Ebeveynlerin çaresizliği: “Ayrılık kaygısı bozukluğu” şımarıklık değil!

“Çocuğum peşimden ayrılmıyor”, “Tuvalete bile bensiz gitmiyor”, “Okula gitmek istemiyor”… Bu şikayetler, genellikle “şımarıklık” veya “anneye düşkünlük” olarak yorumlansa da, altında Ayrılık Kaygısı Bozukluğu adı verilen bir psikiyatrik durum yatıyor olabilir. Uzmanlar, bu durumun temelinde genellikle çocuğun değil, ebeveynin kendi kaygılarının yattığını belirtiyor.

Ayrılık kaygısı bozukluğu nedir: Okul uyum sorunları, ebeveyn kaygısı ve bedensel belirtiler üzerine bir konsept.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Uğur Karabağ, “Tanıyı çocuğa koyuyoruz fakat genellikle durumun ardında çocuktan ayrılma kaygısı yaşayan bir ebeveyn oluyor” diyerek sorunun kökenine işaret ediyor. Özellikle okul uyum sorunları ve gece korkuları ile kendini gösteren bu bozukluk, çocuğun ebeveyn kaygısını bir “güvenli liman” olarak kullanmasıyla pekişiyor. Kaygı anında ortaya çıkan baş ağrısı ve mide bulantısı gibi bedensel belirtiler ise tablonun ciddiyetini artırıyor.

📌 Öne çıkanlar: Ayrılık kaygısı bozukluğu ve ebeveyn tutumları

  • Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Uğur Karabağ, “ayrılık kaygısı bozukluğu”nun genellikle “şımarıklık” ile karıştırıldığını belirtiyor.
  • Belirtiler arasında; ebeveynden ayrılmakta aşırı zorlanma, ebeveynin başına kötü bir şey geleceği endişesi, kötü rüyalar ve mide bulantısı gibi bedensel belirtiler yer alır.
  • Dr. Karabağ, tanının çocuğa konsa da, sorunun temelinde genellikle “çocuktan ayrılma kaygısı yaşayan bir ebeveyn” olduğunu vurguluyor.
  • “Koruyucu ve kollayıcı ebeveyn tutumları” (aşırı korumacılık), çocuğun bu kaygıyı geliştirmesindeki ana sebeplerden biridir.
  • Tedavi, “tanıya özgü değil, çocuğa özgü” olmalıdır. Ebeveynlerin kendi kaygılarını yönetmeyi öğrenmesi, tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.

🔎 En çok merak edilenler

  • Ayrılık kaygısı nedir? Şımarıklık değil mi?
    Ayrılık kaygısı, çocuğun bağlanma figüründen (genellikle anne) ayrılmaya karşı gelişimsel düzeyine uygun olmayan, aşırı bir endişe ve korku duymasıdır. Şımarıklık bir davranış seçimi iken, bu durum çocuğun kontrol edemediği, yoğun kaygı içeren bir bozukluktur.
  • Hangi yaşta normal, ne zaman bozukluktur?
    8 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklarda ayrılık kaygısı görülmesi (yabancılama) son derece normal ve sağlıklı bir gelişim basamağıdır. Ancak bu kaygının 4-5 yaşından sonra hala çok şiddetli bir şekilde devam etmesi, okul hayatını engellemesi ve bedensel belirtilere yol açması “bozukluk” olarak değerlendirilir.
  • Ebeveynlerin kaygısı çocuğu nasıl etkiler?
    Ebeveyn (özellikle anne), çocuktan ayrıldığında kendi kaygılanıyorsa, çocuğa “Bensiz güvende değilsin” mesajını verir. Çocuk bu kaygıyı hisseder ve ebeveyni “korumak” veya onunla kalarak kendi güvenliğini sağlamak için ona yapışır.
  • Tedavisi nedir?
    Tedavi “çocuğa özgü” planlanır. Genellikle oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemlerle çocuğun kaygısıyla başa çıkması öğretilir. En önemlisi, ebeveynlere de danışmanlık verilerek kendi kaygılarını yönetmeleri ve çocuğa karşı daha güven verici tutumlar sergilemeleri sağlanır.

Kimi Zaman ‘Şımarıklık’ Olarak Görülüyor!

Toplumun yüzde 5’ini etkileyen ‘ayrılık kaygısı bozukluğu’, kimi zaman kreş-anaokulu çağında kimi zaman ise ilkokul ve sonrası ergenlik döneminde görülebiliyor. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Uğur Karabağ, ‘ayrılık kaygısı bozukluğu’nun okul uyum sorunlarından gece korkularına kadar birçok tabloya zemin hazırlayabildiğini belirtiyor.

“Çocuğunuz yanınızdan ayrılmakta, tek başına kalmakta zorlanıyor, sizden uzak olduğu durumlarda zihni sizin başınıza olumsuz bir şeyler geleceği düşünceleri ve buna bağlı kaygılarla meşgulse… çocuğunuzda ‘ayrılık kaygısı bozukluğu’ olabilir.”

