Küf Mantarı Alerjisi nedir? Korunma yöntemleri nelerdir?

Küf mantarı; nemli ortamlara tutunan, sporları havada uçuşan küçük mantarlardır. Büyümek ve yayılım göstermek için hava, ideal sıcaklık, nem ve besine ihtiyaç duyarlar. Küf mantarları hava veya çürüyen bitkiler gibi dış alanlarda ve evin güneş görmeyen nemli alanlarında kendilerini gösterebilirler. Havanın görece daha sıcak ve nemli olduğu yaz mevsimi sonrasında ya da erken sonbahar başında spor sayısında çoğalma gözlemlenen küf mantarlarının; aynı zamanda gözle görülemeyen ve alerjik reaksiyonlara sebebiyet veren sporlar ürettiği bildirilmiştir.

Küf Mantarı Alerjisi

Küf Mantarı Alerjisi nedir? Korunma yöntemleri nelerdir?

Bireylerin hayatlarının spesifik dönemlerinde görülen alerjik semptomlar küf mantarı alerjisini akıllara getirebilir. Temel anlamda küf sporları büyüme ve üreme biçimleri odağından hayvanlardan ve bitkilerden daha farklıdır. Küf sporları, nem oranının yoğun olduğu bölgelerde, çiy formunda yayılım gösterebilir.


Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Alerji Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, bazı insanlarda küf sporlarının solunmasına bağlı olarak alerjik reaksiyonların görülebileceğini söyledi. Prof. Dr. Ahmet Akçay; “Çok fazla küf cinsi olmasına karşın yalnızca birkaç düzine küf türünde alerjik semptomlar gelişmektedir. Bazı küf türleri, ağaçtan düşen yapraklar ve çürüyen kütükler üzerinde, çimenlerde gelişir. Yanlış bilinenin aksine her ne kadar havaların soğumasıyla polenler ölse de çoğu küf türü gelişmeye devam eder. Küfteki birincil alerjen, küf sporudur. Küf sporları havaya karışabildiklerinden dolayı bireylerin burunlarına da temas edebilir. Bu noktada alerjik reaksiyonlar tetiklenmektedir. Küf sporları, insan hayatında astım ve alerji ile ilişkilendirilebilir”.

Evinizde küf sporlarına dikkat!

Sürekli olarak havada asılı kalan küf sporları alerjik semptomları tetikleyebilme potansiyeli taşır ve bu sporlar ıslak bir zemine yapıştıklarında ve küf genişlediğinde problemler daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Evin içerisinde büyüyen küf genellikle neden olduğu saptanamamış su sızıntılarında ve çatı katlarında, bodrumlarda ve evin nemli bölgelerinde meydana gelebilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Akçay, küfün özellikle nemli havalarda yoğunlaştığını ve evin içerisinde sıvası hasarlı olan duvarlarda, rutubetten yeşeren banyo karolarında, çürüyen mutfak dolaplarında, bitkilerin üzerinde ve nemlenen duvar kağıtlarında bulunabileceğini ifade etti. Ve ekledi: “Kendine özgü koku özelliğine sahip olan küf mantarları gözle görülemezler. Havada uçuşarak etrafa saçılır ve alerjik semptomların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Küf mantarları havanın nemli ve sıcak olduğu erken sonbahar döneminde artış gösterebildiği için bireyler, içerisinde bulunduğumuz şu günlerde daha dikkatli olmalılar”.

Bu belirtiler varsa küf alerjisine dikkat!

Prof. Dr. Akçay, küf alerjisinin öteki üst solunum yolu alerjileri ile aynı belirtiler vasıtasıyla ortaya çıktığını ve küf alerjisinin sebebiyet verdiği alerjik rinit belirtilerinin; pullu ve kuru cilt yapısı, hapşırma, burun tıkanması veya akıntısı, geniz akıntısı ya da öksürük, burun ve boğaz kaşıntısı, göz yaşarması belirtilerini içerdiğini açıkladı. Küf alerjisinin belirti ölçeği bireyden bireye farklılık gösterebilmektedir. Temelde küf alerjisinin semptomları bireyden bireye farklılık gösterir ve senenin spesifik zamanlarında belirtileri şiddetlenebilir.

