Toplumsal bir yara olan şiddet eğiliminin kökenleri, genellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki uyarı sinyallerinde gizlidir. Uzmanlar, hayvana eziyet etmenin, çocuklarda şiddet eğilimi sorununun en güçlü erken belirtisi olduğunu vurguluyor. Akran zorbalığı ve sık öfke patlamaları gibi davranışlar, yetişkinlikte ortaya çıkabilecek daha ciddi sorunların habercisidir. Bu tür davranışlar, genellikle empati eksikliği ve antisosyal kişilik bozukluğu ile ilişkilendirilir.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, bu kişilerin beyinlerindeki “ayna nöronlar” sisteminin daha düşük çalışabildiğini ve karşıdaki canlının acısını hissedemediklerini belirtiyor. Hayvana eziyet gibi erken uyarı sinyallerini “çocuktur yapar” diyerek görmezden gelmek yerine, bu davranışların altında yatan ebeveyn tutumlarını ve çocukluk travmalarını anlamak, şiddet döngüsünü kırmak için kritik önem taşıyor.
📌 Öne çıkanlar: Çocuklarda şiddet eğilimi belirtileri
- Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, çocuklukta hayvana eziyet etmenin, yetişkinlikteki şiddet eğiliminin en güçlü erken uyarı işaretlerinden biri olduğunu belirtiyor.
- Şiddet eğiliminin temelinde, dürtü kontrol merkezi olan prefrontal korteksin yetersiz çalışması ve tehlike algısından sorumlu amigdalanın aşırı uyarılması gibi nörobiyolojik faktörler yatabilir.
- Hayvana şiddet uygulayan kişilerde, başkalarının acısını anlamayı sağlayan “ayna nöronlar” sisteminin daha düşük çalıştığına ve empati eksikliği yaşandığına dair bulgular vardır.
- Bu davranışlar, genellikle antisosyal kişilik bozukluğu gibi daha derin psikolojik yapıların bir parçası olabilir ve bu kişilerde pişmanlık duygusu görülmez.
- Çocuklukta şiddete maruz kalmak veya şahit olmak (aile içi şiddet vb.), şiddeti bir sorun çözme yöntemi olarak “model alma”ya ve normalleştirmeye yol açar.
🔎 En çok merak edilenler
- Hayvanına vuran çocuk, insana da vurur mu?
 Bu bir kural olmasa da, çok güçlü bir risk işaretidir. Hayvana eziyet, çocuğun öfkesini kendinden güçsüz bir varlığa yönelttiğini ve empati kurmakta zorlandığını gösterir. Bu davranışın altında yatan nedenler çözülmezse, ileride akranlarına veya partnerlerine karşı şiddet uygulama riski artar.
- “Ayna nöron” nedir, empati ile ilgisi nedir?
 Ayna nöronlar, bir başkasının eylemini veya hissettiği acıyı gördüğümüzde, sanki biz de o eylemi yapıyormuşuz veya o acıyı hissediyormuşuz gibi beynimizde aktifleşen özel sinir hücreleridir. Empatinin biyolojik temelidirler. Bu sistemin zayıf çalışması, kişinin karşısındakinin acısını “hissedememesine” yol açar.
- Şiddet eğilimi genetik midir, öğrenilir mi?
 İkisi de. Bazı nörobiyolojik yatkınlıklar (dürtüsellik, zayıf prefrontal korteks) riski artırabilir. Ancak, bu yatkınlığın davranışa dönüşmesindeki en önemli faktör çevreseldir; özellikle çocuklukta şiddete maruz kalmak veya aile içinde şiddeti “model almak”.
- Şiddet eğilimli birini nasıl tanırım?
 Küçük eleştirilere aşırı öfkeyle tepki verme, partnerini sürekli kontrol etmeye çalışma, tartışmalarda hakaret ve küçümsemeyi bir dil olarak kullanma, başkalarının sınırlarını hiçe sayma ve yaptıklarından pişmanlık duymama gibi belirtiler önemli ipuçlarıdır.
İlk ve En Güçlü İşaret, Hayvanlara Yapılan Eziyet!
