Vücutta sonradan ortaya çıkan şişlikler ve inatçı ağrılar, hayatın her döneminde görülebilen kemik tümörleri habercisi olabilir. Bu tümörler, genellikle iyi huylu tümörler olarak ortaya çıksa da, bazı durumlarda kötü huylu tümörler olarak da gelişebilir. Özellikle kötü huylu tümörlerde, hayati riski ortadan kaldırmak ve uzuv kaybını önlemek için erken teşhis kritik bir rol oynamaktadır.
Memorial Ankara Hastanesi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan, benign tümörler ile malign tümörler arasındaki farklara dikkat çekiyor. Kesin tanı için biyopsi yöntemine başvurulurken, tedavi sonrası süreçte ise hastanın yaşam kalitesini artırmak amacıyla kapsamlı bir rehabilitasyon programı uygulanıyor. Zamanında müdahale ile kemik kanserleri dahil olmak üzere bu hastalıkların büyük bir çoğunluğu başarıyla tedavi edilebiliyor.
📌 Kemik tümörleri ve tedavi sürecinde öne çıkanlar
- Vücutta sonradan oluşan şişlikler, geçmeyen kemik ağrıları ve hareket kısıtlılığı kemik tümörlerinin en önemli belirtileridir.
- İyi huylu (benign) tümörler daha sık görülürken, kötü huylu (malign) tümörler çevre dokulara ve uzak organlara yayılarak hayati risk oluşturabilir.
- Erken teşhis, kötü huylu tümörlerde hem hayat kurtarır hem de 20-30 yıl önce %40 olan ampute (uzuv kesilmesi) oranını günümüzde %3-4’lere kadar düşürür.
- Kesin tanı, radyolojik görüntülemeler sonrası şüpheli bölgeden alınan doku parçasının incelendiği biyopsi ile konur.
- Tedavi sonrası fizyoterapi ve psikososyal destek içeren rehabilitasyon süreci, hastanın normal hayatına dönmesinde kritik rol oynar.
🔎 En çok merak edilenler
- Her kemik tümörü kanser midir?
Hayır. Kemik tümörlerinin büyük bir çoğunluğu iyi huylu, yani kanserli olmayan kitlelerdir. Bir tane kötü huylu tümöre karşılık yaklaşık 40-50 tane iyi huylu tümör görülür. - Kemik tümörleri en sık kimlerde görülür?
Özellikle çocukluk ve ergenlik çağında (Osteosarkom, Ewing sarkom gibi) ve 40 yaş sonrası ileri yaş grubunda sık görülmektedir. - Biyopsi işlemi acı verir mi?
Biyopsi, lokal veya genel anestezi altında yapıldığı için işlem sırasında ağrı hissedilmez. İşlem sonrası hafif bir ağrı olabilir ancak bu, ağrı kesicilerle kontrol altına alınır. - Erken tanı neden bu kadar önemli?
Çünkü sarkomlar gibi kötü huylu tümörler hızla büyüyüp akciğer gibi organlara yayılabilir (metastaz). Erken tanı, tümör yayılmadan tedavi edilmesini sağlayarak hem hayat kurtarır hem de uzuv kaybını önler.
🩺 Uzman uyardı: Bu belirtiler kemik tümörlerinin habercisi olabilir
İyi ve kötü huylu olarak ikiye ayrılan yumuşak kemik doku tümörleri her ne kadar az görülse de hayatın her döneminde ortaya çıkabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan, iyi huylu tümörler çocukluk çağı ya da 40’lı yaşlarda ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı gibi şikayetlerle kendisini belli ederken, kötü huylu tümörler ise hayati riske neden olabiliyor. Bu nedenle kötü huylu kemik tümörleri için erken teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor.
Ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığını hafife almayın. Bu belirtiler ciddiye alınıp, hızlı bir şekilde uzmana başvurulmalıdır.
Kemik yumuşak doku tümörlerinin 5 önemli belirtisi!