Küf alerjisi ender vakalarda gıda alerjisine benzetilebilir

küf mantarı

Bireyin temel olarak küfe yönelik hali hazırda bir alerjisi mevcutsa, küf barındıran yiyeceklerin tüketimi besin alerjisi gibi görülen reaksiyonlara sebep olabilmektedir. Çoğu besinlerle alakalı, gıda bozulmuş gibi görünmeksizin saprofit şeklinde mantarlarla hafif kolonileşme ortaya çıkabilmektedir. Bu ve benzeri durumlarda besin maddesinin; tutarlılığı, şeker ve nem içeriği anahtar roldedir. Besinin tütsü haline getirilmesi ya da kurutulması oldukça önemli bir koruma yöntemidir. Bu noktada oluşabilecek risk; mantar öldürücü tedavinin olmamasına bağlı olarak organik ürünler kısmında sorunun git gide artmasıdır. Prof. Dr. Akçay; yağ, süt ürünleri, turunçgil veya çekirdekli meyveler, ekmek, yer fıstığı ve kurutulmuş meyveler gibi gıdaların genellikle küf sporlarını barındırdıklarının göz ardı edildiğinin altını çizdi.


Küf mantarı alerjisi astımı tetikliyor!

Küf alerjisi belli başlı durumlarda ciddi boyutlara ulaşıp beraberinde başka birtakım olumsuz durumların oluşmasına da neden olabilir. Prof. Dr. Ahmet Akçay, küf kaynaklı oluşabilecek birtakım komplikasyonları şöyle açıklamıştır: “Alerjik fungal sinüzit, sinüslerde iltihaplanmaya neden olan bir durumdur ve küf alerjisi bu durumu derinden etkiler. Öte yandan küf kaynaklı astım noktasında, küfe alerjisi olan bireylerde küf sporlarını solumak astım ataklarını tetikleyebilir. Bazı bireylerde küfe karşı maruziyet, astımın şiddetlenmesine sebebiyet verebilir. Tüm bunların yanı sıra ise alerjik fungal sinüzit; küf alerjisinin tetiklediği, sinüslerde iltihaplanmaya sebep olan bir durumdur.”

küf rutubet alerjisi

Küf mantarı alerjisinden korunma yolları

Prof. Dr. Ahmet Akçay, bireylerin yaşam alanlarında küf oluşumunu azaltmak adına birtakım yöntemlerden bahsetti:

  • Bodrum katı gibi yerlerde oluşan yeraltı suyu ya da boru sızıntıları gibi nemli alanlar ortadan kaldırılmalıdır.
  • Evlerde HEPA filtreli klima kullanmaya özen gösterilmelidir. HEPA filtre, küf sporlarını evin içerisine ulaşmadan evvel dış ortamda yakalayabilmektedir.
  • Klima ve fırınların filtreleri düzenli olarak değiştirilmelidir.
  • Tüm banyolar düzenli olarak havalandırılmalıdır ve duşun hemen ardından havayı kurutmak için havalandırma fanı devreye sokulmalıdır. Havalandırma fanının bulunmadığı durumlarda, duş alınırken bir pencere ya da kapı açık bırakılmalıdır.

