlenecek 8 adım

Tuvalet eğitimi hem çocuklar, hem de ebeveynler için heyecan verici önemli bir gelişim adımını oluşturuyor.

Bu dönemde sizi başarıya taşıyacak en önemli davranış şekli; sabır ve dikkatli bir gözlemci olmak! Çünkü tuvalet eğitim sürecinde patron; bebeğinizdir! Dolayısıyla siz, yalnızca yardımcı olan kişi olacaksınız. Bu eğitim için en uygun dönem yaz mevsimi. Eğer bebeğiniz hala eğitim almadıysa, Ağustos’u bu eğitime ayırın ve bezlerle vedalaşmanın keyfini çıkarın. Acıbadem Taksim Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kesikminare, bu dönemin hem çocuk, hem de ebeveynler açısından kolayca atlatılmasını sağlayacak önerileri sıraladı.

Çocukların yemek yeme, uyku, temizlik gibi alışkanlıklarının kazandırıldığı ilk üç yaş oldukça yorucu geçen bir dönem. Sütten kesildi, uykusu düzene girdi, artık dişlerinin de büyük kısmı çıktı derken sıra en zorlu sınava gelir; tuvalet alışkanlığı kazandırmak…


Tuvalette geçirilen saatler, evin bilumum yerlerine zorunlu olarak konulan lazımlık ve kokuları duymamaya çalışarak yapılan temizlik… Tabii olmazsa olmaz da; her başarılı işlemin ardından gelen alkış, kıyamet… Dışarıdan bakıldığında çılgınca gelen ama ebeveynlerin en zorlu deneyimlerinden birini oluşturan bu süreç için yaz ayları, iyi bir fırsat… Zira eğitim süresince üşütme riskinin düşmesi ve çocukların kuru kalmasının zaman alması, yaz mevsiminin sıcaklığından yararlanmayı gerektiriyor. Ancak bu alışkanlığın kazandırılmasında mevsimden daha önemlisi, ebeveynler ve çocuk arasında doğru iletişim ve işbirliği. Çünkü doğru zamanda başlanan tuvalet eğitiminde başarı oranı yükseliyor.

Acıbadem Taksim Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kesikminare, çocukların bu süreçten duygusal ya da fizyolojik olarak zarar görmeden geçmesini sağlayacak adımları anlattı…

1- Hazır olduğunu gösteren işaretleri arayın

Tuvalet eğitimi konusunda doğru zamanı belirleyen en önemli gösterge çocuğun hareketleri oluyor. Ayrıca birkaç kelime konuşarak ya da göstererek kendini ifade edebilmesi gerekiyor. Çocuklardaki bazı işaretlerin tuvalet eğitimi için hazır olduklarının göstergesi oluyor. Asıl önemli nokta bu işaretleri okuyabilmek. Kaka ya da çiş yaptıktan sonra rahatsız olması ya da yaptıktan sonra göstermesi, tuvalete gitmek konusunda ilgisinin artması ve gün içinde 3 saatten fazla kuru kalması çocuğun hazır olduğunu gösteriyor.

2- Doğru zamanı belirleyin

Çocuklara tuvalet eğitiminin kazandırılması fizyolojik bir gelişim sürecini gerektiriyor. Literatüre göre, çocuğun kendini tanımaya başladığı, fiziksel, psikolojik ve davranışsal olarak kendi benliğinin ve davranış karakterlerinin ön plana çıktığı 24-48 ay arası en uygun aralığı oluşturuyor. Ancak, her çocuğun fiziksel ve duygusal gelişiminin birbirinden farklı sürede gerçekleştiğini anlatan Dr. Mehmet Kesikminare, “Dolayısıyla da tuvalet eğitiminin zamanlaması için belli bir dönemden söz etmek çok da mümkün olmasa da, 18 aydan önce kesinlikle önermiyoruz” diyor.

İki yaşından önce denendiğinde alışkanlık kazandırılsa bile çocuğun ileriki dönemde kabızlık ya da idrar tutma zorluğu gibi sıkıntılarla karşılaşma riski artıyor. Aynı zamanda bu çocuklarda ileriki dönemlerde güven kaybı, içine kapanıklık ya da aşırı mükemmeliyetçilik gibi psikolojik durumlar da ortaya çıkabiliyor.

3- Tuvaleti tanıtın

Eğitim aşamasında öncelikle çocuğa tuvalet sürecini göstererek tanıtmak gerekiyor. Bir haftalık ön hazırlık döneminde, çocukla birlikte tuvalete gitmek, gerekirse kakayı göstermek ve bunun korkulacak bir şey olmadığının anlatılması önem taşıyor. Çocuk mümkünse kendi yaşıtlarıyla mümkün değilse de erkek çocuklar için baba, kız çocuklar için de annenin iyi bir gösterici olabiliyor. Yerine göre beraber da tuvalete oturmak çözüm olabiliyor.


4- Uygun bir lazımlık alın

Hazırlık döneminin bir diğer adımı ise uygun bir lazımlık almak oluyor. Mümkünse alışverişin çocukla birlikte yapılması ve birkaç gün çocuğun buna alışmasını beklemek gerekiyor. Bazı ebeveynlerin direkt tuvalete oturtmak şeklinde de hareket ettiğini hatırlatan Dr. Mehmet Kesikminare, bunun yanlış olmadığını ancak lazımlıkla sürecin biraz daha kolaylaşabileceğini söyleyerek şöyle konuşuyor: “Birkaç günü lazımlığa alışma süresi için ayırın. Çocuğun en çok bulunduğu televizyon ya da oyun odasına ya da oyuncaklarının arasına yerleştirerek kendisinin keşfetmesini bekleyin. Önce üzerindeki kıyafetleriyle oturtmasına sağlayın. Daha sonra da bezini çıkararak teniyle temas ettirerek nasıl bir his olduğu anlatmaya çalışın. İlk bir hafta kaka ya da çiş yapmasını beklememek gerekiyor. Bir sonraki adımda basamaklı lazımlıklara geçilmeli.”