İyi huylu kemik tümörleri, yavaş ilerleyen, eklem veya kemikte ağrı, hareket kısıtlılığı ve aksama ile ortaya çıkabilmektedir. Kötü huylu kemik kanserlerinde ise hasta, şiddetli ve gittikçe artan şekilde kemik ağrısı, tümöre bağlı kırıklar ve o bölgede şişlikle doktora başvurur. Aşağıdaki belirtiler var ise mutlaka bu konuda uzmanlaşmış bir hekime başvurulması çok önemlidir.
- Vücudun herhangi bir bölgesinde sonradan meydana çıkan şişlikler
- Eklemlerde hareket kısıtlılığı olması
- Geçmeyen inatçı kemik ağrıları
- Sonradan ortaya çıkan aksamalar, çocuklarda sebepsize topallama
- Gece uykudan uyandıran ağrılar
Zamanında müdahale ile tedavi mümkün
Radyolojik olarak grafi, MR, tomografi ve PET gibi tetkikler yapıldıktan sonra kesin tanı için biyopsi gerekebilir. Prof. Dr. Arıkan, “Osteosarkom ve Ewing sarkom gibi bazı tümörler çocukluk/ergenlik döneminde sık olarak görülmekte ve acil olarak medikal ve cerrahi tedaviler gerektirmektedir. Zamanında müdahale ile neredeyse tamamına yakınının tedavisi mümkündür.” diyor.
Erken tanı hayat kurtarıyor, amputasyonu önlüyor
Kas iskelet sistemi tümörlerinde erken tanı hayat kurtarmaktadır. Prof. Dr. Arıkan, “20-30 yıl önce bu hastalarda yüzde 40 olan bacak ve kol amputasyonu oranı günümüzde yüzde 3-4’lere düşmüş durumdadır. Uygulanan ileri teknolojiler sayesinde hastalarda ameliyat sonrası kısa bir süre içerisinde iyileşme görülmektedir.” diye ekliyor.
Sıklıkla 40 yaşından sonra görülüyor!
Bu hastalığın görülmesinde genetik etkenler ön plandadır. Yumuşak doku tümörleri her yaş grubunda görülebilir ama sıklıkla 40 yaşından sonra ortaya çıkabilmektedir. Tedavinin başarılı olmasında en önemli unsur multidisipliner yaklaşımdır. Radyoloji, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi ve onkolojik ortopedi gibi branşların bir arada hastayı değerlendirmesi elzemdir.
📋 Kemik tümörlerinin sınıflandırılması: yaygın iyi huylu ve kötü huylu türler
Kemik tümörleri, köken aldıkları hücre tipine ve davranışlarına göre sınıflandırılır. Bu sınıflandırmayı bilmek, tedavi yaklaşımını belirlemede ilk adımdır.
👍 Yaygın İyi Huylu (Benign) Türler
- Osteokondrom: En sık görülen iyi huylu kemik tümörüdür. Genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde, diz ve omuz gibi uzun kemiklerin uçlarında görülür.
- Fibröz Displazi: Normal kemik dokusunun yerini anormal lifli dokunun almasıdır. Genellikle ağrısızdır ve başka bir nedenle çekilen röntgenlerde tesadüfen saptanır.
- Dev Hücreli Tümör: Genellikle 20-40 yaş arası genç erişkinlerde ve diz çevresinde görülen, agresif olabilen ancak nadiren kötü huyluya dönüşen bir tümördür.
👎 Yaygın Kötü Huylu (Malign) Türler
- Osteosarkom: Çocuklarda ve gençlerde en sık görülen kemik kanseridir. Genellikle diz, omuz ve kalça gibi kemiklerin uç kısımlarında hızla büyüyen ağrılı şişliklerle kendini gösterir.
- Ewing Sarkom: Daha çok çocuk ve genç erişkinlerde, bacak, kol, leğen kemiği gibi kemiklerin orta kısımlarında (diyafiz) ortaya çıkar. Ateş ve kilo kaybı gibi belirtiler de görülebilir.
- Kondrosarkom: Genellikle 40 yaş üstü yetişkinlerde görülen ve kıkırdak hücrelerinden köken alan bir kanser türüdür. Leğen kemiği, omuz ve üst bacakta daha sık görülür. (Kaynak: American Cancer Society, 2023)
🔬 Tanı süreci adım adım: biyopsi nedir ve nasıl uygulanır?