Ayrı kalınca ebeveyne zarar geleceği düşüncesi, bu durumla ilgili kötü rüyalar görmek ve kaygı sırasında baş ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel belirtiler de bu duruma eşlik edebilir.

Yaklaşım tanıya özgü değil, çocuğa özgü olmalıdır

Bu durumda tanıyı çocuğa koyduklarını fakat arka planda çoğu zaman çocuktan da ayrılma kaygısı yaşayan bir ebeveyn olduğunun altını çizen Dr. Uğur Karabağ; “Süreç, tanı konulduktan sonra çocuğa özgü bireysel yaklaşım ile yönetilmelidir. Çünkü her çocuk özel ve her çocuk biriciktir.” diyor.

Bu durumun ortaya çıkmasındaki bir sebebin de çocuk için “koruyucu ve kollayıcı ebeveyn tutumları” olduğunu belirten Dr. Karabağ, “Unutulmamalı ki ebeveyn tutumları da bir hata olarak değerlendirilmemelidir. Çünkü bu durum, çocuğa duyulan sevgi ve koruma içgüdüsünün doğal bir yansımasıdır.” diyerek ebeveynleri suçlamadan, süreci anlamanın önemine dikkat çekiyor.

📏 “Şımarıklık” değil, bozukluk: Normal ayrılık kaygısı ile anksiyete bozukluğu arasındaki fark nedir?

Her çocuğun ebeveyninden ayrılırken bir miktar kaygı yaşaması normaldir. Özellikle 8-14 ay arasındaki bebeklerde görülen “yabancı kaygısı” ve ebeveyne yapışma, sağlıklı bağlanmanın bir parçasıdır. Ancak, bu durumun “Ayrılık Kaygısı Bozukluğu” olarak tanımlanması için bazı kritik farklar vardır:

Özellik Normal Gelişimsel Kaygı Ayrılık Kaygısı Bozukluğu
Yaş Aralığı Genellikle 8 ay – 2 yaş arasında yoğundur. Okul çağı (4-5 yaş ve sonrası) dahil, gelişimsel olarak beklenmeyen yaşlarda devam eder.
Şiddeti Hafiftir. Ebeveyn ortamdan ayrıldıktan 5-10 dakika sonra çocuk sakinleşir ve oyuna döner. Çok Şiddetlidir. Saatlerce süren ağlama krizleri, teselli edilememe görülür.
Odak Noktası Anlık bir “özlem” duygusudur. “Ya annemin/babamın başına kötü bir şey gelirse?” şeklinde felaketleştirici düşüncelerdir.
Fiziksel Etki Genellikle yoktur. Ayrılık anında veya düşüncesinde bedensel belirtiler (mide bulantısı, baş ağrısı, kusma) görülür.

“Tanı çocukta, kaygı ebeveynde”: Ebeveynlerin kendi kaygıları çocuklara nasıl yansıyor?

Dr. Karabağ’ın vurguladığı gibi, birçok vakada kaygının asıl kaynağı ebeveyndir. Çocuklar, ebeveynlerinin duygularını bir ayna gibi yansıtırlar. Ebeveyn kaygısı yaşayan bir anne veya baba, farkında olmadan şu davranışları sergileyebilir:

  • Aşırı Koruyuculuk: Çocuğun en ufak bir zarar görmesini engellemek için onu sürekli “fanus” içinde tutmak. “Düşersin”, “Hasta olursun”, “Yapamazsın” gibi uyarılar, çocuğa dünyanın tehlikeli bir yer olduğu mesajını verir.
  • Ayrılamama: Ebeveynin kendisi çocuktan ayrılmakta zorlanır. Çocuk kreşe bırakılırken vedalaşma anını uzatmak, “Bensiz ne yapacaksın?” gibi kaygılı sorular sormak, çocuğun da kaygılanmasına neden olur.
  • Güvenli Liman Rolü: Dr. Karabağ’ın belirttiği gibi, bazen çocuk, ebeveynler arasındaki bir çatışmada (örneğin boşanma veya sık kavga) annenin veya babanın duygusal destekçisi, “güvenli limanı” haline gelir. Çocuk, “Eğer evden ayrılırsam annem/babam üzülür veya yalnız kalır” düşüncesiyle ebeveyne yapışır.

Bu ebeveyn tutumları, çocuğun kendi başına problem çözme ve dünyaya güvenme becerisini geliştirmesini engeller.

Okul fobisinin altındaki gerçek: Okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl yaklaşılmalı?