Biyografi: Prof. Dr. Ahmet Akçay

Prof. Dr. Ahmet Akçay
Prof. Dr. Ahmet Akçay

Denizli’de doğan ve ilk, orta ve lise öğrenimini Denizli’de tamamlayan Prof. Dr. Ahmet Akçay Denizli Anafartalar Lisesi’nden birincilikle mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ihtisası yaparak uzman oldu. 2003 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı’nda çalıştı ve 2008 yılında Çocuk Alerjisi Uzmanlık diplomasını aldı. 2012 yılında Çocuk İmmünolojisi ve Alerjik Hastalıklar Uzmanlık diplomasını ve 2013 yılında Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanlık diplomasını aldı. 2007 yılında Doçent, 2014 yılında profesör oldu. Amerika’nın en iyi ilk 3 hastanesinden birisi olan Cincinnati Children Hospital’de Pediatric Allergy and Immunology departmanında misafir bilim adamı olarak çalışmıştır. Kliniğin başkanı olan Prof. Dr. Amal Assad ile birlikte çalışan Prof. Dr. Ahmet Akçay alerjik hastalıkların ve astımın tanı ve tedavisinde uygulanan yeni yöntemler konusunda tecrübe sahibi olmuştur. Bu çalışması sırasında astım, besin alerjileri, besin alerjilerinde yükleme testleri, immünoterapi (alerji aşıları), egzama, ilaç alerjileri konusunda Amerika’da uygulanan yöntemler konusunda tecrübe sahibi olmuştur. Amerika’da bulunduğu sürede Bernstein Allergy’de çalışma imkânı bulmuştur. Journal of Asthma editorü Prof. Dr. Jonathan Bernstein ile birlikte kısa süreli çalışma imkânı bulmuştur. Amerika’daki alerji kliniklerinin çalışma yöntemleri konusunda fikir sahibi olmuştur. Cincinnati Children Hospitalda Pediatric Pulmonology bölümü tarafından dünyanın önde gelen pediatrik pulmonologlarından Prof. Dr. Robert Wood tarafından organize edilen 4 günlük bronkoskopi kursuna katılmıştır. 2013-2016 yılları arasında Liv Hospital Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları bölümünde çalışan Prof. Dr. Ahmet Akçay Mart 2016 yılında İstanbul Alerji’yi kurarak İstanbul Alerji’nin Türkiye’de alerjik hastalıkların ve astımın tanı ve tedavisinde önemli bir adres olmasını amaçlamaktadır. Prof. Dr. Ahmet Akçay Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Yönetim kurulu üyesi olup Türkiye’de alerjik hastalıkların tanı ve tedavisinin gelişmesinde katkıda bulunmaya çalışmaktadır. Çocuk Alerji Uzmanı olması nedeniyle; alerjik astım, alerjik nezle, egzama, besin alerjileri, ilaç alerjileri, kurdeşen, temas alerjileri, heriditer anjioödem, mastositoz gibi alerjik hastalıkları, Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı olması nedeniyle; zatürre, tekrarlayan zatürre, bronşektazi, kistik fibrozis, kronik akciğer hastalıkları, kronik öksürük, uyku sorunları, sık tekrarlayan öksürük gibi çocuk göğüs hastalıkları, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olması nedeniyle sağlam çocuk takibi, gaz ağrısı, çocukluk çağı aşıları, büyüme gelişme geriliği, iştahsız çocuk, kilo alamama, ishal, kusma, karın ağrıları gibi tüm çocukluk çağı hastalıkları konusunda uzmandır.  Uyguladığı tanı yöntemleri deri prick testi, yama testi, solunum fonksiyon testleri, besin yükleme testleri, verilen havada nitrik oksid, ilaç alerji testleri ve ter testidir. Uyguladığı tedavi yöntemleri ise ilaç tedavisi, korunma, cilt altı enjeksiyon ve dil altı aşı tedavileridir.

Alerji ve Astım Derneği Hakkında: Alerji ve Astım Derneği 2019 yılında alerjik hastalıklar ve astım hastalıkları ile alakalı; aileleri bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, bilimsel ve sosyal çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur.


Sağlık alanındaki akademik çalışmaları ve tecrübesini dernek çatısı altında toplayan kuruluş; yenilikçi, dinamik ve güncel yaklaşımlarıyla alerjik hastalıklar ve astım hastalıkları konusunda bilimsel çalışmalar ve projelerle ailelere destek olmayı hedeflemektedir.

Rutubete ve küfe karşı çözüm: Kokuyu da ortadan kaldırıyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.