Her şeyin sorumlusu olan ‘Şeytan’

Şeytan yaptırmıştır kesin! Yoksa bakın ne güzel yaşıyoruz kendi halimizde. Kendi kendimizi öldürerek… Savunmamız gayet mantıklıdır hatta bazılarına göre; Sokrates’inkiyle bile kapışır: “şeytana uydum efendim, bir daha yapmayacağım, hem bakın takım elbise de giydim, gayet de mütevazıyım”. Ama ben her zaman haklıyım; ya da haklıyımdır. Burada şeytana uyma sırasını komşuma veriyorum. Çünkü benim düşündüğüm gibi düşünmüyorsa vardır onda da bir ‘şeytanlık’.

Her şeyin sorumlusu olan 'Şeytan'

Şeytan sonuçta!

Yapılan iyi işleri biz yapmışızdır, kesinlikle biz yapmışızdır, hatta bu iyiliği sosyal medya hesaplarından da duyurmak zorundayızdır, ”Bakın, ben  iyilik yapıyorum, hatta bu iyiliği yaparken de, hiç de haberim yokmuş gibi fotoğrafımı da çekmişler, Allah Allah! Kim çekiyor bizim iyilik yaptığımız esnadaki, o ‘hiç haberimiz olmayan pozları?’ Ne? ”Sağ elin verdiğini sol el görmemeli miymiş?

Yok canım o iş öyle değildir, öyleyse de; bizim iyilik yaparkenki fotoğraflarımızı da kesinkes ‘şeytan’ çekmiştir”.


Gerçi ‘şeytan‘ın elinde bu kadar megapikselli kameralardan da yok diyorlar ama neyse, kesin onun işidir, bulmuştur bir yerlerden, ‘şeytan‘ sonuçta…

Linç kültürünü mü hakim kılmışız ülkeye?

Oruç tutmayanların düzenlediği bir etkinliğe mi saldırmış ”birileri”?

Nefsine hakim olmak sadece imsakla iftar arasına mı sıkıştırmış? İftardan sonra ”bizim gibi” olmayanları linç etme hakkı mı vermişiz bazılarına?

Bu tür menfur saldırıları dil ile kınayıp kalp ile tasdik mi etmişiz?

Uydurma lakırdılar efendim bunlar, bolca da manipülasyon. Fail-i meşhurdur mahalle arasındaki böyle küçük olayların. Şeytan yaptırmıştır kesin! Yoksa bakın ne güzel yaşıyoruz kendi halimizde. Kendi kendimizi öldürerek…

Örtbas mı etmişiz suçlarımızı? Yok canım, daha neler? Hem suçun ucu bir yerde bana da dokunuyorsa ona ‘örtbas‘ mı denirmiş?

Aksine, müminin günahlarını saklamak çok mühimdir. Yayın yasaklarını biz niye koyuyoruz sanıyorsunuz siz? Somada madenci yakınına atılan tekmeden de ayakkabıyı sorumlu tutsak iyi olur bu arada.

Hem şeytana pabucunu ters giydirenlerdensek de bütün suç bizde mi oluyor? Yok mu bir Allah’ın kulu, “şeytan kardeş, sen bu pabucu niye ters giydin? Senin de iraden var giymeseydin” diyecek?

E ne olmuş öldürdüysek bir kadını, ”sevdiğimiz yemeği yapmadı, eteği diz kapağından yukarıdaydı, sevgisi azalmıştı, o çok övündüğümüz ‘adamlığımıza’ başkaldırdı” diye.

Savunmamız gayet mantıklıdır hatta bazılarına göre; Sokrates‘inkiyle bile kapışır: “şeytana uydum efendim, bir daha yapmayacağım, hem bakın takım elbise de giydim, gayet de mütevazıyım

Komşumla konuşmuyorum, tam bir “dindar” ya da tam bir “laik”. Allah affetsin ya da Kozmos.

Ama ben her zaman haklıyım; ya da haklıyımdır. Burada şeytana uyma sırasını komşuma veriyorum. Çünkü benim düşündüğüm gibi düşünmüyorsa vardır onda da bir ‘şeytanlık‘.


Bu konuda mütevazı olamayacağım zira komşumla aramdaki bütün kavgalarımda, melekleri satın alırım ben. Ne de olsa meleklere uyunca ‘sevap pointlerim’ hep tavanlık.

