Kola, Türklük ve Gazze

kola gazze

Başlık kafa karıştırıcı. Bu kabulüm. Ancak karışmış olan kafa, çalışmayan kafadan evladır.

Kola ve Türklük

Bildiğiniz üzere halihazırda Almanya’da yaşamaktayım. Buradaki farkındalığım, Federal Cumhuriyet’in en ince kılcal damarlarına kadar ulaşmış vaziette. Şimdi gelin size insanların medya aracılığı ile ne hale getirildiğini göstereyim.


Şirkette iki arkadaş ile ofisteydik. Jürgen, bir ara çalışma masasına doğru giderken Robert’in arkasından geçti. Robert de o sırada kola içiyordu. Robert’e aynen şu cümleyi telafuz etti: ‘Senin Türk olmadığın belli oluyor.’ Robert bu ifade üzerine şaşırdı ve ‘Nasıl yani? Ne alaka?’ gibi bir karşılık verdi.

Jürgen de cevap olarak şunu söyledi: ‘Erdoğan, Türklere İsrail olayından dolayı kola içilmemesi çağrısı yaptı. O yüzden Türkler kola içmeyeceklermiş.’

Size şunu söylemeliyim. Immanuel Kant’ın ‘Aydınlanma’ tarifini yaptığı topraklarda Amerikancı tutum ve tutsaklık, insanlara akıl tutulmasından başka bir şey yaşatmıyor. Kant’ın tarif ettiği ‘ergin’ insandan gitgide uzaklaşıyor Batı. Hızlanan dünyada enformasyonu bilgi ile karıştırarak, gitgide bilgisizleşiyoruz.

Sonucunda, alın size algoritmaların bile hayal edemediği bir Türk tarifi: Kola içmiyorsan Türksün. Bence insan sağlığı için iyi bir yaklaşım ama eğer Türksen!!!

Haber kanalları ve enformasyon yoluyla nasıl yozlaştığımızın farkında mısınız? Her şeye siyah-beyaz bakmaya zorlanıyoruz. Nüanslar/detaylar neredeyse kimseyi ilgilendirmiyor.

Devlet Sağduyusu/Aklı (Staatsräson)

Almanya’da bir de resmen bir devlet aklı/sağduyusu ilan edildi hükümet çevrelerinden. İçerik olarak İsrail’e kayıtsız şartsız desteği ifade ediyor. Geçmişe bakarak. Peki ya gelecek?!

Ben burada insanlara şunu soruyorum. Neden ben Almanya’yı eleştirirken bir dini eleştirmezken, ne sebeple İsrail’i eleştirdiğimde Yahudi düşmanı oluyorum? Dolayısıyla, iki ülkeyi de eleştirirken, ülke politikalarının eleştirildiğini idrak etmemiz gerekiyor.

Halihazırdaki akıl tutulması ile olaylara hakim olunamaz. Nasıl ki, 1930’lardaki temerküz kamplarına seslerini çıkarmayanlar, milyonlarca insanın hunharca katledilmesine bir şey yapamadı, bugün de ses çıkarılmazsa benzer şeyler yaşanmaya devam edecektir.


Büyük savaşlar öncesi orman kanunlarının devreye girdiğini artık görmezden gelemeyiz. Welcome to the jungle!

İçinde olduğumuz iddia edilen modernite sadece bir yanılsamadan ibarettir. Birçok noktada Ortaçağ’ı arar noktaya gelmiştir artık bu enformasyon çağı. ABD’nin kuklası Almanya, geçmiş hesapları ve Amerikan mandacılığından dolayı katliamlara ağzını bile açmamaktadır ve açmayacaktır.

Gazze

Bütün bu enformasyon bilgisizliğinin yaşanması insanların aklını alıyor. Yaşananları medyanın okumamızı istediği gibi okumak, bizi paramparça ediyor.

Tamam. 7 Ekim’de yaşananları göz ardı etmek mümkün değil. Yaşanan canilikleri hiçe sayamayız. Ancak bunu, bütün karşılıkların meşru olacağı bir düzleme oturtmak da başlı başına bir caniliktir.

Uluslararası haber kanalı olduğunu iddia eden CNN International, ABD’nin dış politika sözcülüğüne savunmuş. Devamlı 7 Ekim’e atıfta bulunuyor. Nerede 7 Ekim’den sonra yapılanların bilançosu, içeriği??

CNN’de canlı yayında, İsrail’in eski devlet insanlarından biri çıkıyor ve rehine takası için şöyle diyor: ‘Çünkü inancımıza göre her ruhu kurtarmak insanlığı kurtarmaktır’. Sanki diğer Ehli Kitap dinleri başka bir şey söylüyormuş gibi. Sanki diğer din mensupları ‘ruh’ sahibi değillermiş gibi.

İsrail, 7 Ekim’i Amerika’nın 11 Eylül’ü ile aynı kefeye koyuyor. Peki ne oldu 11 Eylül’den sonra? Irak ne oldu fasarya ve yalan olduğu ortaya çıkarılmış kimyasal silah iddialarından sonra? BİR MİLYON ölü!!! Kimseyi ilgilendirdi mi Batı’da? Bunlar apaçık savaş suçudur ve müsebbiplerin kayıtsız olarak yargılanması gerekir.

Benzer tezgah yine hissediliyor. Aynı anlarda, CNN International’da ‘ABD’nin Irak’taki üslerine yapılan saldırılarından’ bahsediliyor. Hangi savaş tezgahını hazırlıyorsunuz? Aslen hayvan olduğu su götürmez bir gerçek olan insanın orman kanunlarını mı yine devreye sokuyorsunuz? ‘Welcome to the jungle’…

3. Dünya Savaşı

Önceki yazılarımda üzülerek yazdığım gibi 3. Dünya Harbi çoktan başladı. Sadece ilaveten cepheler ekleniyor. 106 yıl önce Britanya’nın, 2. Dünya Savaşı’nın ardından da ABD’nin çabaları ile barışın dışında her türlü şekle bürünen Filistin mevzusu artık bir savaş cephesidir.


Sonumuz hayır olsun.

Oppenheimer – Nükleer savaş kapıda!