Şiddet eğiliminin, hem doğuştan gelen hem de çevresel faktörlerle şekillenen karmaşık bir olgu olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, çocukluk ve ergenlik döneminde gözlemlenen bazı davranışların yetişkinlikte görülebilecek şiddet eğiliminin habercisi olarak kabul edildiğine dikkat çekti.
“Özellikle hayvanlara eziyet etmek, bu alanda en güçlü uyarı işaretlerinden biridir. Hayvana şiddet uygulayan kişilerin beyinlerinde empatiyle ilişkili ayna nöronlar sisteminin daha düşük çalıştığına dair bulgular vardır.”
Akran zorbalığı, kuralları hiçe sayma, empati yetersizliği ve sık öfke patlamalarının da risk işareti olduğunu belirten Erol, “Bu nedenle öğretmenlerin ve ebeveynlerin bu davranışları göz ardı etmemesi, ‘çocuktur yapar’ diyerek küçümsememesi ve pekiştirmemesi gerekir.” dedi. Şiddete eğilimli kişilerin karşısındakinin acısını görmezden geldiğini ve çoğu zaman pişmanlık duymadığını da ekledi.
🧠 Şiddetin nörobiyolojisi: Prefrontal korteks ve amigdala savaşı
Şiddet eğiliminin biyolojik kökenleri incelendiğinde, beynin iki önemli bölgesi arasındaki dengesizlik göze çarpar:
- Prefrontal Korteks (Beynin “Fren”i): Alnımızın hemen arkasında bulunan bu bölge, bizim “CEO”muz gibidir. Dürtü kontrolü, karar verme, planlama ve davranışların sonuçlarını tartmaktan sorumludur. Şiddet eğilimli bireylerde, bu bölgenin aktivitesinin daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Yani, “fren” sistemi zayıftır.
- Amigdala (Beynin “Alarm”ı): Beynin daha derinlerinde bulunan ve duygusal tepkilerden, özellikle de korku ve tehlike algısından sorumlu olan ilkel bir bölgedir.
Kronik strese maruz kalmış veya travma yaşamış kişilerde amigdala (alarm) aşırı aktif hale gelirken, prefrontal korteks (fren) zayıflar. Bu dengesizlik, kişinin sıradan bir tartışmayı veya bir bakışı bile “tehdit” olarak algılamasına ve frenleri tutmayan bir araba gibi ani ve orantısız bir saldırganlıkla tepki vermesine yol açar. (Kaynak: “The Anatomy of Violence” by Adrian Raine)
👨👩👧👦 Şiddet öğrenilen bir davranış mıdır? Çocukluk travmaları ve ebeveyn tutumları
Biyolojik yatkınlık bir faktör olsa da, şiddet büyük ölçüde “öğrenilen” ve “model alınan” bir davranıştır. Çocukluk travmaları ve ebeveyn tutumları, bu öğrenme sürecinin merkezinde yer alır.
- Şiddete Maruz Kalma: Çocukluğunda fiziksel veya duygusal şiddete maruz kalan bir çocuk, şiddeti bir sorun çözme yöntemi ve “normal” bir iletişim biçimi olarak öğrenir.
- Şiddete Şahit Olma: Aile içi şiddete (ebeveynlerin birbirine şiddet uygulamasına) şahit olmak da, en az şiddete maruz kalmak kadar travmatiktir. Çocuk, “güçlü olanın” veya “sevenin” şiddet uygulayabileceğini normalleştirir.
- İhmal: Duygusal olarak ihmal edilen, ihtiyaçları karşılanmayan bir çocuk, dünyanın tehlikeli ve güvensiz bir yer olduğu algısını geliştirir. Bu durum, ileride kendini korumak için aşırı savunmacı ve saldırgan davranışlar geliştirmesine zemin hazırlar.
- Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumları: Paradoxal bir şekilde, aşırı koruyucu ve kollayıcı ebeveyn tutumları da çocuğun kendi sorun çözme becerilerini ve duygusal dayanıklılığını geliştirmesini engelleyerek, hayal kırıklığıyla başa çıkamayan ve öfke patlamaları yaşayan bireyler yaratabilir. (Kaynak: “The Boy Who Was Raised as a Dog” by Bruce D. Perry)
“Ayna nöronlar” nedir? Empati eksikliğinin biyolojik temeli
Empati eksikliği, şiddet eğiliminin ve antisosyal kişilik bozukluğunun temel taşıdır. Psikolog İpek Erol’un da belirttiği gibi, bu eksikliğin biyolojik bir karşılığı “ayna nöronlar” sisteminde yatıyor olabilir. Ayna nöronlar, bir başkasının eylemini veya hissettiği duyguyu (örneğin acı) gözlemlediğimizde, beynimizde sanki o eylemi biz yapıyormuşuz veya o acıyı biz yaşıyormuşuz gibi ateşlenen özel sinir hücreleridir. Birinin eline iğne battığını gördüğünüzde irkilmenizin nedeni bu nöronlardır.
Antisosyal kişilik bozukluğu olan bireylerde yapılan beyin görüntüleme çalışmaları, bu ayna nöronlar sisteminin ve empatiyle ilişkili diğer beyin bölgelerinin (insula ve anterior singulat korteks) daha düşük aktivite gösterdiğini ortaya koymaktadır. Kısacası, bu kişiler karşılarındaki canlının (ister hayvana eziyet olsun, ister insana) acısını beyin düzeyinde “hissedemezler”. Bu durum, pişmanlık duymamalarını ve davranışlarını kolayca meşrulaştırmalarını sağlar.
Antisosyal kişilik bozukluğu nedir? Şiddet eğiliminin klinik tanımı
Şiddet eğilimi, dürtüsellik ve empati eksikliği, “Antisosyal Kişilik Bozukluğu” (ASPD) adı verilen bir psikiyatrik tanının temel belirtileridir. Bu bozukluğa sahip kişiler, genellikle “psikopat” veya “sosyopat” olarak adlandırılır. ASPD’nin temel özellikleri şunlardır:
- Başkalarının haklarını sürekli olarak hiçe sayma ve ihlal etme.
- Yasalara uymama (sık sık suç işleme).
- Sürekli yalan söyleme, başkalarını kendi çıkarı için manipüle etme.
- Dürtüsellik ve gelecek için plan yapamama.
- Saldırganlık ve fiziksel kavgalara karışma eğilimi.
- Başkalarına zarar verdikten sonra pişmanlık duymama veya davranışını rasyonelleştirme.
Bu tanının konulabilmesi için, bireyin 18 yaşından büyük olması ve 15 yaşından önce “Davranım Bozukluğu” (hayvana eziyet, zorbalık vb.) belirtileri göstermiş olması gerekir.
Uyarı işaretleri fark edildiğinde ne yapılmalı?
Dr. Karabağ’ın da belirttiği gibi, hayvana eziyet veya akran zorbalığı gibi erken uyarı işaretlerini “çocuktur yapar” diyerek görmezden gelmek, şiddetin büyümesine zemin hazırlar. Bu tür davranışlar fark edildiğinde atılması gereken adımlar şunlardır:
- Net Sınırlar Koyun: Çocuğa, bu davranışın (hayvana veya arkadaşına zarar vermenin) kesinlikle kabul edilemez olduğu net bir dille, yargılamadan ama kararlılıkla anlatılmalıdır.
- Profesyonel Destek Alın: Bu davranışlar tekrarlıyorsa, altta yatan nedenlerin (aile içi şiddete maruz kalma, travma, empati eksikliği vb.) anlaşılması için bir çocuk ve ergen psikiyatristinden yardım almak şarttır.
- Yetişkinlerde Güvenliği Önceliklendirin: Eğer şiddet eğilimi gösteren kişi bir yetişkinse, kendi güvenliğinizi önceleyin. Davranışını değiştirmesi için onu profesyonel destek almaya yönlendirin. Eğer bu mümkün değilse ve şiddet riski artıyorsa, gerekli hukuki yolları (polis, savcılık, destek hatları) devreye sokun.