Nasıl olur yahu? Karnı acıktı diye ekmek mi çalmış? Kesin şeytana uymuştur. Allah affetsin, daha da gencecikmiş. Okulunu bitirmiş ama atanamamışmış. Ama olsun, şeytana uyduysa eğer, cezasını da çeker. Hem bak, biz niye yapmıyoruz, bizim neyimiz eksik? Ne? Yasalar örümcek ağı gibi miymiş? Küçük böcekler takılır, büyük böceklerin çok da umurunda olmaz mıymış? Olsun olsun, öyle deme, bak ne güzel, her tarafa bölünmüş yollar yapılmış.

‘Modern kölelik’ de neymiş efendim? Bizimkiler de epey veryansıncıymış. Kölelik dediğin yüzyıllar ötesinde kalmış.

İnanmayınız böyle şeylere, duyduğuma göre bunlar da ‘modern çağ abartmalarındanmış’. Yoksa kumaş pantolonlu, beyaz yakalı, az maaşlı, çok kullanışlı,(sigara içmemesi ve elli tane sınavdan geçmesi tercih sebebidir) bir adamdan hiç “köle” olur muymuş?

Yüce Belediyemizin verdiği iftar çadırında “aç” olan mülteci çocukları mı sıradan çıkarmışız?

Ta-ma-men iftira! Böyle manevi atmosferin olduğu bir yerde ‘şeytan‘ pek bulunmaz. Kesin bilgidir, hatta o kadar kesin ki yaymamıza bile gerek yok.

Haberlere neyim çıkar sonra, uğraş dur ‘yayın yasağıyla, onunla bununla.’ Şeytan giremez diye tabela astık çadırımıza, daha ne yapalım kıymetli müminler?

Talan mı etmişiz ormanları? Ağaçları keserken zevk mi alıyormuşuz? İş makinesinin sesini, kuş seslerine mi yeğliyormuşuz? Nefes alacağımız yer mi kalmamış? Bak böyle ulu-orta konuşuyorsunuz, yarın öbür gün, bu deli saçmalarına biz bile inanacağız.

El-insaf arkadaşlar. Kıyamet günü elimizde bir tane bile ağaç olsa onu da ‘şeytan’ gelip elimizden alır. Yani her şeyin sorumluluğunu da bizlere yıkmazsanız seviniriz. Zira yapılan iyi işleri biz yapmışızdır lakin fenalık ve azgınlığı yapanlar kesinlikle bizden değildir.

İnsanların beyinlerini televizyon programları ile mi uyuşturuyormuşuz? Ödül oyununu kimin kazanacağı, açlıktan ölen bir insanın dramından daha mı fazla izleniyormuş?

İşçi kesiminin çektiği çileler, ünlüler takımının nasıl balık avladığından daha mı değersizmiş? Ramazan  dolayısıyla 999 tl ye(fix menü)  steakhouse’umuzdaki etlerimizden yiyenler, çöpten taze sebze arayanların halinden mi anlamıyormuş. Şeytan bile sizin kadar fesat değil arkadaşlar.

Bizler serbest piyasa ekonomisini savunuyoruz. Şeytan da kazansın, o da yesin. Bırakınız yapsınlar, bırakınız şeytanlaşsınlar.

funny-devil

Evet arkadaşlar, son olarak şeytan’ın kendisine atıldığını iddia ettiği iftiralara karşılık imzaya açtığı bildirinin, nasıl bir amaca hizmet ettiğini daha iyi görebilmeniz için kısa bir bölümünü okumak istiyorum.

”Bizler tarafımıza yöneltilen hiçbir iftirayı kabul etmiyoruz. Şeytanlar olarak görevimiz ”insan” denen yüce varlığın yolunu saptırarak, onlara kötü şeyler yaptırmaktı. Fakat olay bizim istediğimizin de dışına çıktı.

“Nasıl?” diye soracak olursanız şayet: ”İnsanlar bizim istediğimizin fazlasında  şeytanlaşmış durumdalar ve herşeyin sorumluluğunu bizlere yıkmaya çalışıyorlar”.

Dünya’nın başlangıcından beri bu işi yapıyoruz fakat hiçbir zaman; bu dönemdeki gibi bir saldırıya maruz kalmadığımızı belirtmek isteriz.

Tamam bizim kötülükle ilgili bir geçmişimiz var, kabul ediyoruz; ama kötülüğün geleceğinde ‘insan’ denen varlık bayrağı bizden almış durumda. Ve bu kötülük bayrağını hiç bırakmamacasına sahiplenmiş durumda.

Çok hevesle başladığımız şeytanlık işine, insanın iftiraları yüzünden son vermek üzereyiz. Birisi bizim sesimizi duysun, birileri bizlere iftira atmayı bıraksın.”


Şeytanlık İşleri Basın Sözcülüğü.