Kemik tümörlerinde doğru tanı, doğru tedavinin temelidir. Görüntüleme yöntemleri (MR, tomografi) tümör hakkında önemli bilgiler verse de, kitlenin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun kesin tanısı yalnızca biyopsi ile konulabilir. Bu işlem, şüpheli dokudan küçük bir örnek alınarak patolog tarafından mikroskop altında incelenmesidir.
- İğne Biyopsisi: En sık kullanılan yöntemdir. Görüntüleme (tomografi veya ultrason) eşliğinde, ciltten özel bir iğne ile tümörlü dokuya girilerek örnek alınır. Lokal anestezi altında yapılır.
- Açık Biyopsi: İğne biyopsisinin yetersiz kaldığı veya tümörün yerleşiminin zor olduğu durumlarda tercih edilir. Ameliyathane koşullarında, küçük bir kesi ile tümörlü dokuya ulaşılarak daha büyük bir parça alınır.
Biyopsi işleminin, nihai ameliyatı da planlayacak olan deneyimli bir ortopedik onkolog tarafından yapılması, tümörün yayılma riskini önlemek ve doğru tanıya ulaşmak için hayati önem taşır. (Kaynak: National Cancer Institute, 2024)
🚶♂️ Tedavi sonrası yaşam: kemik tümörü sonrası rehabilitasyon ve takip süreci
Kemik tümörü tedavisi, cerrahi ve medikal tedavilerin bitmesiyle sona ermez. Hastanın fonksiyonel olarak eski hayatına dönebilmesi ve olası bir nüksün (hastalığın tekrarlaması) erken tespiti için kapsamlı bir rehabilitasyon ve takip süreci başlar.
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Ameliyat sonrası en önemli adımdır. Uzman fizyoterapistler eşliğinde yapılan egzersizlerle eklem hareket açıklığının geri kazanılması, kasların güçlendirilmesi ve hastanın yürüme, merdiven çıkma gibi günlük aktiviteleri yeniden bağımsız yapabilmesi hedeflenir.
- Protez ve Adaptasyon: Eğer tümörlü kemiğin yerine bir protez konulduysa, hastanın bu protezi kullanmayı öğrenmesi ve vücudunun bir parçası olarak kabul etmesi için özel rehabilitasyon programları uygulanır.
- Psikososyal Destek: Kanser teşhisi ve zorlu tedavi süreci, hastalar ve aileleri için psikolojik olarak yıpratıcı olabilir. Bu süreçle başa çıkmak için psikolog veya psikiyatrist desteği almak, tedavi sonrası yaşam kalitesini artırır.
- Düzenli Takip: Tedavi bittikten sonra hastalar, hastalığın tekrarlama riskine karşı ilk birkaç yıl 3-6 ayda bir, daha sonra ise yıllık olarak düzenli kontrollere çağrılır. Bu kontrollerde fizik muayene ve görüntüleme yöntemleri (MR, tomografi, akciğer filmi) kullanılır. (Kaynak: Sarcoma Foundation of America)
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Kemik tümörü belirtileri nelerdir? Büyüme ağrısı yaşıyorsanız dikkat!
- Kemik metastazı nedir? Uykudan uyandıran ağrıya dikkat!
- Ablasyon: Tümörleri buharlaştıran kanser tedavisi yöntemi
- Omurilik tümörü nedir? Belirtileri ve tedavi şekli nasıldır?
- Boyundan kola vuran ağrı boyun fıtığı habercisi olabilir mi?
- Siyatik ağrısına ne iyi gelir? Siyatiğin en önemli 7 sebebi nedir?
- Şiddetli baş ağrısı beyin kanamasın habercisi olabilir mi?
- Yumuşak doku sarkomu kanseri nedir? Teşhis ve tedavisi nasıldır?
🔗 Kaynaklar:
- Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan – Memorial Ankara Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü
- Bone Cancer | American Cancer Society
- Osteosarcoma and UPS of Bone Treatment (PDQ®) – NCI
- Sarcoma Resources for Providers and Patients