Saklı Mutluluk

Etrafınızdaki, yaşamınızdaki kalabalıklar, sizin gerçek mutluluğunuzun ne veya neler olduğunu görmenizi engelleyen yalancı oyuncaklarınızdır.

Saklı Mutluluk

Onlar sizi günlük oyalamaları ile oyalarken, siz de çoğu insan gibi bu oyuna kanıyor ve belki de sizin için gerçek mutluluğun ne olduğunu bilemeden, o mutlulukla tanışamadan yaşamınızı tüketiyorsunuzdur.


Garip, ama eksik bir şekilde…

Oysa mutlu olmak basit, basit olduğu kadar da kolaydır aslında…

O kolay ve basit olan aslında sadece bakmakla, baktığını görmekle ilişkilidir. Ama etrafa, yaşama, yaşamınıza etki eden insanlara değil; sadece içinize, kalbinize bakmakla ilişkilidir.

Kalbe bakmak kolay, ama kolay olduğu kadar da zordur.

Zordur, çünkü onu görmenize engel oyuncaklarınız, üstelik gönüllü edindiğiniz oyuncaklarınız çoktur.

Dikkatinizi çeken belki de sürekli dağıtılan sahte güzellikler, sizin gerçek mutluluğunuza engellerdir.

Bilemezsiniz…

O yüzden de öyle ya da böyle geçip giden günlerin, sizi hak ettiğiniz mutlu bir yaşamdan uzaklara götürdüğünü fark etmenizi engelleyen gündelik oyuncaklarınızla zamanınızı da tıpkı yaşamınız gibi farkında bile olmadan tüketirsiniz.

Tükettiğinizi fark ettiğiniz çoğu zamanlar ise artık her şey için çok geç kalınmıştır. Ve siz geç kalmanın verdiği pişmanlıklarla hayatınıza hep kaçtığınız keşkeleri belki de gönüllü yerleştirirsiniz. 

Oysa kalbe bakmak zor, ama zor olduğu kadar da kolaydır.

Kolaydır, çünkü o yüreğinizdedir.

Yüreğinizi dinledikçe yolunuzda ve gözünüzün önündedir. Uzatsanız elinizi tutacağınız kadar yakınınızda yani aslında elinizde, avucunuzdadır.

Öyle ki etrafınızı sarmış tüm kalabalıkların arasında sessizce onu bulmanızı bekler. Aramasını bilenlerin hak ettiğini bilircesine…

Ama onu görmek, bulmak için mutluluğu başka şeylere yakıştırmadan bakmak gerek. Olanca saflığınızla, olanca sevginizle ve olanca cesaretinizle…

[quote]Çünkü mutluluk yürek ister, yüreği hissetmeyi ister. [/quote]


Gerisi teferruattır…