Ayrılık Kaygısı Bozukluğunun en sık kendini gösterdiği yer okul kapısıdır. “Okul fobisi” olarak da bilinen bu durum, genellikle okulun kendisinden değil, ebeveynden (güvenli limandan) ayrılma korkusundan kaynaklanır. Eğer çocuğunuz okula gitmemek için ağlıyor, direniyor veya sabahları karın ağrısı gibi bedensel belirtiler gösteriyorsa, ebeveynlerin yaklaşımı kritik önem taşır:

  • Duygusunu Onaylayın, Kararınızda Net Olun: “Senden ayrılmanın zor olduğunu biliyorum ve seni anlıyorum” diyerek duygusunu onaylayın. Ancak, “Ama okula gitmek zorundayız” diyerek net bir sınır çizin. Kaygıyı yatıştırmak için çocuğu okuldan almak, kaygının daha da büyümesine neden olur.
  • Vedalaşmayı Uzatmayın: Okul kapısındaki uzun ve dramatik vedalaşmalar, çocuğun kaygısını artırır. Sakin, sevgi dolu ama kısa bir veda (bir öpücük ve “Akşam görüşürüz”) en idealidir.
  • Öğretmenle İşbirliği Yapın: Durumu öğretmene anlatın. Genellikle çocuk, ebeveyn gittikten kısa bir süre sonra sakinleşir ve oyuna dalar. Öğretmenden bu konuda geri bildirim almak sizi de rahatlatır.
  • Asla Gizlice Kaçmayın: Çocuğun güvenini sarsacak en kötü davranış, o fark etmeden okuldan kaçmaktır. Bu, çocuğun bir sonraki sefer size daha da yapışmasına neden olur.

🛡️ “Güvenli liman” vazifesi: Ebeveynler çocukların özgüvenini desteklemek için ne yapmalı?

Kaygılı çocuğa “korkacak bir şey yok” demek işe yaramaz. Önemli olan, ona kaygısıyla başa çıkabileceğini öğretmektir.

  1. Kademeli Ayrılık Alıştırmaları Yapın: Çocuğu bir anda uzun saatler yalnız bırakmak yerine, kısa sürelerle başlayın. “Ben çöpü atıp geliyorum, sen burada bekle” gibi kısa, başarılı ayrılık deneyimleri yaşatın.
  2. Duygularını İsimlendirin ve Geçerli Kılın: “Şu an endişelendiğini görüyorum, bu çok normal bir his” diyerek onun duygusunu küçümsemediğinizi gösterin.
  3. Birlikte Çözüm Üretin: “Senden ayrıyken endişelendiğinde ne yapabilirsin? Resim çizebilir misin veya sevdiğin oyuncağına sarılabilir misin?” gibi başa çıkma mekanizmaları geliştirin.
  4. Kendi Kaygınızı Modelleyin: En önemlisi, siz sakin kalın. Ebeveyn ne kadar sakin ve güven verici olursa, çocuk da kendini o kadar güvende hisseder. (Kaynak: Child Mind Institute)

Tedavi ne zaman gerekir? Bireysel yaklaşım ve psikoterapinin rolü

Eğer Ayrılık Kaygısı Bozukluğu çocuğun yaşına uygun değilse, en az 4 haftadır devam ediyorsa ve en önemlisi çocuğun günlük yaşamını (okula gitmek, arkadaşlarıyla oynamak, yalnız uyumak) ciddi şekilde engelliyorsa, profesyonel destek alma zamanı gelmiş demektir. Tedavide “çocuğa özgü” bir yaklaşım benimsenir:

  • Oyun Terapisi: Küçük çocuklarda, duygularını ve kaygılarını kelimelerle ifade edemedikleri için oyun terapisi kullanılır. Çocuk, oyun aracılığıyla ayrılık senaryolarını güvenli bir ortamda canlandırır ve kaygısını yönetmeyi öğrenir.
  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Daha büyük çocuklarda, ebeveynin başına kötü bir şey geleceği gibi felaketleştirici düşünce kalıplarını sorgulamayı ve değiştirmeyi hedefler.
  • Aile Terapisi / Ebeveyn Danışmanlığı: Genellikle tedavinin en önemli parçasıdır. Dr. Karabağ’ın da belirttiği gibi, asıl kaygı ebeveynde olabilir. Bu seanslarda, ebeveynlerin kendi kaygılarıyla başa çıkmaları ve çocuğa daha güven verici ebeveyn tutumları geliştirmeleri sağlanır.

🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:

  1. Dr. Uğur Karabağ – Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi (2025)
  2. Separation Anxiety Disorder – American Academy of Child and Adolescent Psychiatry (AACAP) (2025)
  3. How to Help Children with Separation Anxiety – Child Mind Institute (2025)
  4. DSM-5 Tanı Kriterleri – American Psychiatric Association (2025)
  5. Exploring Overlooked Anxiety Disorders: A Study on the Prevalence of Adult Separation Anxiety Disorder – Genel Tıp Dergisi (2023)
  6. Adult Separation Anxiety Disorder: A Review – Current Approaches in Psychiatry (2022)
  7. The Mediating Role of Attachment in Panic Disorder and Separation Anxiety Disorder – BMC Psychiatry (2025)


🚀 Markanızın hikayesini yüz binlerce okurumuza ulaştırın. Sunduğumuz tanıtım yazısı ve backlink fırsatlarını inceleyerek SEO gücünüzü ve marka prestijinizi artırabilirsiniz.
Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.