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Antisosyal kişiliğin en önemli özelliği, güçlü hissetme ihtiyacı
 Empati eksikliği, pişmanlık duymama, öfke patlamaları ve prefrontal korteks-amigdala ilişkisi açıklanıyor.
- Psikopat kişilerin ortak özellikleri neler? Sadist kişi nasıl anlaşılır?
 Yüzeysel cazibe, empati eksikliği, hayvana eziyet ve pişmanlık duymama gibi davranış örüntüleri sade bir dille anlatılıyor.
- Şiddet, virüsten bile daha tehlike hale gelmeye başladı!
 Çocuklukta şiddet, akran zorbalığı, ebeveyn tutumları ve empati gelişimi eksikliği toplumsal şiddetle ilişkilendiriliyor.
- Temelsiz özgüven psikolojik sorunlara neden olabilir!
 Gerçekçi olmayan övgülerin çocukta empati eksikliği ve duygusal kırılganlık yaratabileceği açıklanıyor.
- Övgü ve teşvik arasındaki fark: Çocuklarda kendine güven için sürece odaklanmak
 Sonuca değil sürece odaklanan ebeveyn tutumlarının özgüven gelişimine katkısı sade bir dille anlatılıyor.
- Ebeveynlerin çaresizliği: “Ayrılık kaygısı bozukluğu” şımarıklık değil!
 Çocuklukta görülen ayrılık kaygısının psikiyatrik bir bozukluk olduğu ve ebeveyn tutumlarının etkisi açıklanıyor.
- En yaygın psikolojik hastalıklar çocukluk döneminde başlıyor!
 Depresyon, kaygı bozukluğu ve davranış sorunlarının erken çocuklukta nasıl şekillendiği açıklanıyor.
- Pozitif psikoloji hangi model ebeveyn istiyor?
 Çocuğun duygusal gelişimini destekleyen, sınır koyan ama şefkatli ebeveyn modeli açıklanıyor.
- Kuvad sendromu nedir? Babalarda hamilelik psikolojisi
 Baba adaylarında görülen psikolojik semptomlar ve empatik bağ kurma süreci açıklanıyor.
- Çocukluk travmaları kekemeliği ortaya çıkarıyor!
 Erken yaşta yaşanan duygusal travmaların konuşma bozukluklarıyla ilişkisi sade bir dille anlatılıyor.
- Boşanma kararı çocuğa nasıl anlatılmalı?
 Çocukların duygusal güvenliğini koruyarak ayrılık sürecini yönetme önerileri sunuluyor.
- Çocuğunuzla doğayı nasıl keşfedebilirsiniz?
 Doğa temelli oyunlar ve keşif etkinlikleriyle çocukta merak ve bağ kurma becerisi destekleniyor.
- Tuvalet eğitimi için 6 önemli kural nedir?
 Çocuğun gelişimsel hazır oluşluğu ve ebeveyn sabrıyla tuvalet eğitimi süreci sade bir dille anlatılıyor.
- Boy kısalığı: Erken teşhis ve boy uzamasında hormonların rolü
 Çocuklarda büyüme geriliği ve hormon destekli tedavi süreçleri açıklanıyor.
🔗 Kaynaklar:
- Uzman Klinik Psikolog İpek Erol – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi (2025)
- Dr. Uğur Karabağ – Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi (2025)
- The Anatomy of Violence: The Biological Roots of Crime – Adrian Raine (2013)
- The Boy Who Was Raised as a Dog – Bruce D. Perry (2006)
- DSM-5 Tanı Kriterleri – American Psychiatric Association (2025)
- Antisocial Personality Disorder – National Center for Biotechnology Information (NCBI) (2025)
- Antisocial Personality Disorder and Psychopathy – PubMed Central (PMC) (2015)
- Cruelty to Animals and Antisocial Traits in Forensic Sample – ResearchGate (2020)
| 🚀 | Markanızın hikayesini yüz binlerce okurumuza ulaştırın. Sunduğumuz tanıtım yazısı ve backlink fırsatlarını inceleyerek SEO gücünüzü ve marka prestijinizi artırabilirsiniz. | 
 
             
		