Tuvalete geçildiğinde de boşluk hissi yaratmamak için ayağının altında destek yerleştirmek gerekiyor. Böylelikle çocuğun hem güven duygusunu oluşturmak, hem de fizyolojik olarak daha kolay tuvaletinin yapılması sağlanabiliyor. Çünkü mesanenin ve bağırsakların tamamen boşalmasını sağlamak için ayakların zemine basması gerekiyor.

5- Çocuğun biyoritmine göre tuvalete götürün

Bütün insanların tuvalet alışkanlığı konusunda bir biyoritmi bulunuyor. Bu nedenle tuvalet eğitimine karar veren anne babaların da çocuklarını takip ederek tuvalete götürme sıklığını buna göre belirlemesi önem taşıyor. Çocuğun güven hissinin oluşması için altının bir süre açık kalması yararlı olabiliyor. Bu süreçte yaşanabilecek kaçırmalara karşı da anlayışlı ve sabırlı olmak gerekiyor.

Gündüz olduğu gibi gece de çocuğun bezlenmemesi gerektiğinin altını çizen Dr. Mehmet Kesikminare, “Çocuk uyuduktan sonra gündüz dönemindeki tuvalet ritmine uygun olarak örneğin 2 veya 3 saate bir uyandırılıp, bilincinin açılmasını sağlayarak tuvalete götürün. Böylelikle çişini ya da kakasını yaptığını anlaması sağlanacağı için zamanla tutma süresi de uzayacaktır” diyor.

Çocuklarda yemeklerden 20-25 dakika sonra başlayan gastrokolik refleks nedeniyle kaka yapma eğilimine girdiği için bu dönemde tuvalete götürülmeleri önemli. Dr. Mehmet Kesikminare, sözlerine şöyle devam ediyor: “Yemeklerden sonra çocukları lazımlık ya da tuvalete oturtup önce bir oyun şeklinde olmak üzere kaka yapmasını sağlayın. Yapmazsa zorlamayın. Ancak günde 3-4 defa 5-10 dakikalık sürelerle oturtmak alışkanlık kazanmasına destek olacaktır. Bekleme sürecinde çocuğun psikolojisini rahatlatarak, bedenen kasılmasını önlemek için, oyuncak, dergi, kitap karıştırmasına izin vererek oyalanmasına yardımcı olun.”

6- Daima pozitif olun

Minimum bir haftada tamamlanabilen bu süreç çocuğa göre 6 aya kadar uzayabiliyor. Bu nedenle ilk denemeler sonrasında bir hafta içerisinde çocuk bu durumu reddediyorsa ara verip beklemek gerekiyor. Bir hafta ya da bir aya kadar uzayabilecek bekleme sürecinde anne ve babanın hayal kırıklığı yaşayarak tepki vermesi ise sadece süreci çok daha zor bir noktaya getiriyor. Dr. Mehmet Kesikminare, bu nedenle anne babaların tuvalet eğitiminde katı bir tutum içerisinde olmaması ve çocuğu hiçbir şekilde zorlamaması gerektiğini anlatıyor. “Çocuğa ne çok rahat, ne de çok kuralcı yaklaşmayın. Bunun gündelik yaşamımızda bir süreç olduğunu aktarmaya çalışın. Evin içinde tuvalet eğitimi ile ilgili çok konuşmayın. Su içmek, yemek yemek gibi tuvalet yapmanın da hayatın normal bir süreci olduğunun hissettirmeye çalışın” diyor.

7- Hijyen kurallarını öğretin

Tuvalet eğitimi sırasında kazandırılması gereken bir diğer alışkanlık ise temizlik ve hijyen. Hem erkek, hem de kız çocuklar için tuvaletini tamamladıktan sonra nasıl silinmesi ya da yıkanması gerektiği, tuvalet kağıdı kullanımı ve sifon çekmek gibi hijyen kurallarının öğretilmesi gerekiyor. Özellikle el yıkama alışkanlığı konusuna çok önem verilmesi gerekiyor. Bu noktada aileler kendileri için uygun yöntemi belirleyebilir. Renkli sabunlar kullanmak, elleri yıkarken şarkı söylemek gibi davranışlar bu süreci kolaylaştırabileceği gibi daha keyifli hale getirebiliyor.

8- Övgüyle ödüllendirin


Tuvalet eğitimi sırasında yaşanabilecek kazara kaçırmaların bu sürecin bir parçası olduğunun unutulmaması gerekiyor. Bazı çocuklarda 7 yaşına kadar gece kaçırma problemleriyle karşılaşılabileceğini ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kesikminare, çocukların yaşadıkları bu durum karşısında asla cezalandırmamak gerektiğinin altını çiziyor. Bu tarz cezalandırmaların süreci daha da uzatabileceğini söyleyerek, “Bunun yerine tuvaletini yaptığında küçük bir övgü ya da alkışla başarısını ödüllendirmeyi deneyin. Abartmadan yapılacak pozitif betimlendirici övgüler yarar sağlıyor” diyor.

Hatalı tuvalet eğitimi çocuklarda depresyona neden olabilir!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.